Türkiye'de tarım ürünlerine yönelik arz-talep dengesizliği ve fiyatlardaki istikrarsızlık gündemden düşmüyor.
Orta ve uzun vadeli tarım politikalarının eksikliği hissedilirken, kronikleşen sorunların çözümüne yönelik yapısal reform ihtiyacı da her geçen gün artıyor.
Hem üretici hem de tüketici tarafını mutsuz eden söz konusu gelişmelere karşın tarım sektörü kendi içerisinde ciddi bir potansiyel barındırıyor.
İnsanoğlu için gıda vazgeçilmez bir konumda. Dünyada artan nüfus, azalan ekilebilir tarım arazileri ve sınırlı doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesi sonucu gıda ister istemez geleceğin stratejik sektörleri arasına giriyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yatırımcılar açısından tarım, gelecek vaad eden sektörler arasında gösteriliyor ve bu alanda sürdürülebilir tarım politikaları çerçevesinde ciddi yatırımlara ihtiyaç olduğu aşikar.
Son yıllarda devletin de hibe ve teşvikleri ile hem bitkisel hem de hayvansal üretim tarafında ciddi yatırımlar yapıldı.
İlk defa bu işe girip, kısa sürede zarar ederek sektörden çıkan ya da iflas edenler olduğu gibi doğru adımlar atarak bu işten para kazananlar da var.
Bu işe uzun vadede kafa yoran ve tarım sektörüne yatırım yapan isimlerden birisi de Türkiye'nin 'melek yatırımcı' olarak tanıdığı Aslanoba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aslanoba.
Aslanoba, Bursa'da kurduğu büyükbaş ve küçükbaş besi çiftliği ile kırmızı et üretimi gerçekleştirirken, aynı zamanda 1,100 dekarlık arazide organik tarım ile sebze ve meyve yetiştiriyor.
Melek yatırımcı Aslanoba'yı diğer yatırımcılardan ayıran özelliği ise çiftlikteki üretimini aracısız şekilde e-ticaret yoluyla tüketiciye ulaştırdığı yeni iş modeli.
Bloomberg HT'de yayınlanan Gündem-Tarım programına konuk olan Hasan Aslanoba, yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak tarım sektörüne yatırım yapmayı planlayanlara önemli tavsiyelerde bulundu.
İşte Hasan Aslanoba'dan 10 kritik tavsiye:
1- Bu işi seviyorsanız yapın
Bursa'da kurduğu Boğazköy besi çiftliği ve 1,100 dekarlık alana sahip Bostandere'de gerçekleştirdiği organik sebze ve meyve üretimi ile tarım sektörüne adım atan Aslanoba, bu alanda yatırım yapmayı düşünenlere şu çağrıda bulunuyor: “Gerçekten bu işi sevmeleri gerekiyor. Bu bir aşk, sevda işi. Sadece para yatırmakla bu işte başarılı olunmuyor. Sizin, tarladaki o ürünleri, çiftlikteki hayvanları sevmeniz ve ilgilenmeniz lazım. Başka türlü mümkün değil.”
2- İşinizin başında durun
Tarım insanların 7/24 mesaisini alan bir sektör. Aslanoba, yatırımdan önceki araştırmalarına karşın bir itirafta bulunuyor: “İşin içine girmeden önce bu kadar zor olduğunu tahmin etmiyordum.” Canlı ile uğraşılan bir alan olduğu için tarım sektöründe işinizin başında durmanız ve üretimden pazarlamaya kadar tüm süreci denetleyerek olumsuz gelişmelere anında müdahale edebilmeniz kritik önemde.
3- Doğru ekip ile çalışın
Her ne kadar işinizin başında duracaksanız da eğer sektörle ilgili yeterli deneyim ve bilgiye sahip değilseniz riski bertaraf etmenin yolu doğru bir ekiple çalışmaktan geliyor. Tarım sektörünün hem bitkisel hem de hayvansal üretim tarafında canlı ile uğraşıldığı için oldukça zor bir alan olduğunu hatırlatan Aslanoba, “Uzmanlık gerektiren bir iş kolu. Bu alanda Ar-Ge çalışanlarımız, ziraat mühendislerimiz, veteriner ve zooteknistlerimiz var. Bu konuda ciddi bir ekip ile çalışıyoruz” dedi.
4- Fizibilite çalışmasını iyi yapın
Yatırım öncesi bu konuda ciddi hazırlıklar yaptıklarını ve sektöre yönelik analiz ve fizibilite çalışmaları yürüttüklerini ifade eden Aslanoba, “Her yönüyle örnek bir tesis kurarken sektöre yönelik ciddi araştırmalarımız oldu” dedi. Bu konuda belki de bir diğer nokta, yatırım öncesi mevcut işletmeleri gezerek bilgi sahibi olmak.
5- Finansman hesabını iyi yapın
Evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Kağıt üzerinde yapılan yatırım maliyetine yönelik hesapların iyi bir fizibilite çalışması sonucu elde edilmesi önemli. Bakın Hasan Aslanoba bu konuda ne diyor: “Tarım sektörüne yatırım yapacakların bu konuda ciddi bir kaynak ayırması gerekiyor. Bu işler bazen bir sene çok kötü giderken bir sonraki yıl çok iyi gidebiliyor. Finansman hesabını iyi yapmak gerekiyor.” Özellikle son yıllarda iklim şartlarının tarımı olumsuz etkilediği bir ortamda mali anlamda B ve C planınız hazır olsun.
6- Pazarlama sorununu baştan çözün
Bu alanda daha önce faaliyette bulunmamış olan yatırımcıların gözden kaçırdığı en önemli noktalardan bir tanesi işin satış-pazarlama kısmı. Genelde yatırımcı konunun sadece üretim aşamasına odaklanıyor. Ama daha da önemlisi ürettiğiniz gıda ürünlerini değer fiyatına satabilecek pazarı bulabilmek. Aslanoba, aday yatırımcılara, “İşin müşteri tarafını mutlaka bir şekilde çözmeleri gerekiyor. Bu internet üzerinden satış olabilir ya da ticari müşterilere satış olabilir” diyor.
7- Sabırlı olun
Bir çok işte sabır gerekir ama tarım sektöründe yatırım yapanların daha uzun süreli sabra ihtiyacı var. Özellikle üretim aşamasının oldukça meşakketli ve uzun sürdüğü tarım sektörü için Aslanoba, yatırım planı yapanlara “Bu çok uzun soluklu bir iş ve çok sabırlı olmaları gerekiyor” diyor. Hemen hatırlatalım... Aslanoba, önce işin tarımsal üretim tarafına odaklanarak son 5-6 yıl boyunca tarımsal araziler toplamış. Bu araziler parça parça olduğu için de yıllar içinde birleştirdikten sonra yatırımını hayata geçirmiş.
8- Üretim stratejisi şart
Türkiye'de tarım sektörünün kronik problemlerinin başında yüksek girdi maliyetleri ve verimlilik sorunu geliyor. Kârlı bir işletmenin olmazsa olmazı hem hayvansal hem de bitkisel üretimde mekanizasyon, doğru teknik, bilgi ve planlı üretim stratejileri. Bu noktada işletmenizin kurulduğu lokasyon dahi satışın yapılacağı bölge açısından kritik önemde.
9- Gıda yatırımlarında teknolojiyi göz ardı etmeyin
Hem yatırımcı hem de girişimci olarak gıda ve teknolojinin birleştiği alanlara çok büyük ilgisi olduğunu söyleyen Aslanoba, tarım sektörüne yatırım yaparken yeni trendlere de dikkat çekiyor. Aslanoba, “Gıda ve teknolojinin birleştiği alanlarda çok ciddi yatırımlar var. Bugün mevcut gıda tedarik zincirinde önemli sorunlar var. Bu sorunların çözülmesinde teknoloji ciddi fırsatlar sunuyor. Trendin bu tarafa kaydığını görerek yatırım kararı aldım” dedi. Başlangıçta satışları daha çok ticari müşterilere yönelik olarak gerçekleştirdiğini ve en sonunda işi son tüketiciye kadar getirdiklerini belirten Aslanoba, “Bunu e-ticaret işine dönüştürdük. Bu sayede tarım, gıda ve teknolojiyi birleştiren uçtan uca bir iş modeli oluşturduk” diye konuştu.
10- Sektördeki sorun ve açıklardan fırsat yaratın.. Krizi fırsata çevirin
Tüketici, bugünkü modern gıda perakendesi zincirinde güvenli gıdaya ulaşmakta zorluk çekiyor. Bu noktada üreticiden tüketiciye aracısız bir şekilde güvenli gıdayı ulaştırmayı başaranlar kazanıyor. Kırmızı ette hem fiyat hem de güven sorunu olduğu için dikey entegre olma yolunu seçtiklerini kaydeden Aslanoba, bakın sistemi nasıl kurmuş: “Kendi besi çiftliklerimizde küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarımızı yetiştirip yine kendi et parçalama ve paketleme tesisimizde tüketici için hazır hale getiriyoruz. Sipariş aldığımız zaman en baştan sona kadar ürünlerin tüketiciye ulaşma evrelerinin her devresinde yer alıyoruz. Siparişin alınmasından son teslimatın yapılmasına kadar tüm zinciri aracısız şekilde birbirine bağlamış durumdayız.”
"TÜRKİYE'DE TARIM AÇ-KAPA ŞEKLİNDE ÇALIŞIYOR"
Aslanoba'nın sektörün mevcut yapısına yönelik eleştirileri de var. Türkiye'de tarım ve hayvancılığın aç-kapa şeklinde çalıştığını ifade eden Aslanoba, sektörün yapısal sorunlarına da değiniyor.
Aslanoba, “Ortaya bir sorun çıktığı zaman onu hemen kısa vadeli olarak çözmeye çalışıyoruz. Hemen gümrük duvarları indiriliyor ve ithalat özendiriliyor. Mevcut şartlarda yerli besicinin ne durumda olduğu da malum. O yüzden bu aç-kapa politikalar büyük sıkıntı yaratıyor. Yapısal sorunların kökeninde verimli üretimin yapılamaması yatıyor. İthalatla terbiye politikasından kalıcı sonuç alınamaz” diyor.
Özetin özeti, tarımda potansiyel ve fırsatlar var ama risk ve tehditleri de gözardı etmemek gerekiyor.