Türkiye'de kuraklık yaşanmıyorsa suyun öneminden bahsetmek bir çok kimsenin ilgisini çekmeyebilir.
Peki verimli su kullanımı ve tasarruf ile Türkiye'nin tarım alanında her yıl 15 milyar dolarlık ek bir ekonomik hacim yaratabileceğini söylersek ilginizi çeker mi?
Bunu biz değil Eurodrip CEO'su Arkın Demir söylüyor.
Önce kısa bir özet geçelim.
Türkiye'de kişi başına düşen su miktarı 1,500 metreküp civarı ve önümüzdeki 20-30 yıl içinde bunun 1,000 metreküp ve altına gerilemesi bekleniyor. Bu da Türkiye'yi 2040 yılında su fakiri ülkeler kategorisine sokabilir.
Yani orta ve uzun vadede su kaynakları üzerinde ciddi baskı ve riskler bizi bekliyor.
Bilindiği üzere Türkiye'de su kaynaklarının kullanımında tarımın payı yüzde 74 civarında.
Bu anlamda 20-30 yıldaki projeksiyonlardan yola çıkarak verimli su kullanımına yönelik gerekli altyapı ve teknolojiyi sağlamak kritik önemde.
Gelelim suyun kullanıldığı tarım arazilerine...
Türkiye'nin tarım yapılabilir arazilerinin toplam büyüklüğü 28 milyon hektar civarında. Bunun sulanabilir kısmı 8,5 milyon hektar ama bu alanın sadece 5,7 milyon hektarı mevcut koşullarda sulanabiliyor.
5,7 milyon hektarlık sulanan tarım arazilerinin de maalesef 4 milyon hektardan fazlası yani yaklaşık yüzde 80'i vahşi sulama olarak da adlandırılan salma sulama yöntemiyle sulanıyor.
Geri kalan 1 milyon hektarlık alanda kullanılan damlama ya da yağmurlama sulama sistemleri ile suyun verimli kullanımı çok daha yüksek oranlarda. Yağmurlamada yüzde 60-70 civarında, damla sulamada ise yüzde 80-95 aralığında sudan bir verim alınabiliyor. Salma sulamada bu oran yüzde 20-30'u geçmiyor.
Kısacası suyu tarımda oldukça verimsiz bir şekilde tüketiyoruz.
Peki tarımsal hasılası 62 milyar dolar seviyelerindeki Türkiye, modern sulama sistemlerinin kullanımını yaygınlaştırırsa ekonomide verimlilik anlamında tarımsal üretime ne kadarlık bir katkı sağlar?
Bu sorunun cevabını Eko-Tarım programına katılan Eurodrip CEO'su Arkın Demir veriyor: “2-4 yıllık bir periyotta ihracatımızı 12-14 milyara dolar arasında hemen artırabiliriz. Üstelik bunu da maliyetimizi 2,5-3 milyar dolar düşürerek yapabiliriz. Bu açıdan basınçlı sulama sistemleri katma değerli bir konu. İlave ihracat artışına karşın girdi maliyetlerindeki ve ithalattaki azalma Türkiye ekonomisine, dış ticaret açığına 10-15 milyar dolarlık bir katkı sağlar.”
Arkın Demir'e göre 62 milyar dolarlık tarım ekonomisine sahip Türkiye'nin modern sulama sistemleri sayesinde sadece girdilerdeki yıllık tasarrufu 6-7 milyar dolara kadar çıkabilir.
Çünkü burada mazot başta olmak üzere enerji, ilaç ve gübre kullanımında tasarruf ön plana çıkıyor. Modern sulama sistemlerinin hepsinde yüzde 20 ila yüzde 60'a varan oranlarda bir tasarruf söz konusu. Bu da Türkiye'nin tarımda daha verimli ve daha rekabetçi olmasını anlamına geliyor.
Arkın Demir, Türkiye'de bu açıdan iki türlü fırsat olduğunu söylüyor.
İlki sulanabilir tarım alanlarının daha modern sulama sistemi ve teknikleriyle sulanması, ikincisi ise sulanan tarım arazisini 5,7 milyon hektardan 8,5 milyon hektara çıkarmak ve bunu da akıllı sulama sistemleri ile yapmak.
İsrail, İspanya, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde çok başarılı modern sulama sistemlerini örnek gösteren Demir, yine Arap ülkelerinin damlama ve yağmurlama sulama sistemleri konusunda önemli yatırımlarına dikkat çekiyor.
Bu açıdan Türkiye oldukça geride kalıyor.
Tarımda suyun doğru kullanımı neden önemli?
İşte Arkın Demir'in cevabı: “Sulama toprakta eşit dağılmalı ki bitkiler eşit şekilde büyüsün. Salma sulamada bu eşit dağılım söz konusu değil. Toprakta hem erozyon hem de tuzlanma yaratan salma sulama, uzun vadede toprağın verimini olumsuz etkiliyor. Salma sulama, mekanizasyonu da engelliyor. Modern sulama sistemi ile bu sorunları bertaraf ediyorsunuz.”
MODERN SULAMANIN GAP'TAKİ ROLÜ
Arkın Demir, modern sulama sistemlerindeki bu fırsatı Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı ve maliyetli projesi konumundaki Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) üzerinden veriyor.
Demir'e göre, GAP'a şu ana kadar 30 milyar dolar yatıran ve her yıl 2 milyar dolar yatırmaya devam eden Türkiye'nin bu kadar yatırıma ek olarak yıllık sadece 40-50 milyon dolarlık daha damla sulama sistemlerine ek yatırım yapması halinde GAP'ta yetiştirilen mısır, pamuk, biber gibi bir çok ürünün üretimini yüzde 30-50 oranında artırabiliriz.
Demir, “GAP'ta 20 küsür baraj ve 935 kilometre su kanalı yapılmış ama bunu modern sulama teknikleriyle tamamlamadığınız zaman istenilen verimi alamazsınız. Türkiye'nin daha kaliteli sulama tekniklerine ihtiyacı var. Bu hem üretimde hem de verimlilikte artış anlamına geliyor” diyor.
Özetin özeti, modern sulama sistemleri Türkiye'nin tarım politikalarında kendisine öncelikli yer edinmek zorunda. Ama bunu, damla sulama sistemlerinde lüks tüketim ürünlerinde olan yüzde 18'lik bir KDV uygulaması ile gerçekleştirmesi zor.
Arkın Demir, söz konusu oranın yüzde 8'lere inmesi halinde hem merdivenaltı üretimin ortadan kalkacağını hem de tüketici talebinin artacağını savunuyor.
Bu konu önemli.
O yüzden yazmaya devam edeceğiz ve bu alandaki en başarılı örnekler arasında yer alan İsrail modelini de bir başka yazıda ele alacağız.