Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yakın zamanda, "Şu anda siyasi istikrar yok, AB yok. Bir tek mali disiplin var" diye açıklama yaptı. Aslında bakan bu açıklama ile bütçe dengelerinin korunması gerekliliğini ve reformların yapılması zaruretini ortaya koymak için bu cümleleri sarf etti. Ancak mevcut durumun tespiti açısından bence çok uzun zamandır duymadığımız kadar net ve önemli bir tespit oldu.
Aslında uzun zamandır anlatılmak istenen de şey de aynı. FED'in faiz artışı, küresel kriz hatta ihracatın düşüyor olması mesele değil. Esas sorun bizim ülke olarak irtifa kaybediyor olması.
Bakan Şimşek'in AB üyeliği konusunda yaptığı vurgu bu irtifa kaybını gayet güzel açıklıyor: "Mesele üye olup olmamak değil. Hukuk devleti, demokrasi hak ve özgürlükler anlamında en iyi referans halen Avrupa Birliği'nde."
Siyaset öncesi yıllarca AB üyesi ülkelerde çalışmış ve yatırımcı nezdinde "neyin ne olduğunu" bilen bakan "Artık AB de yok!" diyor.
İşte gelip tıkandığımız nokta burası. "Neden orta gelir tuzağına düşüyoruz?" sorusunun cevabı da burada, "Niye finans merkezi olamıyoruz" sorusunun da!
Borsa'da hisse senetlerinin 5 yıllık ortalama fiyat/kazanç oranı 10'ların üzerinde seyrederken şimdi 9'a geriliyorsa, tahvil faizleri 5 yılın zirvesine çıkıyorsa sebebi FED'e bağlamak bence kolay ve yanlış bir çözüm olur.
2009 yılının toplamında ülkeden çıkan paradan daha fazlası bu sene ilk 8 ayında çıkıyorsa bunun tek açıklaması "Para anavatanına, ABD'ye dönüyor" olamaz.
Bütün bu olup bitenin sebebi Bakan Şimşek'in söylediği gibi bizim "hukuk devleti olmak, demokrasi ve özgürlükler konusunda referansımızı" kaybetmemizden kaynaklanıyor.
İyi haber: En azından teşhis ediyoruz. Kötü haber: Biraz geç kalmadık mı?
