"Bayram" denince aklına gelen ilk "kelime" nedir diye kısa bir araştırma yapsak acaba ne çıkar? Bu testi kendinize hemen uygulayın, ilk aklınıza ne geldi?
Ben gayri bilimsel kısa bir araştırma yaptım işte öne çıkanlar: yardımlaşma, birlik beraberlik, güven, büyükler/aile/mezar ziyaretleri. Kısaca dini bayramlar hem vecibelerin yerine getirilmesi hem de o günün manevi anlamına karşılık gelecek yardımlaşma, dayanışma, güven, barış ve huzuru temsil ediyor.
Bunlar elbette bir toplumda sadece bayramdan bayrama değil diğer günlerde de bir arada yaşamanın ön koşullarından. Peki toplum olarak yardımlaşmada, paylaşmada neredeyiz? Verilere bakalım.
PAYLAŞIM
Hayır Kurumu Vakfı (CAF) her yıl yaklaşık 135 ülkeden 130 bin kişi ile görüşerek "Dünya Paylaşım Endeksi (DPE/WGI)" adı altında bir endeks yayınlamakta. Bu endekste yardımlaşma ve paylaşmaya ilişkin üç basit soru soruluyor.
Bunlar sırası ile; Geçen ay yardıma ihtiyacı bulunan hiç tanımadığınız birine yardım ettiniz mi?; Bir yardım kurumuna parasal bağış yaptınız mı?; Bir hayır kurumuna gönüllü olarak zaman ayırıp destek oldunuz mu?
Bu üç sorunun ortalamasından her ülke için "paylaşım" skoru elde ediliyor. Türkiye bu endekste 135 ülke içerisinde yüzde 18 oranla 128. olarak en sonlarda yer alıyor.
Aşağıdaki grafik ilk 10 ve son 10 ülkeyi gösteriyor. Rapor Mynanmar ve Sri Lanka Budist kültürün rahiplere parasal desteği nedeni ile, Malezya'nın ise Filipinler, Çin ve Japonya'daki felaketlerden dolayı listede ön sırada yer aldığını belirtiyor.
Ama biz neden bu kadar gerideyiz ona değinmiyor. Biz burada değinelim.
TÜRKİYE'NİN DAYANIŞMA KARNESİ
Türkiye'nin yardımlaşma ve dayanışma karnesini yakından irdeleyince ortaya çıkan tablo, bu konuda çok da iyi bir sınav verdiğimizi göstermiyor. Yardım kuruluşuna zaman ayırmada 135 ülke içerisinde sondan üçüncüyüz, yardıma muhtaç tanımadığı birine yardım etme konusunda ise sondan yedinciyiz.
Bu anlamda toplum olarak dayanışmada sanılanın aksine oldukça geride olduğumuz net bir şekilde ortaya çıkıyor. Peki neden böyle?
PEK GÜVENMİYORUZ!
Yardımlaşma anlamındaki bu düşük performansın pek çok nedeni olabilir. Gelir durumu, yardıma muhtaç bireylerin çokluğu/azlığı, diğer ülkelerdeki yardıma muhtaçlara ulaşma konusundaki zorluklar, sivil toplum kuruluşlarının çokluğu/azlığı gibi faktörler etkili faktörlerden bir kaçı.
Ancak bunun da ötesinde bir toplumda dayanışmanın yardımlaşmanın harcını oluşturan en önemli bileşenlerden biriside toplumsal güvendir. Güven duygusu güçlü olan toplumdaki bireylerin ortak hareket edebilme, sorunları birlikte çözme ve dayanışma gösterme düzeyleri de haliyle yüksek olacaktır.
Türkiye'de değerli hocamız Prof. Dr. Yılmaz Esmer tarafından yürütülen ve toplam 58 ülkeye yapılan Dünya Değerler Araştırması bize yol gösterebilir. Araştırmada her ülkede insanlara güvenir misiniz diye bir soru yöneltilmiş.
Türkiye'de bu soruya genelde insanlara güvenirim diyenlerin oranı yüz kişide sadece 12, bu oranla 58 ülke içerisinde 44. sıradayız. Hollanda'da bu oran yüzde 66, İsveç'te yüzde 60 ve Almanya'da yüzde 44. Benzer başka bir soruda tanıdıklarımıza güven sorulmuş, burada da her 5 kişiden birisi tanıdıklarını güvenmediklerini belirtiyor. Karnede bir tek komşumuza güvende iyi durumdayız; ancak tanımadığımız, başka dinden/milliyetten insanlara olan güveniniz oldukça düşük.
GÜVEN, PAYLAŞ, YARDIMLAŞ VE ZENGİNLEŞ
Toplumdaki güven ve paylaşım refahı da birebir etkiliyor. Değerler araştırmasını kullanarak yapılan bilimsel bir çalışmada (Dearmon & Grier, 2009) toplumdaki güvenin 16 puan artmasının kişi başı milli geliri de yüzde 2,4 oranında artırdığı bulunmuş. Yani güven toplumları zenginleştiriyor. Paylaşım kültürünün artması da toplumsal refaha benzer bir etki yapmakta.
Paylaşı kültürü gelişmeyince icat da çıkmıyor, girişimci de. Yeni ekonomide yerini bulmaya başlayan "Kitle fonlaması" (Crowdfunding) ve benzeri oluşumlar, salt yardım değil yardımla girişimciliği birleştirebiliyor.
Bu da muhtaçlık, kendi kendine yetebilirliğe geçme konusunda bir köprü görevi görebiliyor, istihdamı da ekonomiyi de pozitif anlamda etkiliyor. Paylaştıkça gerçekten zenginleşebiliyoruz. Kitle fonlamasının tamamı yardım/hayır için olmasa da toplamda geçen yıl 6 milyar dolarlık bir büyüklüğe erişmiş olması önemli bir gösterge.
VE BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!
Yardımlaşma ve paylaşma hem toplumları kaynaştıran hem de toplumsal barışa katkıda bulunan insani özelliklerimizdir. Büyük felaketler sonrasındaki yardımların insanları ne kadar birbirlerine yaklaştırdıklarını hatırlayın (örn. 17 ağustos depremi sonrası Yunanistan-Türkiye). Bunu kişisel seviyeye indirdiğimizde de benzer etkileri olacaktır. Ancak insanlara güven konusunda tereddütü olan bir toplumda dayanışma ve yardımlaşma da sekteye uğrayacaktır.
Toplum olarak farklılıkları (din, dil, ırk) bir zenginlik olarak görecek ve insanlara güveni yeşertecek bir dönüşüme ihtiyacımız var. Bu bayram bir vesile olsun, sözde kalmasın, bayramdan bayrama hatırlanmasın, zaman/para/emek elimizden ne gelirse paylaşalım. Asıl amaç bu olmasa da belki gelecek yılki paylaşım endeksinde biraz ön sıralarda yer alırız.