Yaklaşık 7 bin yıllık bir geçmişe sahip, Akdeniz ve Kızıldeniz'e kıyısı bulunan, Afrika’nın en büyük nüfusa sahip ülkesidir Mısır.
Mısır deyince hemen aklımıza son zamanlarda Türkiye ve Mısır arasında yaşanan politik gerginlik gelebilir. Ancak Mısır geçtiğimiz günlerde “Mısır’ın Çılgın Projesi” olarak adlandırılabilecek gerçekten de çok büyük bir projenin tanıtımını gerçekleştirdi.
Mısır; Fatimi Devleti’nin al- Qahera ismiyle kurduğu, 1300 yılı aşkın süredir aynı alanda, aynı adla yer alan, Arap dünyası ve Afrika'nın en büyük kenti olan başkent Kahire’yi taşımaya, yeni bir Kahire yaratmaya çalışıyor. Projenin yaklaşık maliyeti 30 milyar Sterlin (44,9 milyar $). Daha açıklandığı ilk andan itibaren tüm dünyanın iştahı da buraya yapılacak yatırımlarda yer alma isteği ile kabarmış durumda. Tıpkı al-Qahera gibi bu yeni Kahire de sıfırdan inşa edilecek.
PEKİ BU PROJELERİ NELERİ KAPSIYOR?
Mısır Konut Bakanı; 30 adet emir, kral ve başkan ile potansiyel yatırımcı görülen yüzlerce kişinin önünde yaptığı sunumda; “Mısır’ın dünyanın diğer tüm ülkelerinden daha fazla harikaları var ve tanımlanmaya imkan tanıyan pek çok iş ortamını herkese sunuyor” diyerek yatırımcılar üzerinden adeta herkese meydan okudu.
Yeni şehrin henüz adı yok. Tamamlanınca hemen hemen Singapur büyüklüğünde 700 kilometrekarelik bir alanı kapsayacak. Bu yeni şehir, New York’un Central Park’ının 2 katı büyüklüğünde bir parka, Disneyland’ın 4 katı büyüklüğünde bir tema parkına sahip olacak. Yeni şehrin 5 ila 7 yıl arasında tamamlanması bekleniyor.
İsimsiz yeni şehir, 21 adet büyük rezidans bölgesini, 25 adet özel tahsisli bölgeyi, 663 adet hastaneyi, 1.250 adet cami ve kiliseyi, en azından 5 milyon kişinin barınacağı 1.1 milyon konutu ile son yıllarda görülebilecek en büyük projelerden birisi.
İsimsiz yeni şehrin planlanan nüfusu ise, bu yeni şehri tarihte özel amaçla inşa edilen en büyük başkent yapacak şekilde planlanmış. Yaklaşık 1.8 milyon nüfusa sahip İslamabad, 2.8 milyon nüfusa sahip Brasilia nın toplam nüfusundan fazla olacak.
Tabiidir ki pek çok yatırımcı şimdiden bu büyük proje ile yakından ilgili. Ancak bu kadar büyük bir projenin 5 ila 7 yıl arasında bitirilmesinin planlanması pek çok yatırımcıya da akılcı gelmiyor. Oysa Mısır Hükümeti daha şimdiden 100 kilometrekarelik alanın inşaatının başlamak üzere olduğunu ve bu projenin ilk diliminin finansmanı konusunda herhangi bir sıkıntı olmadığını da duyurdu.
Proje gerçekleşir mi bilinmez ancak yeni şehir yaratma konusunda maharetli olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) yeni şehir projesi ile en yakından ilgilenen ülke olduğu da sıklıkla dile getiriliyor.
Cumhurbaşkanı Sisi’nin BAE’den büyük destek görmesinin nedenleri şimdi daha net gibi duruyor. Ortaya çıkan büyük inşaat yatırımları aslında özellikle yurt dışı taahhüt işlerinde tecrübe sahibi Türk müteahhitleri için de önemli fırsatlar yaratıyor.
Ancak Türkiye ile Mısır’ın arası, Türkiye’nin Mısır’da mevcut darbe hükümetine yönelik eleştirileri ve tanımaması ile birlikte uzun zamandan beri kopmuş durumda.
Türk Hükümeti’nin bu konudaki tavrı net. Dışişleri Bakanlığı diyor ki;
“..Öte yandan, demokratik seçimler yoluyla işbaşına gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görevine son verilmesi ve Anayasanın askıya alınmasıyla sonuçlanan 3 Temmuz 2013 tarihli askeri darbe, Mısır’la ilişkilerimizin de seyrini olumsuz etkilemiştir.
Diplomatik ilişkilerimizin 23 Kasım 2013 tarihinde maslahatgüzar seviyesine indirilmesi kararı, Mısır yönetiminin bu yöndeki tasarrufuna karşılık, mütekabiliyet ilkesi gereğince alınmıştır.”
Mısır da ticari ve siyasi ilişkiler noktasında karşıt uygulamalarla kopan bu ilişkinin diğer tarafında duruyor.
Son derece keskin çizgilerle belirlenmiş politik çerçeve, bir taraftan ticareti neredeyse durma noktasına getirmişken, diğer taraftan Türkiye’nin bu “Yeni Şehir-Başkent” projesinden pay almasını da engeller duruma gelmiş.
Artık nasıl yapılır bilinmez ama iki ülkenin arasını tekrardan yapacak, geçmişe sünger çekecek üçüncü bir ülkenin varlığına şiddetle ihtiyaç duyuluyor. Buna en yakın aday olarak da Suudi Arabistan gözüküyor.
Türkiye’nin, Mısır’ın bu “çılgın proje” sinden mutlak suretle pay alması gerektiğine inancımız tam.