Döndük dolaştık, az gittik uz gittik, yine bir seçimin arefesine geldik. Oysa kendi adıma ne çok inanmıştım Haziran seçiminden sonra bir koalisyon kurulacağına. Moda deyimle YANILMIŞIM.
Şimdi bu günden itibaren yenilenmiş seçimlere tam bir ay varken, partilerin seçim vaatleri bir bir gelmeye başladı.
İlk seçim vaadi Cumhuriyet Halk Partisi’nden.
Hepimizin bildiği üzere, geçen seçimin en çok konuşulan seçim vaadiydi CHP’nin vaatleri. Diğer partiler, bildirge bünyesinde yer alan ekonomik vaatleri çokça eleştirseler de, bu vaatlere alternatif vaatler geliştirmeye çalıştılar. CHP’nin vaatleri çok temel noktaya yani ekonomiye odaklanmıştı. Böyle olunca da çok konuşuldu.
Yenilenmiş seçimler öncesinde asıl merak edilen, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Haziran seçimlerindeki vaatlerinden vaz geçip, daha siyasal söylemle mi seçime gireceği yoksa eldeki seçim vaatleri “elde var 1” diyerek daha da geliştirip geliştiremeyeceği hususu idi.
Nitekim, bugün gördük ki, Cumhuriyet Halk Partisi, yenilenmiş seçimlere tıpkı Haziran seçimleri gibi yine ekonomik vurgusu ağır basan bir vaatler zinciri ile gidiyor.
Peki neler vaat etti Cumhuriyet Halk Partisi;
1- Çiftçiye mazot 1 lira 80 kuruşa verilmeye başlanacak.
2- Asgari ücretin vergisi kalkacak net asgari ücret 1500 Liraya çıkacak.
3- Esnafın emekli aylığından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi kaldırılacak.
4- Yüzde 10 Seçim Barajı kalkacak.
5- Bir yıl içinde öğrencilerin yurt sorunu çözülecek.
6- Teşvik sistemi değişecek. Katma değeri yüksek üretimi özendiren sektörel teşvik politikası uygulanacak.
7- Vergi ve sigorta prim borcu olmayan KOBİ’lerin, ödedikleri vergi ve sigorta primi kadar sıfır faizli krediye erişimini sağlayacak düzenleme çıkarılacak.
8- Vahidi fiyat uygulamasına son verilecek, orman köylüsü sigortalı işçi statüsüyle çalıştırılacak. Böylece emeklilik hakkı kazanacak.
Kanaatimce, CHP bu seçimlerdeki vaatlere daha iyi çalışmış.
Haziran seçimleri öncesinde partilerin seçim bildirgelerindeki ekonomik vaatleri incelerken, en heyecan uyandıran ama bir o kadar da nasıl olacak diye sorgulanan “asgari ücretin 1.500,00 TL olması” konusunda; “Asgari ücretin aylık net 1500 TL’ye yükselecek olması ve asgari ücret üzerindeki verginin kalkacak olması doğru bir tespit. Bu şekilde istihdam da ciddi bir artış olabilir. Gelir düzeyi artan asgari ücretli tasarruf eğiliminde bulunabilir. Dolayısıyla önemli ve gerçekçi bir vaat olarak ele alabilir.” Şeklinde görüş bildirmiştim. Nitekim bu görüşümden geri adım atmış değilim. Özellikle 3. Çeyrek büyüme verisinin oldukça düşük gelecek olması, ihracatın büyümeye olan katkısının istenilen düzeyde gerçekleşmemesi, büyümenin bir nevi içinden geçilen türbülans nedeniyle “tüketime” eskisinden daha fazla ihtiyaç duyuyor olması, CHP’nin bu vaadinin kısa dönemde çok faydalı olacağı kanaatini oluşturuyor.
Öte yandan, yükselen petrol fiyatlarının etkisiyle çiftçiye mazot desteğinin 1,80 TL olarak revize edilmesi de, vaadin üzerinde çalışıldığının ve hassasiyet gösterildiğinin göstergesi. Özellikle, Sn Kılıçdaroğlu’nun mazot desteği için açıkladığı, “ÇKS – Çiftçi Kayıt Sistemi’nde belirlenmiş arazilerin ekimi için gerekli miktarda mazot” tanımı, vaadin altını da dolduruyor.
Her ne kadar ekonomik olmasa da, taşımalı sistemde eğitimden vazgeçilecek olması, öğrencinin olduğu her yere öğretmen gönderilecek olması, köylerin ter edilmemesi sonucunu doğuracağı için özellikle “tarımsal gelişim” açısından son derece önemli. Yıllardır savunduğumuz, “taşımalı eğitimin köyü ve tarımı öldürdüğü” gerçeğinin bir anlamda kabul edilmiş olması ve bir siyasi partinin bildirgesinin içinde yer alması, kişisel olarak benim için mutluluk verici.
Öğrencilere yönelik olarak “1 yıl İçinde Yurt Sorununun Çözülecek Olması” vaadi ise gerçekçi değil. Bugün 81 ilin tamamında üniversitelerin olduğu dikkate alındığında, fiziki alt yapının bile bir yıl içinde gerçekleştirilmesi mümkün değil.
Orman köylüsünün sigortalı olacağına yönelik vaat ise, eminim köy kahvesinde Sayın Kılıçdaroğlu dinlenirken büyük heyecan yaratmıştır. Eğer bu gerçekleşirse, Türkiye’de bu anlamda büyük bir adım atıldığı ve modern köleliğin son bulduğu söylenebilir. Bu alanı keşfetmiş olmaları da oldukça güzel.
Bir diğer vaat ekonomik büyüklüğü çok geniş olmasına karşılık toplumda bu büyüklüğün farkında olunmadığı “Passolig” uygulaması.
CHP’nin “Passolig son bulacak” vaadinin, aslında ne kadar dikkatli bir çalışmanın ürünü olduğu konusunda hiç şüphem yok.
Herkesin yakındığı, ancak hem kulüplere, hem de passolig satan finansal kuruluşa bir gelir kapısı olmaktan öteye geçmeyen, hiç kullanmasanız bile yıllık ücret ödediğiniz, futbolda terör olayının çözümüne zerre katkısı olmayan bir uygulamanın kaldırılmasının düşünülmesi bile çok önemli. Kanaatimce CHP hiç bu kadar halkın içine girmemişti. “Passolig Kaldırılacak Vaadi” bu anlamda bile çok önemli. Yakında bunun yankısı duyulur.
Teşvik sisteminde sektörel teşvik uygulamasına gidilecek olması, sektörün tedarikçisi olan ancak doğrudan o sektör içerisinde yer almayan diğer sektörleri olumsuz etkileyebilir. O nedenle Tedarik Zinciri Esaslı Teşvik Modeli” daha doğru olabilirdi. Sektörel teşvik yanında “Bölgesel Teşvik” mutlaka devam ettirilmeli. Özellikle Güney Doğu Anadolu bütünüyle bir “Serbest Bölge İlan Edilmeli”.
Ancak ekonomik vaatlerde, İstanbul’un finans merkezi olma özelliği konusunda hiç bir söylemin olmaması bence büyük bir eksiklik. Yeni Ekonomik Model yanında, yeni finansal söylemin ve hatta modelin ne olabileceği konusunda ciddi eksiklikler olduğunu düşünüyorum.
Belki seçim sonrasında ortaya çıkabilecek muhtemel bir Ak Parti – CHP koalisyonu bu açıkları giderebilir.