Yunanistan Maliye Bakanı Yannis Varoufakis'in sanki borç batağındaki bir ülkenin değil de borç veren bir ülkenin bakanı tarzındaki tavırları başta Almanların olmak üzere Euro Bölgesi’nin neredeyse tüm ülkelerinin şimşeklerini çekmiş durumda.
Hepimiz biliriz meşhur bir tablo vardır. “Veresiye Satan – Peşin Satan” Tüccarı resmeden bu tabloda veresiye satanın perişan hali gözlerimizden gitmez. Zaten gitmesin diye de abartılmış bir hali vardır.
Yunanistan’ın içinde bulunduğu durum felaket. Borç batağında bir ülke. Doğru dürüst bir üretim yapısı yok. Euro Bölgesi içerisinde kendi milli parasından vazgeçmiş. Bu nedenle devalüasyona gider, enflasyon yaratırım, bu sayede borçları zaman içerisinde ödeyebilirim deme lüksü de yok. İçinde bulunduğu ekonomik bölgenin zengin ülkelerinin yardımına muhtaç. Açıkçası bahsi geçen tablodaki “veresiye satan” tüccarın kendisi.
Almanya ise Avrupa’nın lokomotif gücü. İhracat fazlası veren bir ülke. Kriz döneminde olunmasına karşılık işsizliği tarihi düşük noktalara indirmeyi başarmış, düşen Euro/Dolar paritesinden en çok faydayı sağlamış, dünyanın pek çok yerine katma değerli ürünleri üretip satan, enerji verimliliğinde dünyanın ilk sıralarında gelen ekonomik dev bir ülke. Meşhur tablomuzdaki “peşin satan” tüccarın Avrupa’daki sembolü.
Gelgelelim, Yunanistan’ın 'kemer sıkma politikalarını' seçim meydanlarında reddeden çiçeği burnunda Başbakanı Tsipras’ın kurduğu hükümetin Maliye Bakanı Varoufakis’in tavırları çok enteresan. Peki kim bu Varoufakis?
1961 Atina doğumlu. Essex’de Matematiksel Ekonomi, Birmingham’da Matematiksel İstatistik okumuş. Doktorasını yine Essex’de ekonomi üzerine vermiş. Ocak 2004 ila Aralık 2006 arasında George Papandreou’nun ekonomik danışmanı olarak görev yapmış. Son olarak bakan olmadan önce Atina Üniversitesi’nde profesör olarak akademik hayatına devam ediyordu.
Varoufakis 18 Şubat.2015 tarihinde 'The Guardian'da yayımlanmış “How I became an erratic Marxist – Nasıl düzensiz bir Marksist’e dönüştüm-“ başlıklı yazısı onun ruh halini anlamak, Avrupa için öngörüsünü daha yakından tanımak açısından bizlere çok net bir bilgi veriyor. (Bu yazı, daha önce 2013 yılında Zagrep’te düzenlenmiş 6'ncı Yıkıcı Faaliyet Festivali’nde orijinali verilmiş olan bildiriden adapte edilmiş)
Yazının sonlarına doğru Varoufakis; “…Bugün Avrupa’nın elitleri ne başkanlık ettikleri krizin doğasını, ne de bunun Avrupa medeniyetinin geleceğine olan etkisini anlamamış gibi davranıyorlar” diyor. Açıkçası mevcut krize sebebiyet verenler olarak Avrupa’nın elitleri dediği ülkeleri tanımlıyor.
“….Yunanistan, Portekiz veya İtalya’nın Euro Bölgesi’nden çıkması, kısa zaman sonra Avrupa Kapitalizminin parçalanmasına yol açacak, Alplerin kuzeyinde Doğu Rehn Bölgesi’nde oldukça ciddi bir resesyon fazlasına sebep olurken, Avrupa’nın geri kalanı da kısır bir stagfilasyon pençesi içinde kalacaktır” diye de ekledi.
Varoufakis’in Avrupa’nın zenginlerine bakış açısı bu. O nedenle inandığı ekonomi – politik felsefe neticesinde krizin sorumlusu olarak gördüklerine karşı eyvallahı yok. İngiliz Başbakanı karşısındaki oturuşu, Alman Maliye Bakanı ile olan randevusundaki pervasız tavrı aslında içten gelen bir isyanın dışa yansıması.
Varoufakis, Yunanistan’ın kolaylıkla gözden çıkarılamayacağını çok iyi biliyor. Hem tarihsel nedenlerden hem de ekonomik gerçekliklerden dolayı kendinden fazlasıyla emin.
Avusturya Parlamentosu’nun girişini Yunan Mitolojisi’nden Pallas Athena heykeli dururken, Yunan filozoflarının en seçkinlerinin heykelleri merdivenleri sıra sıra süslerken, Fransa Parlamento binası bir Yunan Tapınağı şeklindeyken ve hatta yeni tedavüle çıkmış 20 Euro üzerinde Yunan Tanrısı 'Europa' varken, Yunanistan’ın yalnız bırakılmayacak kadar Avrupa için değerli olduğunu biliyor Varoufakis.
Ekonomik olarak ise Yunanistan’ın çıkışına izin verilmesinin ardının geleceğini ve bunun da Euro Bölgesi’ne olan güvenin zayıflamasına ve hatta Euro sürecinin sonlanmasına kadar gidecek bir sürecin başlangıcı olacağını da çok iyi biliyor. Ortak para birimi Euro’ya geçildikten sonra en çok zenginleşen ülkelerin Almanya ve Fransa olduğunu, onların bu zenginlikten vazgeçemeyeceklerini de biliyor.
Varoufakis’in en önemli eserlerinden birisi “Game Theory-Oyun Teorisi” isimli eseri. Belli ki şu anda Avrupa’nın elitleri ile “Oyun Teorisi”nin pratiğini yapıyor.
Bakalım bu kırılgan süreçte teori ne kadar gerçekler ile örtüşecek? Tablodaki “veresiye satan” kişinin ezilmiş görünümünü değiştirebilecek mi?