24 Haziran seçimleri birçok ilk’e ev sahipliği yapacak olmasıyla şüphesiz oldukça önemli, peki enerji piyasaları için bu seçimler ne ifade etmekte ve partilerin gelecek dönemle ilgili paylaştığı vaadler çerçevesinde bu stratejik sektörün nasıl şekillenmesini beklemeliyiz?
AKP, CHP, HDP ve İyi Parti özelinde olmak şartıyla seçim beyannamelerine bakıldığında partilerin enerji vaadlerini yaklaşık 25 başlık altında toplamak mümkün... Bunlar arasında hepsinin ortak fikir beyan ettiği konular olmakla beraber her partinin ayrı ayrı savunduğu veya seçilmeleri durumunda sonlandırmayı vadettiği politikalar mevcut.
İlk bakışta AKP, CHP ve İyi Partinin değindiği konuları yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları, elektrik piyasası, atık ve geri dönüşüm, enerji verimliliği ve AR-GE çalışmaları olarak özetleyebiliriz. CHP ve AKP’nin yenilenebilir enerji konusunda altını çizdiği noktalar ise daha genel. Bunları ana hatlarıyla, yerli ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki paylarını yükseltmek, enerjide dışa bağımlılık ve güvenlik sorunlarını çözmek, ve bunun için hem gereken teknoloji transferini sağlamak hemde yeni ve yerli teknoloji kullanımını özendirmek olarak özetleyebiliriz.
İyi Parti ise daha net bir yol haritasına sahip görünüyor ve bir ‘Yenilebilir Enerjiye Geçiş Programı’ başlatarak, elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payını ilk 5 yıl içinde %18'e çıkarmayı hedeflemekte. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi için teşvik mekanizmalarını hayata geçirmek ve yine konut/işyerlerinin kendi tüketimleri için yenilenebilir kaynaklarından enerji üretmeleri halinde vergi istisnaları uygulamak ise bir diğer vaadleri.
Benzer şekilde deniz tipi rüzgâr santralleri İyi Parti’nin radarında olan bir konu ve gerekli altyapı çalışmalarını hazırlayarak tüm yasal süreçler çözülmüş halde imtiyaz hakkı devri ihalesine çıkmak istiyorlar.
Farklı vaadler sunmakla beraber, elektrik AKP, HDP ve İyi Parti’nin ilgilendiği bir piyasa olarak karşımızda. Esasen 2001 yılında başlayan ve özellikle kendi hükümetleri süresince gelişme ve serbestleşmesini belli bir seviyeye getirmiş olan elektrik piyasası için AKP’nin gelecek dönemde yapmak istediği yegane şey iletim şebekesinin altyapısının güçlendirerek modern bir hale dönüştürülmesini sağlamak, ve komşu ülkelerle elektrik ticareti kapasitemizi daha da artırmak.
Iyi Parti’ye gore ise üretilen elektriğin yüzde 15'i şebeke kayıpları ve kaçak kullanım kaynaklı olarak heba oluyor, ve Türkiye’nin OECD ülkelerindeki yüzde 6 seviyelerini yakalaması için özellikle kaçak kullanımına karşı daha etkin bir mücadele şart. Bunun için iletim ve dağıtım hatlarını yenileme sözü veren Iyi Parti ayrıca elektrik üretimi yapmak isteyen girişimcilerin önündeki engellerden biri olan trafo merkezi kapasite sorununu, bölgesel dağıtım şirketleri ve devlet kurumları arasındaki koordinasyonu artırarak çözmek istiyor.
HDP’nin elektirik konusuna daha çok sosyal eşitlik çerçevesinden baktığını belirtmekte fayda var, halka sundukları vaadler ise:
Güneş enerjisi ile ilgili CHP’nin söylediği en dikkat cekici şey yalıtım teknolojisini yerli üretimle sağlamak ve binalarda ısı yalıtım yatırımının mali yükünü vatandaşla paylaşma sözü. Benzer şekilde güneş paneli kullanan binalara panel yatırımı için sıfır faizle kredi vermek (geri ödemeleri üretilen elektrikten tahsil etmek suretiyle) ve sokak aydınlatmasında güneş enerjisine dayalı verimi yüksek sistemler kullanmak diğer vaadleri arasında.
İyi Parti’ye göre ise güneş ve rüzgâr santrallerinin baz yük santral gibi davranmaları önem arzetmekte ve bunun için pil depolama teknolojilerine yatırım yapacak teşvik mekanizmaları ivedilikle geliştirilmeli.
AKP, son 16 yıldır iktidarda olmaları sebebiyle zaten öncülük etmiş oldukları YEKA-Güneş ve YEKA-Rüzgâr türü uygulamaları yaygınlaştırmaya devam etmek istiyor. Ve, daha çok yerlileştirme daha çok teknoloji transferi ve gelişmiş Ar-Ge faaliyetlerinin altını çiziyor. Benzer şekilde ülkenin güneş, rüzgâr ve jeotermal envanterini yenileyip, kapasitesini geliştirecek çalışmaları hızlandırmak da hedefleri arasında.
İyi Parti’nin günün ihtiyaçlarına uygun şekilde revize edilmesi gerektiğine inandığı bir diğer sektör doğal gaz. Ülkemizin mevcut gaz anlaşmalarını kaynakların çeşitlendirilmesi ve ucuz gaz temini çerçevesinde enerji stratejimiz ile de uyumlu bir şekilde revize etmek isteyen İyi Parti, ayrıca doğal gaz depolama kapasite ve tesislerini artırmak, iletim ağını geliştirmek ve en önemlisi yeni boru hattı projelerini hayata geçirmek istiyor.
Doğal gaz tedariğinde LNG’nin payının artırılmasına öncelik vererek yeni ithal terminalleri kurmak isteyen İyi Parti’nin yaptığı en radikal vaad aslında AKP yönetiminin belli bir ivme kazandırmış olduğu doğal gaz serbestleşme sürecini daha da ileri taşımak ve kamunun elektrik ve doğal gaz fiyatı oluşumuna doğrudan veya dolaylı müdahalesini sınırlandırmak (arz güvenliği temini için alınacak önlemler hariç). Benzer şekilde doğal gazda fiyatların EPİAŞ gözetiminde rekabetçi piyasada oluşumunu sağlamakta diğer hedefleri arasında.
Iyi Parti’nin bir diğer radikal hedefi ise doğal gazın başta elektrik üretimi olmak üzere, sanayide kullanımını sınırlandırılması ve doğal gazdan elektrik üretmini düzenleyen ikincil mevzuatını, arz temin güvenliği çerçevesinde yenilenmesi.
Beklendiği üzere AKP’nin yeni hedefler koymak yerine gaz sektörüne yönelik önceliği 2018 yılı sonuna kadar tüm illere 2019 yılı sonuna kadar ise 222 ilçeye gaz ulaştırmış olmak. Ve yine, enerji üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması hedefiyle Akdeniz ve Karadeniz başta olmak üzere yurt içi ve dışı petrol/doğal gaz arama faaliyetlerinde ön alıcı bir strateji izlemek.
Doğal gaz depolama kapasitesini artırmaya da devam etmek isteyen AKP, Tuz Gölü Depolama Tesisi’nin kapasitesini 1,2 milyar m3’ten 5,4 milyar m3’e, Silivri Depolama Tesisi’ninkini ise 2,84 milyar m3’ten 4,6 milyar m3’e çıkarmak istiyor.
AKP’nin Türkiye’nin gaz depolama kapasitesini yıllık tüketimimizin yüzde 20’sine ulaştırma hedefine karşın CHP bunu en az dörtte bir seviyesine yükseltme sözü veriyor ve doğal gaz altyapısı bulunan kentlerde yakıt yardımlarında kömür yerine doğal gaza öncelik vereceğini söylüyor.
CHP iktidara geldikleri takdirde enerji sektöründe verimlilik sağlamayan ve saydam olmayan özelleştirme uygulamalarına da son vereceklerinin altını çizerken, AKP hazırladığı ‘Enerji Verimliliği Ulusal Eylem Planı’ nın uygulanmasıyla birlikte 8,4 milyar dolar tasarruf etmeyi ve bu alanda bir iç pazar oluşturmayı hedefliyor. Iyi Parti ise fabrikalara enerji verimliliği kriterlerine uyma zorunluluğu getirmenin yanında şehirlerin enerji verimliliği profillerini çıkararak, belediyelere periyodik hedefler belirlemekten ve başarılı olanlara ilave kaynaklar tahsis etme hedefi koyuyor.
İyi Partinin sorunun kökten çozümü icin reçetesi ise, Türkiye'nin yerli/ithal enerji kaynakları ve atıklarından sürdürebilir ve yüksek ekonomik değer elde edebilecek yapay zeka temelli bir ‘Türkiye Enerji Optimizasyon Modeli’ni hayata geçirmek. Öyle ki, uygulayacakları yapay zeka programlaması sayesinde, ülkenin enerji alanındaki alt/üst yapı planlamalarını ve doğal kaynakların sahip olduğu iş üretme potansiyellerini sürekli ve yüksek oranda ekonomik çıktıya dönüştüreceklerini iddia ediyorlar. Böylelikle, yeni enerji/ hammadde üretim santrallerinin tasarımından, kapasitelerine, nereye kurulacaklarından, doğal kaynak ve atıkların bu santrallerde nasıl değerlendirileceklerine ilişkin politikaları dinamik ve bilgiye dayalı olarak belirleme hedefi koyuyorlar.