Son zamanlarda bu haberi sık sık duyuyoruz. Yetkililer periyodik olarak “cep telefonuna vergi gelebilir” diyor. “Soruşturuyoruz” diyor. “Olabilir” diyor. “Bazı şeyler yapılabilir” diyor. Yerli cep telefonlarını korumak için “bazı”, “bir takım”, “belirli” önlemlerin alınabileceğini okuyup duruyoruz. Açıklamalardaki muğlaklık insanı hayatından bezdiren cinsten! Gazeteler de bu haberleri “cep telefonunda şok gelişme”, “bakın o telefonun fiyatı ne olacak?”, “yerli cep telefonuna muazZAM destek”, “cep telefonları cep yakacak”, “yerli üretici enginlere sığmayıp taşacak” falan gibi başlıklarla verdikleri için kafa karışıklığı iyice artıyor.
Peki, mesele nedir? Doğrusunu söylemek gerekirse, meselenin özünü öğrenmek öyle pek kolay değil. Dedim ya her şey muğlak. Ama Google marifetiyle Ekonomi Bakanlığı web sitesi içinde bir arama yapınca, konu ile ilgili bazı belgelere ulaşmak mümkün. Nedir bu belgeler? Birinci ve en önemli belge, Vestel’in yaptığı korunma başvurusu (). Diğer belgeler ise Nokia (), Samsung () ve ZTE () firmalarının Vestel’in başvurusu ile ilgili yaptığı itirazlar. Gelin şimdi Vestel’in başvurusunun içeriğine bir bakıp, neler dönüyor bir anlamaya çalışalım.
VESTEL NE İÇİN BAŞVURMUŞ?
Her ne kadar Nihat Zeybekci zaman zaman konunun damping olduğunu ifade etse de (Milliyet, 24.12.2014), Vestel başvurusunda dampingden şikâyet etmiyor, korunma önlemi istiyor. Ancak, modern dünyada öyle kafanıza göre koruma önlemi uygulayamıyorsunuz. Dünya Ticaret Örgütü’yle ve ticaret ortaklarınızla ilişkilerinizi berbat etmek istemiyorsanız tabii! Dolayısıyla korunma önlemi için Vestel’in, hem cep telefonu ithalatında ciddi ve ani bir artış olduğunu göstermesi, hem de yerli cep telefonu üreticilerin bu artıştan büyük bir zarar gördüklerini açıkça ispat etmesi gerekiyor. Ayrıca, korunma önlemi uygulandığında bunun Türkiye için faydalı olacağının ve başka zararlara yol açmayacağının da ikna edici bir şekilde gösterilmesi gerekiyor.
Şimdi bakalım, Vestel başvurusunda bunları yapıyor mu?
VESTEL'İN BAŞVURUSU
Ekonomi Bakanlığı’nın web sitesinde Vestel’in başvurusunun tamamı değil, “gizli olmayan özeti” var. Bu özetten, başvuru konusunun akıllı telefon olduğunu öğreniyoruz. Yani başarılı olsa bile bu başvurudan yola çıkarak tabletler ve diğer elektronik ürünler için ek vergi vb. getirilmesi pek uygun görünmüyor.
Vestel, başvuru özetinde önce Vestel Venüs 5.0 ve 5.5 modellerinin teknik özelliklerini özetliyor ve benzer diğer akıllı telefon modelleriyle karşılaştırıyor. Ancak, bu karşılaştırmanın başvuru açısından pek fazla bir önemi yok. Vestel rekabetçi bir telefon üretiyor, tamam! Ama bu korunma önlemi uygulanabilmesi için yeterli değil.
Yerli üreticilerin zarar gördüğünü söyleyebilmek için Türkiye’de yerli cep telefonu sanayinin varlığından bahsedebilmek gerekiyor. Bu epey tartışmalı bir konu* ama Vestel başvurunda bazı bilgiler vermiş: Vestel akıllı telefon üretimde temel tasarım çalışmalarını kendi Ar-Ge imkânlarıyla yönetiyormuş ve üretilen telefonları da kendisi test ediyormuş. Ne var ki başvuruda, üretim sürecindeki yerlilik oranı açıklığa kavuşturulmamış. Yani özet belgeden Vestel cep telefonlarının ne kadar yerli olduğunu öğrenemiyoruz. Basında Vestel telefonların %52 yerli olduğu söyleniyor ama başvuruda “yerli akıllı telefon” ve dolayısıyla da “yerli cep telefonu sanayi” açık ve net bir şekilde tanımlanmamış. Yani eğer amaç sadece Vestel’i korumak değilse, neyin korunacağı tam belli değil.
VESTEL'İN İDDİALARI
Başvuruda cep telefonu ithalatının hem adet olarak hem de değer olarak arttığı söyleniyor. İthalatın piyasa payının pek değişmediği de yine Vestel’in sunduğu verilerden anlaşılıyor. Ancak bu verilerden ne anlamamız gerektiği belirtilmemiş. İthalatta büyük bir artış olduğunu veya artışın Vestel’e zarar verdiğini gösteren bir şey yok. İthalatın piyasa payının değişmemiş olması da ithalatta sürpriz, beklenmedik bir değişme olmadığı görüşünü destekliyor.
Vestel, “yerli cep telefonu sanayinin” zarar gördüğünü gösterebilmek için, başvurusunda yerli cep telefonu üretimi ile ilgili verileri bir tablo ile özetlemiş. Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu tablo oldukça özensiz bir biçimde hazırlanmış. Özellikle, kullanılan yöntem açık değil. Üstelik Vestel başvurunun bu kısmında sadece kendi verilerini değil, diğer “yerli” üreticilerin (TELPA vb.) verilerini de kullanmış. Bu verilerin akıllı telefonları mı yoksa tüm cep telefonlarını mı kapsadığı belli değil. Bu önemli, çünkü başvuru temelde akıllı cep telefonlarıyla ilgili! Verilerin, “yerli” akıllı telefon üreticilerinin ithalat nedeniyle zarar gördüğünü açık bir şekilde göstermesi gerekirdi. Üstelik, 2014 sonunda piyasaya sürülen ve başvuruda yer alan Vestel’in Venüs modellerinin ithal telefonlar nedeniyle bir zarara uğrayıp uğramadığını bu verilere bakarak anlamak mümkün değil. Çünkü veriler Vestel Venüslerin başarılı satış rakamlarını içermiyor!
Bütün bunlara ek olarak, kârlılık, verimlilik vb. gibi göstergelerdeki değişmelerin neden kaynaklandığı açıklanmamış. Örneğin, Vestel’in yatırım harcamalarını arttırmasının bu göstergelere etkisinin ne olduğu gösterilmemiş. Benzer bir şekilde, “yerli telefon” üretimi, tüketimi, satışları vb. gibi göstergelerdeki iyileşmelerin ve kötüleşmelerin nedenleri tartışılmamış. Vestel, bu verileri öylece sunmuş ve sonra da “yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında cep telefonu ithalatına karşı koruma önlemi alınarak yeri üretimin ekonomik göstergelerindeki olumsuz etkinin ve ciddi zararın ortadan kaldırılması talep edilmektedir” diyerek başvuruyu sonlandırmış.
Vestel’in argümanı kabaca şu: Cep telefonu ithalatı arttı ve yerli üreticiler istedikleri kadar kâr elde edemediler, dolayısıyla bizi koruyun! Ancak başvuruda, ithalatın olağanüstü bir şekilde arttığı ve “yerli” üreticilerin bundan zarar gördüğü ispat edilmemiş. Ayrıca, başvuruda istenen bu korunma önleminin tüketicilere ve Türkiye ekonomisine nasıl etki edeceği ve herhangi bir zarara yol açıp açmayacağı tartışılmamış. Böyle bir önlemin tüketicilerin refahını azaltacağı açık! Dolayısıyla en azından bunun dikkate alınması gerekirdi.
KARAR!
Vestel başvurusunun Ekonomi Bakanlığı’nın web sitesindeki “gizli olmayan özeti” pek ikna edici değil. Samsung, ZTE ve Nokia’nın itirazlarını okuyunca, görüyoruz ki bu firmalar da başvuruyu pek ikna edici bulmamışlar ve uluslararası anlaşmalara dayanarak haklı itirazlarda bulunmuşlar.
Sonuç olarak, bu başvurudan yola çıkarak ithal cep telefonlarına ek vergi getirilmesi pek olası görünmüyor.
Ama siz yine de “Zil Sesi Çayda Çıra Olan Akıllı Telefonları Korumaya Yönelik” bir düzenlemeyle karşılaşırsanız, şaşırmayın. Malum burası Türkiye!
Notlar:
* Konuyla ilgilenenler “” ve “” başlıklı yazılarımı okuyabilir.