Ne kadar tartışılsa da ne oldukları ne yaptıkları hala merak konusu olan algoritmalar için Merkez Bankası detaylı değerlendirmelerde bulundu. Merkez'e göre ani hareketlere neden olma riski düzenleme ihtiyacını da beraberinde getiriyor.
Borsa İstanbul'da (BIST) kolokasyon hizmetinin altyapı sağladığı yüksek frekanslı işlemlerle (HFT) başlayan algoritmalar dönemi üçüncü yaşına yaklaşıyor.
Geçen üç yılda piyasanın "İstinye efsaneleri" literatürüne kattığı "Herif"in var olup olmadığı varsa da kim veya kimler olduğu tartışması bitmediği gibi yatırımcılar algoritmaların tam olarak ne yaptığı konusunda da henüz fikir birliği sağlayabilmiş değil.
Yine de BIST'te hangi hisse "hızlı" hareket etse adı seans salonlarını saran algoritmalar, bir başka deyişle robotlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Finansal İstikrar Raporu'na girdi.
HFT NEDİR?
TCMB, HFT özelinde algoritmalar için şu tanımı yaptı:
"Algoritmik alım – satım işlemlerinin bir alt sınıfı olan yüksek frekanslı işlemler, önceden programlanan yatırım stratejileri doğrultusunda saniyenin milyonda biri hızlara ulaşan otomatik alım – satım işlemleri olarak tanımlanmaktadır. İleri teknoloji bağlantı altyapıları ile çalışan HFT’ler, organize borsalar ve elektronik işlem platformları üzerinden, hisse senedi, döviz ve vadeli işlemler piyasalarında kullanılmaktadır"
Merkez, çeşitli akademik araştırmaları referans göstererek HFT’lerin işlem hacmi payının ABD sermaye piyasalarında yüzde 60, Avrupa sermaye piyasalarında yüzde 40 olduğunu dikkat çekti.
İşlem hacmine etki, daha önce Credit Suisse tarafından da "HFT'lerin borsada "en büyük en kalıcı ve en görünürdeki" etkisi işlem hacmi" şeklinde ifade edilmişti. ABD'de hisse senedi işlem hacimleri HFT'lerin çok aktif olmadığı kriz öncesi döneme göre iki kat artmış durumda. Credit Suisse'e göre tek değişen de HFT robotlarının varlığı.
"YÜKSEK HIZDA" NASIL PARA KAZANILIR?
Peki yüksek frekanslı işlem algoritmaları nasıl kâr ediyor?
TCMB, bu noktada HFT’lerin kâr sağladığı iki ana kaynak bulunduğuna dikkat çekti.
Kısa süreli alım – satım işlemleri ve yüksek işlem hacimleri ile küçük fiyat farklarından getiri elde etme stratejisinin bu kaynaklardan ilkini oluşturduğunu belirten Merkez, "Böylece, birden fazla piyasada işlem gören menkul kıymetlerin fiyat farklılıkları tespit edilmekte veya tek bir piyasada işlem gören menkul kıymetler hakkında açıklanan veriler için gecikme arbitrajından faydalanılmaktadır." dedi.
Merkez'in işaret ettiği ikinci kaynak ise likidite sağlayıcılığı. Raporda bu konu şu ifadelerle açıklandı:
"Sürekli olarak çift taraflı kotasyon verilerek alış –satış fiyatları arasındaki farktan getiri elde edilmekte veya piyasa yapıcı fonksiyonu sayesinde maliyet avantajı sağlanmaktadır."
FLASH CRASH MESELESİ
Yüksek frekanslı işlem yaptıran algoritmalar TCMB'nin belirttiği bu iki yolla getiri ararken en çok tartışılan tarafları zaman zaman neden oldukları, bazen "flash crash" bazen de "tombul parmak" hitabını alan ani piyasa hareketleri.
TCMB, bu duruma, "Normal piyasa koşullarında, HFT’lerin piyasalarda oynaklığı azalttığı ve işlem maliyetlerini düşürdüğü iddia edilirken; fiyatların düştüğü piyasalarda yüksek emir iptalleri ile satış baskısı oluşturması sonucu HFT’lerin, likidite ve piyasa derinliğinin aniden daralmasına yol açarak piyasalardaki dalgalanmaların şiddetini artırdığı da belirtilmektedir." ifadesiyle dikkat çekti.
MERKEZ'DEN İKİ TARİHİ ÖRNEK
Verilen örnek de 6 Mayıs 2010 tarihinde ABD hisse senedi piyasasında ve 7 Ekim 2016 tarihinde İngiliz sterlininde yaşanan ani piyasa dalgalanmaları.
Bugüne çok daha yakın olan 2016 örneğinde bir süredir Brexit’te ikinci dalga endişelerle sters altında işlem gören Sterlin/Dolar paritesi Asya açılışında TSİ 02:07-02:09 arasında 1,26’dan 1,20 altına gerileyerek 1,19522’yi görmüş ve düşüş günlük bazda yüzde 6,1’e ulaşmıştı.
Mayıs 2010'daki örnek ise TSİ 21:45 saatini vadeli işlemler tarihine geçirdi. Yunanistan borç krizi, o dönemde tüm dünya hisse senedi piyasaların baskılarken TSİ 21:42'de Dow Jones Industrial endeksi 300 puandan fazla düştü, 5 dakika sonra bu düşüş 1000 puana yaklaştı, oransal kayıp yüzde 10'u buldu.
Her iki örnekte de kayıpların büyük bir kısmı daha sonra hızla toparlandı. Bu ve buna benzer vakalar genellikle bir kişinin tombul parmağı ya da kastından çok piyasanın doğasındaki mekanizmanın kontrolden çıkmasıyla ilişkili görülüyor. Benzer hareketlerin profili incelendiğinde genellikle likiditenin düşük kaldığı ortamda öneli seviyelerin üst üste kırılmasıyla algoritmik emirlerin "stop-loss- sell stop" işlemlerini tetiklenmesiyle hareketlerin başlamış olabileceği tezi savunulabilir duruyor. Fiyatlama kaldıraç oranlarına bağlı panik oluşturmaya başladığında ise kar topu etkisi milisaniyede karar veren ve HFT ile bunu aynı hızla piyasaya iletebilen robotlara yeni emirler yazdırmış olabileceği makul senaryolar arasında yer alıyor.
TCMB ise bu iki örneğe ilave olarak, 15 Ekim 2014'te ABD hazine bonosu piyasasında küresel finansal krizden bu yana en yüksek alım – satım fiyat marjı ve işlem hacmi elde edilirken, likidite koşullarında kötüleşme yaşandığını hatırlatarak şöyle dedi:
"Piyasa likiditesinin daralmasında, piyasa derinliğinin ölçülmesinde referans alınan “merkezi limit fiyatlı emirler’de HFT’lerin payının azalmasının rol oynadığı kabul edilmektedir. HFT’lerin çifte alım – satım faaliyetlerinde bulunması da piyasa likiditesinin olduğundan daha fazla gözükmesine yol açabilmektedir."
TCMB: ALGORİTMALAR İÇİN DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR
Algoritmik alım – satım ve HFT’lerin yaygınlaşmasının, bu işlemlerin hacminin ölçülmesi ve fiyat hareketlerine etkilerinin tespit edilmesini, gerektiği durumlarda düzenlenmesi ihtiyacını beraberinde getirdiği görüşünü paylaşan TCMB, düzenleme yaklaşımlarını ise gelişmiş ülkeler ve gelişen ülkeler için ayrı ayrı inceledi.
Merkez'in gelişmiş ülkelerde düzenleme yaklaşımlarına dair şu notlar öne çıktı:
"ABD’de uygulamaya konulması öngörülen RegAT (Regulation Automated Trading) düzenlemesi ile algoritmik işlemlerde bulunan piyasa katılımcılarının kullandıkları yazılım kodlarının denetlenmesi tartışılmaktadır. Ancak, düzenlemenin yürürlüğe girmesi konusunda bazı belirsizlikler bulunmaktadır. Avrupa Birliği’nde 2018 yılında yürürlüğe girecek olan Mifid II (Finansal Ürün Piyasaları Direktifi II) düzenlemesi de algoritmik işlemlerde bulunan finansal kuruluşları ve bu işlemlere konu olan piyasa altyapılarının denetlenmesini mümkün hâle getirmektedir. Buna göre, HFT işlem verilerinin yerel otoritelere raporlanması ve kullanılan algoritmaların teste tabi tutulması gerekmektedir. Japonya’da 2018 yılında yürürlüğe girecek düzenleme ile HFT faaliyetinde bulunan kuruluşların resmi olarak izin almaları ve uygun risk yönetim önlemlerine sahip olmaları öngörülmektedir"
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE ALGO-DÜZENLEME
Gelişmekte olan ülkeler için notta ise Hindistan'daki vergi uygulaması ile Çin'deki takas işlemi dikkat çekti:
"Brezilya’da, yüksek hızlı işlem kategorisinde değerlendirilen işlem emirleri “işlem öncesi risk aracı” süzgecinden geçirilmektedir. Birden fazla ulusal menkul kıymet borsasının faaliyette bulunduğu Hindistan ve Çin’de de HFT’lere yönelik tedbirler bulunmaktadır. Menkul kıymet borsalarında çeşitli hız tamponları uygulayan Hindistan’da, opsiyon ve vadeli işlemler piyasalarında alım – satım işlemlerinde yüzde 0,017 vergi alınmaktadır. Çin ise menkul kıymet satış işlemlerinden yüzde 0,1 damga vergisi almakta, satın alınan hisse senedinin aynı gün satışına engel olan T+1 mutabakat kuralını uygulamakta ve vadeli işlemlerde belirli bir ürün ile aynı gün içinde işlem yapılmasını sınırlamaktadır."