Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Refet Gürkaynak, 24 Haziran seçimlerine beş gün kala seçim sonrası ekonomin nasıl şekillenebileceğini Bloomberg HT'de değerlendirdi.
"Seçim geçmişi değiştirmiyor" diyen Gürkaynak, Türkiye için önemli olan "geçmişin" yüksek borçluluk oranı olduğunu söyledi.
Geçmişten gelen yanlış iktisat politikalarının neticesinde seçim sonrası bir durgunluğun kaçınılmaz olduğunu vurgulayan tecrübeli iktisatçı, seçime de bir durgunluk içerisinde girileceğinin altını çizdi. Gürkaynak, ""Bunu endüstriyel üretimde görüyoruz, milli gelirde de yavaş yavaş görmeye başlayacağız" dedi.
"Seçimden çıkacak herhangi bir sonuç bizi borç sorunuyla boğuşan bir ülke olmaktan, dünyada likidite daralırken likiditenin bol olduğu zamanda çok fazla borçlanmış bir ülke olmaktan çıkarmayacak" diyen Gürkaynak'a göre şu anda yaşanan sıkıntıların özellikle reel kısmı seçimden sonra da yaşanmaya devam edecek.
Şirketlerin yüksek borçlarının yanı sıra hane halklarının da tarihte ilk defa sektör olarak borçlu olduğunu söyleyen Gürkaynak "Yani gelen gönül rahatlığıyla 'Enkaz devraldım' diyebilir" dedi.
Seçim sonrası iktidara kim gelirse gelsin, sürecin yavaşlamayla mı yoksa krizle mi atlatılacağının belirlenecek politikalara bağlı olduğunu aktaran Gürkaynak, şöyle konuştu:
"Seçim sonrasında bir iktidar değişikliği olursa mâli piyasalarda birkaç haftalık bir dalgalanma beklemek gerekir. Çünkü uzun süredir memleketimizde olmayan bir şeyin gerçekleşmesi nedeniyle 'Yeni gelen neye benzeyecek, nasıl bir iktisat politikası çıkacak, hangi bakanlığı kim alacak' gibi kaygılar açığa çıkacak. Bir güven tesis edilene kadar da bir sallanma olur. Fakat sonrasında doğru iktisat politikaları uygulanırsa buradan iyi bir yere doğru gideriz.
Eğer iktidar değişmezse o zaman soru 'Erdoğan ve AK Parti'nin bize şimdiye kadar sunmuş olduğu iktisat politikalarının devam edip etmeyeceği' olacaktır. Etmesi iyi bir sonuç değil. Geldiğimiz yere bunlarla geldik zaten."
Yabancı yatırımcının tavrıyla ilgili de konuşan Refet Gürkaynak, özellikle 2007 ve sonrası seçimlerde yatırımcının piyasa yanlısı bir iktidardan memnun olduğunu ancak bu durumun da artık söz konusu olmadığını ifade etti. Gürkaynak, "Doğrudan yabancı yatırımlarla fabrika açmış, şirket satın almış olanların bir korkusu olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin esas sorununun iktisadi değil siyasi olduğuna vurgu yapan Gürkaynak, " 'İnsan hakları ne olursa olsun, hapishanedeki gazeteciler konusunda dünya rekorları kırmaya devam edelim ama bir yandan da şöyle güzel büyürüz' şeklinde bir büyüme mümkün değil" dedi ve ekledi, "Hapishanelerdeki insanlar ve bu ülkeden göçmeyi düşünen insanlarla üretim yapacak insanlar aynı kişiler. Ülkenin bütün vatandaşlarına 'Burası benim ülkem, ben de burada söz sahibiyim. Hep beraber yaşıyoruz' dedirtecek bir hale gelmesi gerekiyor."
Gürkaynak, en iyi iktisat politikasını "Bu memleket insanların yaşamak ve yatırım yapmak isteyeceği, mülkiyet hakkının korunduğu, bağımsız bir adalet sistemi olan" hissini verebilecek politikalar olarak açıkladı.
Sandıktan koalisyon çıkmasını desteklediğini de açıklayan Gürkaynak, "Bu dar iktidarla çok zorlanıyoruz. Bir konsensus zorunluluğu olan koalisyonla yönetilirsek iyi olacağını düşünüyorum. 'Biz' ve 'Bunlar' diye ayrılmamış, 'Bunların' da iktidarın bir parçası olmak zorunda olduğu bir koalisyonun Türkiye'ye faydası olacağını düşünüyorum" dedi.