Büyükada'da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 6 kişinin içerisinde Alman vatandaşı Peter Steudtner'ın tutuklanması Ankara-Berlin hattında ilişkilerin bir kez daha gerilmesine neden oldu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından geçen bir yılda, iki ülke birçok farklı konuda karşı karşıya gelirken, Türkiye Almanya'yı teröre destek olmakla, Almanya ise Türkiye'yi özgürlükleri kısıtlamakla suçladı. Gelinen noktada, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarından bu yana müttefiklik ilişkisi yürüten iki ülke bir yıl içerisinde diplomatik olarak 'kanlı bıçaklı' bir hale geldi.
İşte geçen 12 ayda iki ülkeyi krize sürükleyen 5 konu:
Ankara-Berlin hattında tansiyonun sürekli olarak yüksek kalmasının en önemli nedenlerinden biri, Almanya'ya yapılan iltica talepleri ve bu taleplerin Alman hükümeti tarafından kabul edilmesi oldu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından başta FETÖ'cü subaylar olmak üzere hakkında yakalama kararı olan birçok ismin Almanya'ya sığınması iki ülkenin ilişkilerini zedeledi. Almanya'ya yapılan iltica talepleriyle ilgili resmi rakamlar bilinmese de Alman basını, 414 askeri personel ve diplomatın Almanya'dan sığınma istediği belirtiyor. Bu askeri personel arasından yurtdışında görev yapan FETÖ'cü generallerin de bulunduğu iddia ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iltica taleplerinin Almanya tarafından kabul görmesine tepki göstererek Avrupa ülkesini 'teröristler liman' olmak suçluyor, Berlin yönetimi ise sığınma başvuruları konusunda Türkiye'den kanıt istiyorlar ve bu konunun yasalar çerçevesinde çözüleceğini söylüyorlar.
Türkiye ile Almanya arasında yaşanan krizde aylarca konuşulan konulardan biri de İncirlik'te NATO üssü oldu. Ankara yönetimi, Alman parlamenterlerin İncirlik'teki Alman askerleri ziyaretine izin vermemesi, Almanya'da büyük yankı uyandırdı.
Uzun süren karşılıklı restleşmelerin ardından, Ankara'yı ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ikili temaslar sonrasında İncirlik konusunu aşamadıklarını ancak Alman parlamenterlerin Konya'daki NATO üssünü ziyaret edebileceklerini söyledi ve Almanya'nın İncirlik'ten çekilme süreci resmen başladı.
İncirlik'teki 6 Tornedo uçağıyla Irak ve Suriye'de DEAŞ karşıtı operasyonlara destek veren Almanya, Temmuz ortasında İncirlik'ten çekilmeye başladı. Ancak sonrasında Alman parlamenterlerin, Konya'daki NATO üssünü ziyaretine de izin verilmemesi bu konunun yeniden gündeme geleceğinin bir habercisi olarak yorumlanabilir.
Şubat ayında Alman polisinin bir eve düzenlediği baskında 4 kişiyi Türkiye lehine casusluk faaliyeti yürütmek suçlamasıyla gözaltına alması iki ülke arasındaki krizlerden bir diğerinin fitilini ateşlemişti. Alman hükümeti, Almanya'da diyanete bağlı Diyanet İşbirliği Türk İslam Birliği'ne bağlı çalışan Türk imamları casuslukla suçladı.
Alman basınında yer alan iddialara göre Ankara yönetimi, DİTİB imamları üzerinden Almanya'daki FETÖ mensuplarıyla ilgili istihbarat faaliyeti yürütmüş ve bu faaliyetler sonucunda MİT oluşturduğu 300 kişilik listeyi Alman makamlarına iletmişti.
İki ülke arasındaki iplerin en çok gerildiği dönemlerden biri de Türkiye'deki 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu öncesine denk geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı bakanların, Almanya'da yapacağı referandum çalışmalarına izin vermeyen Alman hükümeti, konuşmaların iptal edilmesine gerekçe olarak Almanya'daki Türk toplumu arasında yaşanan ayrışmaları gösterdi.
Türkiye ise bu kararlara çok sert tepki gösterdi ve mutlaka karşılık verileceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, uygulamaları geçmişteki Nazi uygulamalarına benzetmesi ve Almanya'dan 'Nazi kalıntıları' olarak bahsetmesi Almanya'da yoğun tepki gördü.
Alman hükümeti daha sonra Erdoğan'ın G20 için gittiği Hamburg'da da Türk vatandaşlarıyla bir araya gelmesine izin vermedi. Erdoğan G20 sonrasında düzenlediği basın toplantısında, “Alman yönetimi, benim burada salon toplantısı yapmama müsaade etmediler. Buna tahammül edemediler. Acaba bunu hangi özgürlük anlayışla bağdaştıracağız. Türkiye Cumhuriyeti halkının yüzde 52’sinin oyunu almış bir Cumhurbaşkanı’na Almanya’da konuşma izni vermeyenler, kusura bakmasınlar, özgürlüklerden bahsedemezler." ifadelerini kullandı.
Almanya ile Türkiye arasındaki gerilimi arttıran ve iki ülkenin üst düzey temsilcilerinin görüştüğü her toplantıda gündeme gelen konulardan biri de Die Welt muhabiri Deniz Yücel'in tutuklanması oldu. Çifte vatandaş olan Yücel, Şubat ayında gözaltına alındıktan sonra 'örgüt propagandası ve halkı kin ve tahrik' suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine konuldu.
Yücel'in tutukluluğunun ardından, geçtiğimiz günlerde Büyükada'da gözaltına alınarak tutuklanan 6 kişiden birinin Alman vatandaşı Peter Steudtner olması iki ülke ilişkilerinde yaşanan krizi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi, Alman Dışişleri'ne çağrılırken, tatilini yarıda keserek Berlin'e dönen Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel yaptığı açıklamada çok sert ifadeler kullandı.
Gabriel, Türkiye'ye tatile giden Alman vatandaşlarının ve Türkiye'de yatırım yapan Alman firmalarının güvenlikleriyle ilgili bir garanti veremeyeceklerini söyledi.