Kırmızı et fiyatlarının gündemden düşmediği Türkiye'de ithalat politikaları tartışılırken, Dolar/TL'deki artış, sektörün ithalata bağımlı durumdaki girdi maliyetlerini de artırıyor.
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, Dolar'daki yükselişle birlikte yem fiyatlarına zam yapılacağı sinyali verdi. Bu da et ürünleri üzerindeki fiyat baskısının devam edeceği anlamına geliyor.
Bloomberg HT'de yayınlanan Tarım-Analiz programına konuk olan Karakuş, “Şuan yem fiyatları 2014 yılının altında. Artış olmadı, bilakis azalma vardı ama dolar fiyatları yükseltti, şimdi mecburen zam yapacağız” açıklamasında bulundu.
Türkiye'de son iki aydır sektörün sırf kur farkından dolayı 1 milyar lira eksi yazdığını belirten Karakuş, “Bu çok ciddi bir rakam. Bu döviz hareketlerinde, hareket etme kabiliyetimiz de yok. Dövize karşı kendini korumaya çalışan firmalarımız var elbette ama sektörün büyük çoğunluğunda böyle bir lüks yok. Bu sıkıntı devam edecek” dedi.
Arpa, buğday ve mısırı iç piyasadan almalarına karşın yağlı tohum küspeleri başta olmak üzere bir takım ürünleri yurtdışından ithal ettiklerini hatırlatan Karakuş, ithal yem oranının yüzde 40 seviyelerinde olduğunu dile getirdi.
Karakuş, dolardaki yüksek seyrin sektöre etkisini şöyle değerlendirdi: “Geçen ay bağladığımız fiyatlarla şuanki arasında yüzde 10 fiyat farkı var. Hayvancılık sektörü risk ve belirsizliğin en yoğun olduğu ve sermaye yeterlilik rasyosu çok düşük olan firmalara sahip bir sektör. Türkiye'de hayvancılıkla uğraşan küçük aile işletmelerinin yüksek finans güçleri yok.”
Türkiye'de 20 milyon ton yem üretildiğini ve yem sektörünün yıllık ekonomik hacminin 5 milyar TL seviyesinde olduğunu ifade eden Karakuş, son 5 yılda yüzde 60'ın üzerinde büyüyen sektörün ithalat ihtiyacının da artarak devam edeceğini söyledi. Karakuş, “Türkiye'nin her yıl ortalama ithal yem madde ihtiyacı 500 bin ton civarında artacak” dedi.
"ÇÖZÜM GÜMRÜK VERGİSİNDE İNDİRİMDE"
Çözüm olarak gümrük vergilerinin düşürülmesini savunan Karakuş, “Yem sektöründe küspeler başta olmak üzere ithal ettiğimiz ürünlerde bazı gümrük vergileri var. İç piyasada yeterli olmadığı için ithal ettiğimiz bu ürünlerin gümrük vergilerini devlete ödeyerek, yükü besicilerin, dolayısıyla tüketicinin sırtına yüklüyoruz. Bu gümrük vergilerinin düşmesi lazım. Kasapların korunması suretiyle etteki KDV'nin perkanede satış tarafında yüzde 8'den 1'e indirilmesi lazım” önerisinde bulundu.
Hem et hem de süt üretimi tarafından bakıldığında hayvancılıkta değişken maliyetlerin yüzde 65-70'ini oluşturan yemler, ekonomik üretimin en temel unsurunu oluşturuyor.
İşte bu noktada et ve süt üretiminde istikrar, üretici ve tüketici fiyatları açısından kazançlı bir denge sağlanması için yemlerin daha ucuz, bol ve kaliteli üretimine yönelik politikaların geliştirilmesi gerekiyor.
Türkiye'de kaliteli kaba yem açığı üreticileri daha fazla kesif yem kullanımına zorlarken, bu durum birim maliyetlerin ve dolayısıyla ürün fiyatlarının artışına neden oluyor.
Sektör temsilcileri bu noktada yem bitkileri için daha fazla ekilebilir alan ayrılmasını ve üretiminin artırılmasını sektörün olmazsa olmazları arasında gösteriyor.
Hayvancılık sorunlarının çözümünün söz konusu politikalara bir bütün olarak bakmaktan geçtiğini dile getiren sektör oyuncuları, damızlık üretiminden yem tedariğine kadar zincirin tüm halkalarındaki eksik ve yanlışlar giderilmediği sürece et fiyatlarındaki yüksek seyir ve ithalatın gündemden düşmeyeceğini savunuyor.