PİYASALAR

Gezegenin kurtuluşu için milyarderler servetinin ne kadarından vazgeçmeli?

Bloomberg Robin Hood Endeksi, dünyanın en zenginlerinin ülkelerindeki sera gazı emisyonunu dengeleyecek karbon kredisini satın almak için ne kadar harcaması gerektiğini hesapladı

Bir avuç milyarderin mal varlıklarının bir kısmından vazgeçmesi iklim değişikliği üzerinde etki yaratır mı?

Bloomberg'in Robin Hood Endeksi, bir yıl boyunca kendi ülkelerindeki sera gazı emisyonunu dengeleyecek karbon kredisini satın almak için dünyanın en zengin kişilerinin servetlerinden ne kadar feragat etmeleri gerektiğini hesapladı.

Buna göre toplam serveti tahmini 786 milyar dolara denk gelen 44 ülkenin en varlıklı isimleri, dünyanın geleceği için hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarının yapamadığını yapabilir.

Örneğin dünyanın en zengini Bill Gates'in 86 milyar dolarlık servetinin yüzde 43,8'inden vazgeçmesi ülkesindeki karbon emisyonu problemine büyük oranda çare olabiliyor. 

İNSANLIK BİR YILDA TÜKETECEĞİNİ YEDİ AYDA BİTİRDİ

Ancak bazı zenginler, sahip olduklarından da fazlasını yatırsalar ülkelerindeki çevre felaketini engellemeye yetmiyor. Yatırımcı milyarder Jorge Lemann'ın ülkesi Brezilya'nın karbon emisyonu maliyetini karşılamak için servetinin yüzde 102,5'ini vermesi gerekirken, online alışveriş devi Alibaba'nın CEO'su Jack Ma'nın, ülkesi Çin'deki temizlik için 37 milyar dolarlık servetinin iki katını vermesi gerekiyor.

Bloomberg'in analizine göre iklime en fazla zararı hızlı gelişen ülkeler veriyor. Örneğin Rusya'nın doğalgaz baronu Leonid Mikhelson'ın servetinin yüzde 79'unu harcaması gerekirken, Hindistan'ın petrol otoritesi Mukesh Ambani'nin vazgeçeceği para sahip olduklarının yüzde 74'ü.

Avrupa Birliği ülkelerinin en zenginleri bir araya gelip karbon kredisi satın almak istese bile, 28 üyeli Birlik'in hâlâ enerji verimliliğini geliştirmeye ihtiyacı var.

KARBON KREDİSİ NEDİR?

Çok büyük kısmını karbondioksitin oluşturduğu ve sera gazlarının tümünü temsil eden karbon piyasası, , piyasa kuralları doğrultusunda çalışmak koşulu ile salınımları azaltmada önemli bir araç. Buna göre belirlenen limitten daha fazla karbon salımı yapan ülkeler cezalandırılırken, daha az kirletenler ödüllendiriliyor.  

Ancak 1997'de kabul edilen  ve 2005'te yürürlüğe giren Kyoto Protokolü'ne göre sera gazı salınım limitini aşan ülkeler, limit altı kalan başka bir ülkeden salım hakkını yani karbon kredisini satın alabiliyor. Hükümetlerin karbon limitini düşürmesi ise emisyon oranını da azaltıyor. 

ABD'NİN PARİS ANLAŞMASI'NDAN ÇEKİLMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

Paris'te Aralık 2015'te gerçekleşen 21'nci Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) 196 ülkenin imzaladığı anlaşma, küresel ortalama sıcaklık artış limitinin 1,5 ila 2 derece arasında sınırlandırılmasını öngörüyordu.

Ancak Ocak 2017'de göreve gelen ABD Başkanı Donald Trump'ın Paris Anlaşması'nı askıya aldığını açıkladı. BU, dünyada atmosferi en çok kirleten ikinci ülke ABD'nin 2025'e kadar karbon emisyonunu üçte biri kadar azaltma taahhüdünden vazgeçmesi anlamına geliyor.

Trump'ın 2,9 milyar dolarlık servetinin yüzde 8'i bile ülkenin ihtiyacı olan karbon kredisi için yeterli oluyor.