BIST 100 9.524,59 % -0,06
USD/TRY 32,6291 % 0,31
EUR/TRY 34,7525 % 0,19
Piyasalar
9.524,59
% -0,06
32,6290
% 0,31
34,7969
% 0,32
1,0641
% -0,02
45,49
0,00
2.380,03
% 0,04
87,11
% -0,21
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Lobiciliğin vatanı ABD mi?

ABD'de hükümetin yürütme kolu altında çalışan kişiler ve Kongre üyeleri veri, analiz ve perspektif için lobicilere güveniyor.

Lobiciliğin vatanı ABD mi?
BEN C. WATERHOUSE* 04 10 2017, 11:19

Lobiciliğin Amerikan bir oluşum olduğuna tam olarak inanıyor muyum, emin değilim. Her hükümet sisteminde yasa hazırlayanları kendi çıkarlarına göre yönlendirmeye çalışan kimseler vardır. Örneğin, Japonya’da büyük iş derneklerinin hükümet kararları üzerinde etkileri büyüktür.

O zaman lobicilik hakkında niçin en çok Amerika’da konuşuyoruz?  Belki de cevap şu: Amerika’da düşünce özgürlüğüne olan bağlılık çok kuvvetli. Aynı zamanda yozlaşmaya karşı tarihi bir korku ve güce karşı şüpheli bir yaklaşım mevcut.  Burada spekülasyona kaçacağım, ancak lobicilik hakkında bu kadar çok konuşmamızın altında yatan sebep bu çatışma olabilir: düşünce paylaşımına özgür piyasa mantığı ile bakmamızın güç ve yozlaşma sorunlarıyla çatışması.

Aynı zamanda karmaşık bir modern idari sistem gerçekliği de var. Amerika’da yürütme organı altındaki görevlilerden sadece biri “başkan” halk tarafından seçiliyor. Ve başkan herkesin hayatını etkileyen, üzerine servetlerin kurulup yıkılabileceği kararları veren geniş bir bürokrasi ağına hükmediyor.

Aynı zamanda yasama kolu da bütçe, vergi, kaynak dağılımı ve benzeri önemli konularda birçok karar veriyor ve sadece 435 Kongre üyesi ve 100 senatör var. Bunların çalışan kadro ve bütçeleri yetersiz! Çoğu Kongre üyesi oy kullanmak zorunda oldukları konular hakkında onları bilgilendirecek uzman bireylere bütçe ayıramayacak durumda.

Bu konular enerji politikalarından, sağlık reformlarına, ya da dış ilişkilere kadar uzanabiliyor. Bu sebepten hükümetin yürütme kolu altında çalışan kişiler ve Kongre üyeleri veri, analiz ve perspektif için lobicilere güveniyor. Bu da tabi ki önemli bir çıkar çatışmasına sebep oluyor; sonuçta lobicilerin parası belli çıkar ve istekleri olan kişiler tarafından ödeniyor.

Ama çoğu yasama üyesi size lobiler olmadan modern hükümet sistemiyle baş edemeyeceklerini söyleyeceklerdir.


* 20. yüzyıl Amerikan siyaseti alanında çalışmalar yapan Benjamin C. Waterhouse, Chapel Hill'deki North Carolina Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Bu yazı “Lobbying America: The Politics of Business from Nixon to NAFTA” isimli kitabın yazarı ABD’li akademisyen Ben C. Waterhouse’un BusinessHT'ye verdiği özel mülakattan derlenmiştir.

** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Yukarı

Business HT×