GÖKHAN ŞEN
06 10 2015, 17:35 Güncelleme: 20.06.2017, 17:30
Tsipras hükümetinin kurtarma şartlarını önce kabul etmeyip ardından 6 aylık bir zorlama periyotu ile gecikmeli kabulü zaten zorda olan Yunan ekonomisini zorlamaya başlamıştı.
IMF'nin 2020'deki borç / milli hasıla kriterleri günden güne ulaşılamaz görünüyor ve kamu ile birlikte özel sektör de dayanamaz hale geliyordu. Özel sektörün ise en kırılgan ve aksi gibi en büyük parçası bankacılık kesimiydi.
Krizin kıyılara vardığı 2010 yılında ilk dalgayı sahilde görüp ürken Yunan ekonomisi Tsunami'nin geldiğini ancak 2015'te fark edebildi. keza bu kez gelen dalga ülkeyi ve ekonomiyi kökten değiştirecekti. Epik bir anlatımla sunduğum bu hikaye ne yazık ki Yunan halkının gerçeğidir. İşte o günlerde bankaların kaderi çiziliyordu. Sektörün batık kredileri neredeyse yüzde 45 olmuş ve bankaları fonlayan iki kaynak kalmıştı. Sürekli kaçarak uzaklaşan mevduatlar ve Acil Likidite Desteği (ELA) kanalıyla Avrupa Merkez Bankası (ECB). İki fon kaynağı da isteksizdi. Politik irade işin içine dahil olduğunda sözler verildi. Bankacılık sektörü uzun yıllar sürecek etkiler bırakacak bir değişim yaşamak durumundaydı.
Sermaye yeterliliği tek haneye düşen ve diğer büyük üçlü ile toplam 15 milyar euro civarında sermaye ihtiyacı olan National Bank Of Greece işte böyle bir ortamda Finansbank'ı satma kararı aldı ya da bu kararı almak zorunda kaldı diyelim. Oysa çok eski değil, sadece 2008'de şirket hisseleri 182 euro'dan alınıp satılırken 2015 yılında bu fiyat 35 euro cent'e düşüyordu. Hükümet kararı gereği iştirakler satılmalı ve bankanın ayakta kalması sağlanmalıydı. Gözler Finansbank'a çevrildi.
2015 yılında yüzde 40'ı için ihaleye çıkılan ancak ertelenen Finansbank satışı duyumlara göre artık NBG'nin elindeki tüm pay için görücüye çıkıyor. 2006 yılında Fiba Holding tarafından 3.8x Piyasa Değeri / Defter Değeri ya da başka bir ifade ile tamamı 5.5 milyar dolara denk düşecek şekilde satılan bankanın şimdilerde piyasa değeri 4 milyar dolar civarında. Diğer yandan, sadece yüzde 0,2 halka açıklık oranı olan bankanın son günlerdeki spekülatif yükselişi aslında bir gösterge değil.
Şu an 2.1x PD/DD çarpanı ile işlem gören bankanın 2006 yılındaki çarpanlara ulaşması oldukça güç.
HSBC'nin bir türlü gerçekleşmeyen satış hikayesindeki konuşulan çarpanları ve Türk bankalarının 1'den düşük beklenen PD / DD çarpanları ile de işlem gördüğünü ve bankacılık sektöründe sürekli gerileyen çarpanları göz önünde bulundurunca olması muhtemel fiyat çok daha düşük seviyelere tekabül ediyor.
9 milyar TL özkaynağı olan bankanın bu fiyatlara yakın bir TL değerinden satılması PD/DD rasyousunu 1 civarına taşıyacaktır. Bu da dolar olarak 3 milyar doların biraz altına geliyor. 2006'da yarısına bu fiyat ödenen bankanın şimdi tamamı bu değer mi edecek? Olabilir.
Bizim aldığımız teyit edilmemiş bilgiye göre masada 2,7 milyar dolar üzerinden pazarlıkların Fiba ile yürüdüğü.
* Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Aktüerya, yüksek lisans eğitimini aynı üniversitesinin Finans Bölümü'nde tamamlayan Gökhan Şen, kariyerine 2007'de Ata Yatırım’da Yatırım Danışmanı olarak başladı. 2010-2013 yılları arasında Bloomberg HT’de Araştırma Müdürlüğü yapan Şen, görevine Ekonomi Koordinatörü olarak devam etmektedir.
** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
