BIST 100 9.915,62 % 2,05
USD/TRY 32,4880 % -0,15
EUR/TRY 34,7792 % -0,55
Piyasalar
9.915,62
% 2,05
32,4880
% -0,15
34,7792
% -0,55
1,0700
% -0,28
44,70
-0,19
2.339,92
% 0,32
89,32
% 0,35
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Yaptırım krizine 4 neden 1 strateji

İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Filiz Katman'a göre ABD-Türkiye arasındaki gerginlik, çok faktörlü, çok aktörlü ve adım adım ilerleyen bir süreç. Türkiye'nin pazarlık elini güçlendirecek ise yeni güçlerle ilişkiler

Yaptırım krizine 4 neden 1 strateji
BUSINESSHT 27 07 2018, 12:23

ABD'nin 45'nci Başkanı Donald Trump'ın göreve geldiği 20 Ocak 2017'den bu yana geçen sürede Halkbank Davası, Suriye'de YPG'ye Amerikan desteği, vizelerin askıya alınması, Kudüs'ün İsrail'in başkenti ilân edilmesi ve Fethullah Gülen'in iadesi gibi konularda gerilen Türkiye-ABD ilişkilerinde en ciddi krizlerden biri dün yaşandı.

Krizin merkezindeki  isim, Türkiye'nin FETÖ ve PKK bağlantılarını gerekçe göstererek örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği” iddiasıyla 15,  “casusluk” suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan, ancak 25 Temmuz'da ev hapsine çıkarılan Rahip Andrew Craig Brunson.

Dün Türkiye saatiyle 18:00'dan sonra, önce ABD Başkan Yardımcısı Michael Pence daha sonra Başkan Trump, Rahip Brunson'ın tamamen serbest kalmaması durumunda Türkiye'ye geniş çaplı ekonomik yaptırımlar uygulanacağını söyledi.

ABD'li yöneticilerin Twitter açıklamalarının ardından ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi,  Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti.

Tasarı, ABD Hazine Bakanlığı, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile diğer uluslararası finans kuruluşlarındaki ABD'li yöneticilere, Türkiye'ye yardım yapılmasını engellemesi talimatı verilmesini ön görüyor.

BloombergHT canlı yayınında konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Filiz Katman'a göre "Brunson krizi" bir anda ortaya çıkan, "bir ABD vatandaşının salıverilmesi" ile sınırlı bir mesele değil, bir süredir devam eden olaylar silsilesinin bir sonucu. Katman, bu faktörleri şöyle sıralıyor:

1) İRAN MESELESİ

ABD Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı yetkililerinden oluşan bir heyet, 20 Temmuz'da Ankara'ya gelerek  ABD’nin İran’a uygulayacağı yaptırımlarla ilgili görüşmeler gerçekleştirmişti.

44'ncü Başkan Barack Obama'nın imzaladığı, iki ülke arasındaki gerilimi düşüren nükleer anlaşmasından 8 Mayıs'ta çekilen ABD, İran'ın gelir kaynaklarının kesilmesi için bu ülkeyle ikili ticareti olan ülkelerin de yaptırımları yeniden başlatmasını talep etmişti.

 

Ancak Türkiye tarafı, başta enerji ithalatı olmak üzere ekonomik ilişkilerde İran'ın önemli bir ortak olduğunun vurgusunu yapmıştı. Hatta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan " İran'a yönelik yaptırım kararlarına uymak zorunda değiliz" açıklaması gelmişti.

Dr. Filiz Katman'a göre bu görüşmenin sonunda Türkiye'nin ABD ve Batı kanadıyla aynı yöne bakmadığının mesajı verilirken, Rusya-İran-Türkiye üçlüsünün, Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarını etkili şekilde korumaya devam ettiği de anlaşıldı.

2) SURİYE MESELESİ

Suriye meselesinde iki ülkenin taban taban ayrıştığını konu, Suriye'nin kuzey bölgelerini kontrol eden Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve silahlı kanadı Halk Koruma Birlikleri (YPG).

ABD'nin YPG'yi müttefik olarak tanımlayıp, silah yardımı yapması, Türkiye için bir güvenlik tehdidi.

Türkiye'ye baskının adım adım ilerlediğini aktaran İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Katman, ABD'nin bölgedeki devlet dışı aktörleri müttefik olarak tanımlamasının, , Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini ve söz konusu krizin en büyük yansıması olduğunu ifade etti.

 

3) YENİ BİR DİPLOMASİ TÜRÜ

NBC Televizyonu'nun haberine göre Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, hem Pence'in hem de Trump'ın dün akşam Twitter üzerinden böyle bir açıklama yapacağını bilmiyordu.

Katman bu durumu, Trump'ın görevinin ilk gününden bu yana yürüttüğü, Dışişleri Bakanlığı'nı devreden çıkaran yaklaşımına bağlıyor. Yani gelecek dönemde iki ülke arası ilişkilerde diplomasinin ne kadar etkili şekilde rol alacağı ya da bu işin ne kadarın Beyaz Saray odaklı yürütüleceği önem arz ediyor.

4) İÇ SİYASETİN ETKİSİ

"Dış politikada akılcı olan devletlerin ulusal çıkarlarını doğrultusunda dış politikalarını yapılandırmasıdır" diyen Katman, bu tip krizlerde iç siyasetin etkisinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Süper Güç, 6 Kasım 2018'de Kongre Ara Seçimleri'ni gerçekleştirecek ve bu seçimle, 435 sandalyeli Temsilciler Meclisinin tamamı, 100 sandalyeli Senatonun ise üçte biri (33) yenilenecek. Şu anda her iki kanatta da üstünlüğü elinde bulunduran Cumhuriyetçilerin temel amacı bu üstünlüklerini sürdürmek. Demokratların hedefi ise en az birinde üstünlüğü ele geçirmek ve 2020’deki başkanlık seçimlerine olabildiğince avantajlı girmek.

 

Filiz Katman, Trump'ın Amerikan iç siyasetindeki pozisyonunu güçlendirmek için iç siyasete mesaj verme kaygısı taşıdığını söylüyor.

Zira ABD'nin karmaşık dış politika gündemi nedeniyle Batı'nın, Rusya bağlantıları ve devam eden soruşturmalar nedeniyle kendi kamuoyunun Trump'a desteği düşüyor. Uzmanlara göre böyle bir ortamda Demokratların ara seçimlerde yapacağı muhtemel bir atak, 2020 başkanlık seçimleri için istikameti belirleyebilir.

TÜRKİYE'NİN STRATEJİSİ NE OLMALI?

"Türk-Amerikan ilişkilerinde tarihte buna benzer ciddi krizler çok yaşandı. En yakını 2003'teki 'Çuval krizi'. Bu tür meselelerde bakılması gereken tek parametre: Ulusal çıkar" diyen Katman, Türkiye'nin son dönemde dış politikada "Ayakları yere basan ülke" imajı çizmeye çalıştığını vurguladı.

Katman'a göre; Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın Çin'de yaptığı görüşmeler sonrası 3,6 milyar dolarlık kredi paketinde anlaşılması ve bu haberin Türkiye'ye kredi verilmemesi haberleriyle eş zamanlı gelmesi, BRICS Zirvesi'ne Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilâtı Dönem Başkanlığı kapsamında davet edilmesi, Güney Afrika'yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rus lider Vladimir Putin'le görüşmesi Türkiye'nin önlem alma çalışmaya devam ettiğinin birer göstergesi.

Çin ve Rusya gibi güçlü aktörlerle ilişkilerin Türkiye'ye pazarlık payı kazandırdığını söyleyen Katman'a göre diplomasi henüz rafa kalmış durumda değil ve müzakereler devam edecek.

Katman, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın dün Twitter'dan yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak "Büyükelçi'nin son açıklaması çok önemli. Çünkü bir süredir Amerikalı çalışma arkadaşlarıyla müzakere yürüttüğü görülüyor" değerlendirmesini yaptı.

Kılıç, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Mesajım açık ve netti. Hiç kimse Türkiye'nin tehditlere boyun eğmesini beklemesin ve bir müttefik olarak ABD'nin bize karşı tehditlere başvurmaması gerekir. ABD makamlarının tüm seviyelerde paylaştığım hususi tavsiyelerimi duymaması talihsizdir" ifadelerini kullanmıştı.

Yukarı

Business HT×