BUSINESS HT
21 06 2018, 12:10 Güncelleme: 12:44
Tarihi yüksek seviyeleri gören döviz kuru, çift haneli enflasyon, fiyat yükselişi yüzde 300'ü bulan sebzelere getirilen ithalat... Yeni cumhurbaşkanı ve yeni meclisi belirleyecek 24 Haziran seçimlerine üç gün kalan Türkiye'nin gündemi ekonomi.
Adayların vaatlerini dinlemek için meydanları dolduran seçmenin son kararını bu yoğun ekonomi gündeminin hangisi belirleyecek? Türkiye'nin yüzde 7 seviyelerini gören büyümesi mi, Türk Lirası'nın değerini düşüren döviz kuru mu?
Turkey Data Monitor kurucuğu ortağı ve Global Source Türkiye danışmanı Dr. Murat Üçer'e göre seçimlerin hemen öncesi, algı açısından her zaman en önemli dönem.
Mayıstan bu yana küresel piyasalarda Türkiye'nin ekstra hırpalandığını vurgulayan Üçer, kurun Türkiye'de her zaman kritik bir parametre olduğunu söyledi.
"YILIN İKİNCİ YARISINDA NEGATİF BÜYÜME"
Bloomberg HT canlı yayınında büyüme ile ilgili çok ümitli konuşmayan Murat Üçer'e göre Türkiye, yılın ikinci yarısında negatif büyüme ile karşı karşıya kalacak:
" Ben büyümede ciddi bir yavaşlamanın başladığını düşünüyorum. Bu durum, şu anda çok büyük bir tahribat yapmasa da yavaş yavaş hissedilmeye başlandı. Ancak ikinci yarıda negatif büyümeye giden bir Türkiye, şu andaki seçmen kararını nasıl etkilediğini belirtmek güç."
"Anketler gösteriyor ki, yüzde 7'lik büyümelere rağmen ekonomi tarafında çok büyük bir memnuniyet yok" diyen Üçer'e göre ekonomi, Türkiye'nin şikayet listesinin başında.
Birinci çeyrekte tüketimin patladığı bir büyüme kompozisyonunun olmasının şaşırtıcı olduğuna vurgu yapan tecrübeli ekonomist, "Kredide ve ücretlerde bu patlamayı karşılayacak bir büyüme yok. Bu büyümenin nasıl oluştuğu net değil" dedi.
Ekonomiye verilen teşviklerin geleceğe yönelik endişeleri gidermeye yetersiz olduğunu aktaran Murat Üçer şöyle konuştu:
"Büyüme rakamlarının yenilenmesi insanların refahını etkilemiyor. Çift haneli enflasyon cep yakmaya devam ediyor. İstihdam iyi gitti ama onun da kalitesine bakmak lazım. Çok kaliteli bir istihdam artışı yaşamadık. Üretkenliği daha düşük olan servis sektöründe yaşadık. Dolayısıyla genel bir yorgunluk, öngörülebilirlik ve borçluluk mevcut."
