CEREN DİLEKÇİ
03 05 2018, 15:36 Güncelleme: 19:28
Son dönemde özel sektörün artan kredi yapılandırma talepleri sonrası gözler bankacılık sektörüne çevrildi. Çoğu üst düzey sektör temsilcisi, şirketlerin yeniden yapılandırma taleplerini olağan bir durum olarak nitelerken sektör içinden farklı bir ses yükseldi.
TEB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, bir bankacı olarak talepleri olağan karşılamanın doğru olmadığını söyledi.
İşin yapısal kökenine bakıldığında bankaların 3 aylık mevduatla 3-5 yıllık yatırım kredisi verdiğine dikkat çeken Canevi, "Bunun bir yerde aksayacağı beklenmeliydi. Şu anda gördüğümüz yeniden yapılandırma talepleri, yapısal bozukluğun (mevduatın vade yapısıyla kredilerin vade yapısı arasındaki uyuşmazlığın) telafisine yönelik. Bu konu çok ciddi bir konudur. Burada başka türlü bir yapılanma modeli getirmek lazım." dedi.
Canevi, Ülker'de olduğu gibi bankacıların kendi aralarında anlaşarak yeniden yapılandırma formülü bulmasının önemli olduğunu vurguladı.
Kurda yaşanan yükselişe ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Canevi, "Dalgalı bir denizde gidiyoruz, bunun inişi çıkışı olacaktır, paniklememek lazım" diye konuştu.
Türkiye'nin kırılgan beşli arasında olduğunu hatırlatan TEB Yönetim Kurulu Başkanı, "Kur, enflasyon, bütçe performansındaki kırılganlığı inkar etmedik. Türkiye, seçimini yapıp sağduyulu bir reform, ekonomi paketi deklarasyonunu yaptıktan sonra tüm bu çalkantılar sanıyorum düzelecektir. Türkiye, dış finansmanla büyüyen bir ülke. Tasarruflarımız yetmediği için dışardan kredi bulmak durumundayız. Ekonomimizi düzlüğe çıkarıp herkese güven verecek bir duruma geldiğimiz zaman tüm kırılganlık azalacaktır" dedi.
Bankaların borçlanma imkanıyla birlikte piyasada iştah olduğunu belirten Canevi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son olarak Vakıfbank 1,3 milyar dolarlık hem daha ucuza hem de daha uzun vadeli borçlanma gerçekleştirdi. Dolayısıyla piyasada iştah var ama bu iştah 1,3 değil de 13,3 olabilirdi. Daha fazla, daha ucuz, uzun vadeli krediler alabilirdik. Şimdilik bununla yetiniyoruz. İleride istikrara kavuştuğumuzda, seçim oynaklıkları ortadan kalktığı zaman işlerin düzeleceğini düşünüyorum."
