BIST 100 9.049,23 % 2,75
USD/TRY 32,3292 % 0,11
EUR/TRY 35,0640 % -0,02
Piyasalar
9.048,97
% 2,75
32,3292
% 0,11
35,0640
% -0,02
1,0786
% -0,38
47,62
-0,31
2.213,29
% 0,84
87,17
% 1,25
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

"Türk Lirası bu seviyelerde bile cazip görünüyor"

TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici'den Türk Lirası yorumu

"Türk Lirası bu seviyelerde bile cazip görünüyor"
DÜNYA 19 01 2018, 07:28

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici'ye göre Türk Lirası hala yatırım için cazip seviyelerde.

Leblebici, "Mevcut kur ve faiz seviyesi olarak baksanız bile buradan TL'ye yatırım yapmak son derece cazip görünüyor" dedi.

Dünya'ya konyşan Leblebici, bu yıl dikkatle izlenmesi gereken en önemli küresel haber etkisinin ABD'nin son vergi düzenlemeleri olduğuna inanıyor. Trump'ın bir imzasının doları evine Fed'den daha hızlı çekme potansiyeli olduğuna inanıyor.

Leblebici, "Bu sene etkisini tam olarak bilemediğimiz bir karar çıktı. Vergi mevzuatında değişiklik yapıldı. Merkez bankalarının aksiyon planlarını artık daha net görebiliyoruz. Ama vergi değişikliği ile ABD'ye geri gidecek para, global likiditeyi etkileyecek. Normalde bilançosunu 10'ar milyar dolarlık adımlarla küçülten Fed, buna kayıtsız kalmayabilir. Normal gidişatın üzerinde bir bilanço küçültmesinin olup olmayacağını görmek lazım. Dolayısıyla bu yıl küresel piyasalara baktığımızda yüzde 50 dolar konuşacaksak, yüzde 50 de global likiditenin faiz üzerindeki etkisini konuşacağız. Global likiditenin kaderini Fed değil bu defa vergi düzenlemesi belirleyecek. Onun için vergi tasarı nedeniyle hareket edecek parayı gözlemek lazım" ifadelerini kullandı.

"TÜRK LİRASI ÇOK CAZİP GÖRÜNÜYOR"

Bu yıl piyasalar açısından Amerika'nın vergi adımının global likidite üzerine etkilerinin daha fazla konuşulup, tartışılacağına işaret eden Ümit Leblebici, bu etkinin her gelişen ülke açısından da farklı etkilere sebep olacağına değindi.

"Likidite tarafı çok fazla etkilenmezse borçlanma piyasaları tarafında da bir problem yaşanacağını zannetmiyorum" diyyen Leblebici, "2017'de yaşadığımız ve kısmen 2018'de devam edecek bir akım var. Sermaye göreceli olarak nominal faizleri yüksek olan ülkelere akıyor. Biz jeopolitik gelişmeler nedeniyle bu akımdan kısmen pozitif etkilendik. Bu akış devam edebilir. Zaten mevcut kur ve faiz seviyesi olarak baksanız bile buradan TL'ye yatırım yapmak son derece cazip görünüyor. Türkiye'yi negatif trade etmek ise son derece yanlış bir karar... Türkiye'nin temel göstergeleri yatırımcıyı çekebilecek noktada. Türkiye büyüme hikayesi yaratabilen bir ülke. 2017 büyümesi muhtemelen yüzde 6.5'un üzerinde olacak. İstanbul Borsası'nda 100 şirketin karlılık artışlarına ve satış artışlarına baktığınızda son dönemlerin en iyi rakamlarıyla karşılaşıyorsunuz. Demek ki şirketler para kazanıyor ve karlılık marjları artıyor. Bu aynı zamanda şirketlerin sermaye birikimine dolayısıyla ileride yatırım yapacağına işaret eder" şeklinde konuştu.

Türk yatırımcı açısından bakıldığında da ibrenin TL'den yana olduğunu vurgulayan Lebleebici şöyle dedi: "Bu bir yatırım tavsiyesi değil. Herkes kendi hesabını daha iyi bilir. Ama bana göre şu anda döviz tutmak maliyetli. TL bulunduğu seviye ve getirisi itibariyle bakıldığında çok daha yatırım yapılabilir duruyor. Eğer, 'dövizde durayım' diyorsanız 2018 bunu yapmak için çok doğru değilmiş gibi geliyor. "

"YATIRIMA GERİ DÖNMEMİZ GEREKİYOR"

Bir işletme sermayesi ihtiyacı vardı 2017'de. İşler aniden durdu. KGF ile bir sıçrama yapıldı. Şimdi sırada hangi hamle olmalı sorusu üzerine Ümit Leblebici, "Şimdi yatırıma geri dönmemiz gerekiyor. Neden? Çünkü dünyada talep artıyor. ABD ve Avrupa Birliği toparlanıyor. 2008'de başlayan kriz yavaş yavaş ortadan kayboluyor. O zaman sizin yatırım yapmanız ve ihracata gitmeniz gerekiyor. Dolayısıyla biz şimdi daha genel bir çerçeveden daha spesifik alanlara yönleneceğiz. Global likiditeyi nasıl ve hangi şirket sınıfı ile çekeceğimiz önemli. Ona uygun düzenlemeleri hazırlamak lazım. Şirket sınıfları ve endüstriler rekabet üstünlüğü sağlar" iffadelerini kullandı.

"FİYAT DEĞİL ÜRÜN REKABETİ"

Türkiye'nin önünde yapılması gereken en önemli önceliklerden birinin de 'verimli çalışmak' olduğunu kaydeden Leblebici şöyle devam etti: "Şirketlerin fiyatlama mekanizmalarında problem var. Bizim piyasalarımızda herkes pazar payı alabilmek için fiyat rekabeti yapıyor. Bir süre sonra bu fiyat kırma meselesi şirketlerin ihtiyacın olduğu kar birikimini sağlayamamasına sebep oluyor. Türk şirketleri artık pazar payı alabilmek için ürünleriyle rekabet etmeli. Daha fazla dış pazarlara girmeli. Dış pazarlarda etkin olabilmek için bankaları, sermaye piyasasını, sistemi daha fazla kullanmak gerekiyor. Ölçek büyüteceğiz."

"TÜRKİYE MALİYET ENFLASYONU YAŞIYOR"

Fiyatla rekabet eden şirketler açısından artık dip noktalara gelindiğine de işaret eden Leblebici, "Enflasyonun kötü fiyatlamasının sebebi de bu. Artık fiyatı daha fazla kıramayacağımız için en ufak bir artışta yansıtmaya çalışıyoruz ve enflasyonu artırıyoruz. Türrkiye'de enflasyon, talep enflasyonundan kaynaklanmıyor. Maliyet enflasyonundan kaynaklanıyor. Ölçek ekonomisine ulaşamadığımız için her şey enflasyon olarak geri dönüyor. Karlılığın yönetilemediği noktada da işin içine tekrar fiyat giriyor. Şimdi döviz kurunun belli yerlerde stabilize olması önemli. Girdi maliyetleri ile ilgili alınacak önlemler var. Verimlilik diye konuşuyoruz. Gıda ürünlerinin nakliye sırasında yüzde 30'unu kaybediyorsanız zaten yüzde 30 fiyat artışı ile başlamanız lazım. Fireye giden bir nokta var yani. Türkiye bunun üzerinde çalışıyor. Gıda Komitesi'nin çalışmalarının etkisini bir süre sonra mutlaka görmeye başlayacağız. Merkez Bankası Gıda Komitesi'nde sorumluluğu üzerine aldığı için söylüyorum. Gıda Komitesi'nde yapabileceklerinin hepsini yapsın. Çünkü orada bir verimlilik var" dedi. Leblebici ayrıca 2017'yi enflasyonda çift haneli bitirsek de 2018'i çift haneli bitirmeyeceğimizi öngörüyor.

 

"KREDİ TALEBİ YAVAŞLIYOR"

Bankacılık sektörüne döndüğümüzde ise TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, kkredi talebinde bir yavaşlama olduğunu söyledi.

Leblebici, "KGF olmasaydı kredi talebi bu kadar canlı olmayabilirdi. Bankacılık hala kredi vermeye açık ama talebin ne olacağı konusu soru işareti. 'Herkes seneyi kapattı, yatırımını yaptı' diyebiliriz ama kredi talebinde bir yavaşlama var. 2018'in ilerleyen dönemlerinde talebi daha net okuyabileceğiz. 2017'deki yüzde 22 civarındaki kredi büyümesinde yüzde 15-17 bandına dönebiliriz. Türkiye'de istatistiki olarak mevduat, kredinin 3-4 puan altında büyüyor. Dolayısıyla 1012-14 bandında bir mevduat büyümesi olabilir. Bu büyümelerde yüzde 4.5-5'lik bir GSYİH artışını destekler. 2018'de sektörde kârlılık büyümesi aynı hızla devam etmez" dedi.

 

Yukarı

Business HT×