Bilinmezliklerle dolu 2018’e üç hafta kala Atlas Okyanusu’nun her iki tarafındaki merkez bankaları, birer birer 2017 dosyalarını kapıyor. Hem iç hem de uluslararası piyasalarda en kritik dönem ise hem TCMB’nin hem de Fed’in faiz kararını açıklayacağı 11-15 Aralık haftası.
Son olarak 26 Ekim’de gerçekleşen Para Politikası Kurulu Toplantısı’nda faiz oranlarını değiştirmeyen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bir sonraki toplantısını 14 Aralık’ta gerçekleştirecek. Kasımda yüzde 12,98’le 2003’ten bu yana en yüksek seviyeyi gören enflasyon ve dalgalı seyrini sürdüren döviz kuru nedeniyle TCMB’nin PPK toplantısında geç likidite penceresi faizini artırması beklenirken, bazı uzmanlara göre kurdaki son yükselişin yavaşlaması nedeniyle
daha düşük oranda faiz artışı olabilir.
Uluslararası bankacılık devlerinden Morgan Stanley, ay başında yaptığı açıklamada TCMB'den 75 baz puan faiz artırımı beklediklerini ifade ederken, Hollanda merkezli Rabobank, Merkez Bankası'nın agresif şekilde 300 baz puan faiz artırmaması durumunda dolar/TL'nin psikolojik sınır 4 seviyesini aşabileceği görüşünde.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, TCMB'nin faizi en az 100 baz puan artırmasının muhtemel olduğunu söylerek, "TCMB, para politikasını öyle ya da böyle sıkılaştıracak" açıklamasını yaptı. JPMorgan da hafta içinde yaptığı açıklamada, S&P’ye paralel olarak TCMB’nin 100 baz puanlık faiz artışına gideceğini belirtti.
TCMB, ekim toplantısı sonrası, politika faizini yüzde 8, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borç alma faizi yüzde 7,25, koridorun üst bandı gecelik borç verme faizini yüzde 9,25 ve geç likidite penceresi (GLP) faizini de yüzde 12.25 seviyesinde bırakmıştı.
AMERİKAN MERKEZ BANKASI (FED)
ABD’nin üçüncü çeyrekte yüzde 3,3 büyüyerek son üç yılın rekorunu kırmasının ardından Fed’in yılın son toplantısında 25 baz puanlık faiz artışına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Dünyanın en büyük ekonomisinde enflasyonun, Fed’in hedefi olan yüzde 2’ye ulaşması da faiz artırımı için uygun ortamı sağlıyor.
Uzmanlar ABD’nin yeni yıla çok iyi ekonomik verilerle başlayacağını savunurken ülkede, Başkan Donald Trump ve ekibinin hazırladığı, kurumlar vergisini yüzde 35’ten yüzde 20’ye düşürecek vergi reformu konusundaki belirsizlik devam ediyor.
BNP Paribas’tan yapılan açıklamada “ABD’de müzik bir yıl daha devam edecek. Ancak sonrasında ne olacağı ile ilgili dikkatli olmak lazım. 2018’in ekonomik aktivite bakımından 2005’ten bu yana en iyi yılı olacağını öngörüyoruz. İşsizlik de 1969’dan beri görülen en düşük seviyeye geriliyor” denildi.
13 Aralık’ta toplanacak Fed, kasım sonunda açıkladığı FOMC tutanaklarında, üyelerin durgun enflasyon ortamında, gelecekte izlenecek para politikasına dair görüş ayrılıklarına karşın kısa vadede faiz artırımı öngördüğünü ve aralık olasılığını masada tuttuğunu ifade etmişti. 2018’de Fed Başkanlığı görevini Janet Yellen’dan alacak Jerome Powell da, ABD Merkez Bankası'nın gelecek ay faiz oranlarını tekrar yükseltmesinin muhtemel olduğunu söylemişti.
Ekim sonundaki toplantıda politika faizini yüzde 0 oranında sabit bırakan ve Ocak-Eylül 2018 için varlık alımını 60 milyar eurodan 30 milyar euroya düşüren AMB, 2017’nin son toplantısını 14 Aralık’ta gerçekleştirecek.
İtalyan bankası Intesa Sanpaolo, paylaştığı araştırma notunda, Euro Bölgesi’nin son 10 yılın en hızlı büyümesini gerçekleştirdiği ortamda AMB’nin de mümkün olabilecek en iyi görünümle karşı karşıya olduğunu söyledi. Ilımlı büyümenin 2018 ve 2019’da devam edebileceğini aktaran Banka, AMB’nin hem varlık alımında hem faiz oranlarıyla ilgili iletişimini değiştirmek için acele etmediğini belirtti.
AMB’nin ayrıca, 2020 yılı için enflasyon tahminlerini açıklaması da bekleniyor.
AMB ile aynı gün faiz kararının açıklanacağı İngiltere’de Brexit, düşük ücret artışı ve düşük verimlilikle ilgili endişeler devam ediyor. Son olarak 2 Kasım’daki toplantısında 10 yıl sonra faiz artışına giderek politika faizini yüzde 0,25’ten yüzde 0,50'ye çıkaran BoE, sterlinin zayıflamasını ve yüzde 2’lik hedefi gelecek üç yılda aşması beklenen enflasyonun depreşmesini istemiyor.
HSBC, paylaştığı notta düşük arz, yüksek talep ortamında 14 Aralık’ta toplanacak BoE’nin bir faiz artışına daha gidebileceğini ancak sonrasında bir süre mola vereceğini açıkladı.
Haziran 2016’da Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’nden çıkıp çıkmayacağı ile ilgili referanduma giden ve yüzde 51,9 “Evet” oyuyla Brexit sürecini başlatan İngiltere ile Avrupa Birliği arasında 8 Aralık’ta anlaşmaya varılmış, ticari ilişkileri düzenleyen ikinci aşamaya geçişe hazır olunduğu ifade edilmişti.