Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, "TCMB hedefin şaşacağına inanırsa adım atar" dedi.
Özel bir haber kanalında konuşan Ertem, "TCMB araç seti kimsede yok. Gereğini yapar. TCMB'nin araç bağımsızlığı sonsuz, her an her şey olabilir." ifadelerini kullandı.
Ertem, ayrıca, TCMB'nin ortalama fonlama maliyeti hamlesinin ardından geç likidite penceresi faizini yukarı çekebileceğini bildirdi.
Bankacılık sistemine ilişkin açıklamalarda bulunan Ertem, Türkiye bankalarının faiz düşürmek için geniş bir manevra alanına sahip olduklarını belirtti.
MİLLİYET'TEKİ YAZISINDA 'KOL KESME' VURGUSU
Ertem, Milliyet gazetesindeki yazısında kurdaki oynaklığın, finans sektöründe kol kesmek de denilen, zararına çıkışlardan kayanklandığını belirtmişti.
Ertem, köşesinde, "Şu sıra kurlardaki oynaklığın ve buradaki köpüğün ekonomi dışı kirli haberlerden ve bu haberlere bağlı olarak, finansçı deyimiyle, kol keserek yani zararına çıkışlardan kaynaklandığını biliyoruz." dedi.
Ertem, şöyle devam etti:
"Para piyasalarının sığlığından yararlanarak, kirli-asılsız haberlerle bu operasyonları yapanların bilmediği yeni gerçek şudur; Türkiye ekonomisi bu tür kur ataklarıyla, eskisi gibi, krize girmez. Şirketlerin, finans kesiminin, hane halklarının ve kamunun döviz açık pozisyonu yok denecek kadar azdır ve kur baskısı, geçici kur ataklarıyla kalıcı kriz oluşturacak bir dinamik olmaktan çıkmıştır artık Türkiye için...
Kol keserek kur krizi oluşturmaya çalışanlar, kimsenin şüphesi olmasın ki kesilen kollarını bu ülkeden geriye alamayacaklar."
"Ayrıca Başdanışman, dövizdeki hareketin Merkez'in dalgalı kur politikası içerisinde olağan kabul edildiğine de işaret ederek köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:
Ayrıca, bütün bunların dışında, TCMB dalgalı kur rejimi uyguluyor. Dalgalı kur rejimi uygulayan bütün açık ekonomilerde kurun bu tür atakları olağan finansal sirkülasyondur. Eğer dalgalı kur rejimi değil de sabit kur rejimi uygulasaydık, iç fiyatlarla dış fiyatların uygunluğu ve buna bağlı olarak dış ticarete konu olan malların dezavantajlı fiyattan avantajlı fiyata geçmesi için -bir kriz sonucu olarak- yerel paranın devalüasyonu söz konusu olurdu. 2001 krizi dâhil olmak üzere, Türkiye’nin IMF reçeteleriyle krize sürüklendiği bütün kriz süreçlerinde bu tablo kaçınılmazdı. Türkiye artık, eski bir sömürge mekanizması müessesesi para kurulu uygulamasının başka biçimi olan, sabit kur rejimine bağlı enflasyon-devalüasyon-kriz sarmalından çıkmıştır."