BUSINESSHT
21 07 2016, 06:51 Güncelleme: 23.07.2016, 16:44
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan OHAL kararının açıklamasının ardından sosyal medyada ve görsel basında önemli açıklamalarda bulundu.
Reuters'ın haberine göre binden fazla kamu çalışanının "aranan" durumda olduğunu söyleyen Şimşek, devlet kurumlarına düzenlenen operasyonlarla ilgili olarak da darbe yanlılarının bulunması için Hazine Bakanlığı ve Merkez Bankası'ndaki kontrollerin ikiye hatta üçe katlanacağını söyledi.
"MOODY'S BİZE BİLGİ VERDİ"
Perşembe günü NTV'ye konuşan Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarını da değerlendirdi. S&P'nin not indirimiyle ilgili olarak kuruluşun aceleci davrandığını ve yanlış karar verdiğini söyleyen Şimşek, Moody's'in ise kendilerine bilgi verdiğini söyledi. Şimşek, "Süreci takip ediyorlar, acele etmediler" dedi.
Şimşek olağanüstü hâl durumunda piyasaların işleyişinde bir değişiklik olmayacağının ve piyasa kurallarının dışiına çıkılmayacağının altını çizerek Türkiye'nin dış borç çevirmesinde sorun yaşanmayacağını vurguladı.
Başbakan Yardımcısı, görevden geçici olarak el çektirilenlere adil davranılacağını ifade etti.
"OHAL, 90'LARDAKİ GİBİ SIKI YÖNETİM DEMEK DEĞİL"
OHAL kararının verilmesinin hemen ardından Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Paylaşımlarını İngilizce yapan Şimşek şu ifadeleri kullandı:
Bugün her ikisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında, MGK ile başlayan ve Bakanlar Kurulu ile devam eden, 10 saat süren toplantılar gerçekleştirdik. Ana başlık, başarısız olan darbe girişimi ve akabinde düzeni yeniden sağlamak için alınacak önlemler, yargıya verilen sorumluluk ve başka olayların ortaya çıkmasının önüne geçmekti.
Geniş kapsamlı tartışmalar sonucunda, 3 aylık OHAL ilan edilmesine karar verdik. Bu önlem, darbecilerin hızla tespiti ve adalete teslim edilmesini amaçlamaktadır.
Türkiye'de ilan edilen OHAL kararı, temel hak ve özgürlükler, basın özgürlüğü gibi konularda kısıtlamalar içermemektedir. OHAL, 1990'lardaki sıkı yönetim demek değildir.
Sıradan vatandaşın hayatı ve işletmeler karardan etkilenmeyecek, kesintiye uğramayacaktır. İş hayatı her zamanki gibi olacaktır. Bu geçici OHAL süresince, nihai otorite hükümette ve valilerde olmaya devam edecektir, silahlı kuvvetlerde değil. Durum, Avrupa'dan, daha küçüklü çaplı tehditler yaşayan Fransa, Almanya ve Belçika'dan farklı olmayacaktır.
Türkiye'nin bu durumdan güçlenen bir demokrasi, daha iyi işleyen bir piyasa ekonomisi ve yatırım iklimiyle çıkacağına inanıyorum.
Ve son olarak, Türkiye DAEŞ'in de dahil olduğu uluslararası teröre karşu mücadelesini sürdürmeye kararlıdır. OHAL, terörle mücadeleyi engellemeyecektir.
