BIST 100 9.087,86 % 0,09
USD/TRY 32,3737 % 0,09
EUR/TRY 34,9935 % -0,07
Piyasalar
9.088,50
% 0,09
32,3740
% 0,09
34,9935
% -0,07
1,0783
% -0,05
47,77
0,12
2.229,87
% 1,60
87,00
% 1,86
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

GENÇLERİN İSTİHDAM DUVARI

BusinessHT, Türkiye’nin çok katmanlı sorunlarından biri olan genç işsizliğini masaya yatırdı

Bloomberg HT, Türkiye’nin çok katmanlı sorunlarından biri olan genç işsizliğini ele alıyor
ÖZGE ÖZDEMİR 15 10 2015, 09:38

Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için 1 milyonu bulan genç işsizlerin işgücü piyasasında yer edinmesini sağlamak çok önemli.

Genç işsizliği dosyamızın bu bölümünde iş bulamayan gençlerin hikayelerine yer verdik. Grafiklerle genç işsizliği için , gençler, işverenler ve akademisyenlerle genç işsizliğini tartıştığımız haberimiz için  tıklayabilirsiniz.

İşte Türkiye'nin genç işsizlerinin hikayeleri:

Evde oturmak için mi emek verdim?
Özlem Kılıç (Elazığ, 18)

Elazığ Metin Koloğlu Sağlık Meslek Lisesi Hemşirelik bölümünden 2015 yılında mezun oldum. Yaklaşık 4 aydır iş arıyorum ama mezun olmadan iş aramaya başladığım süreyi de eklersek yaklaşık 7 ay olabilir. Kendi mesleğimi ele alırsam küçük bir şehir olduğu için hastane sayısı oldukça az, ev hemşire sayısı fazla. KPSS atamalarında alım azaldığı için herkes özellere yöneldi ve hemşire bolluğu oluştu. Eskiden hemşire bulamayıp elindekilere en yüksek imkanları sunan özel hastaneler artık birçok mezunu elinin tersiyle itiyor.

Psikolojik olarak ister istemez zorlanıyorum ve üzüntü kaçınılmaz oluyor. O kadar emeğin evde oturmak için çekildiğini görmek biraz yıpratıcı. İşverenler eleman çokluğu olduğu için muhatap dahi olmuyor. Buna devletin sınırsız sayıda özel okullara sağlık meslek oluşturma hakkı vermesi, her yere sağlık meslek lisesi açması ve sonunda alım yapmamasının neden olduğunu düşünüyorum. Eğer okul verdiyse iş imkanı da verilmeli. Ülkemizdeki işsiz ve ev hanımı kitlesinin hemşire, öğretmen, mühendis gibi mesleklerden oluşacağı kadar yükseldiğimizi düşünmüyorum. Ancak bu kişiler mesleklerini yapabilecek duruma gelirse bir şeylerin düzeleceğini düşünüyorum.

Üniversite mezunu olmak yetmiyor
Ece Gürpınar (Ankara, 24 yaşında)

Ankara Üniversitesi İletişim bölümünden mezum olduğum haziran ayından beri iş arıyorum. Pozisyon olmadığı için iş bulamıyorum. Ankara’da gazetecilik alanında iş bulamadım. Bir gazetenin Ankara ofisinden bir arkadaşıma teklif geldi ama günlük 8 lira gibi komik rakamlar teklif ediliyor. O yüzden artık kendi alanım olmasa da halkla ilişkiler ya da kurumsal iletişim gibi alanlarda iş bakmaya başladım.

Ama orada da iletişim üzerine iş aradığımızda karşımıza çağrı merkezi pozisyonları çıkıyor. İşverenlerden hep aldığımız cevap şu anda piyasanın kötü olduğuna dair... Üniversite mezunu olduğunuz halde hala çalışamadığınız için aile yardımına muhtaç kalıyorsunuz ve bu da bir mahçubiyet yaratıyor. İş bulabilmek için Hacettepe Üniversitesi’nde insan kaynakları sertifika programına gidiyorum; bunun için de yine para harcamak zorunda kalıyorum. O yüzden para kazanabilmek için para harcamak zorunda kalıyorsunuz.

Kısacası iş bulmak için üniversite yetmiyor, yüksek lisans yetmiyor, yabancı dil bilmek de yetmiyor. İletişim alanında mutlaka tanıdık birini bulmanız gerekiyor. Çıkan bütün ilanlar da stajyer arandığına dair... Ben CV’mi doldurmak için staj yapmış olsam dahi hala stajyer aradıklarını söylüyorlar. Asgari ücrete bile iş bulamıyoruz. Benim gibi bir sürü arkadaşım var. Dışarı çıkarken bile parayı düşünmek zorundasınız. O yüzden bu durum sosyal ilişkileri ve aile ilişkilerini bile etkiliyor.

 

Ümitle çıkılan yolculuğun en karanlık anı
Yasin Danacıoğlu (Ankara, 25)

2013 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldum. Aktif olarak Eylül 2014'den beri iş arıyorum. Mezuniyetimin ardından okulumdan aldığım eğitim doğrultusunda kamu memuru olabilmek için KPSS'ye hazırlandım. 2014 yılında 80 puan, 2015 yılında ise 88 puan aldım. Ama devletin İİBF mezunu olarak çok az sayıda alım yapması ile herhangi bir kadroya yerleşemedim.

İİBF mezunları için atanma süreci üç aşamadan oluşuyor. Yüksek KPSS puanı ile yazılı sınava girmeye hak kazanma, kurumun kendi yaptığı yazılı sınavda başarılı olma ve mülakat aşamasını geçmek... Kurumların yaptığı ufak tefek sayılarda alım için sınavlarına hazırlandım ve iki sınavı da kazandım. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın Gelir Uzman Yardımcısı ve Türk Diyanet Vakfı'nın Müfettiş Yardımcılığı... Bu sefer de mülakat aşamasına takıldım ve işsiz kaldım.

2013 yılının eylül ayından beri aralıksız ders çalışıyorum ve alım ilanı bekliyorum. Devletin sayısı 450 bine yaklaşan İİBF mezunlarını istihdam etmesi gerekiyor. KPSS gibi bir sınav varsa o sınavdan yüksek puan alanların da istediği yere gelmek istemesi gayet doğal...

Özelde çalışmak gibi bir seçeneğimiz de var elbette... Orada da önümüzde tecrübe adı verilen kocaman duvarla karşılaşıyoruz. "X pozisyonunda en az 2 yıl tecrübeli olmak..." diye başlayan iş ilanları da hayal gemimizi batırdığımız bir başka okyanus... İş bulamadan nasıl tecrübe sahibi oluruz, ona da akıl erdiremiyoruz.

İşsizlik; büyük ümitlerle çıkılan yolculuğun en karanlık, en korkunç anları... 25 yaşındasınız, hala geleceğinizi göremiyorsunuz, planlar yapamıyorsunuz, hayal bile kuramıyorsunuz ve en kötüsü hala ailenize destek olamıyorsunuz hatta yük oluyorsunuz. #pagebreak#

Umutsuzluk gittikçe büyüyor
Ahmet* (25, Şanlıurfa)

2014 yılında Bilişim Teknolojileri Öğretmenliği bölümünden mezun olduktan sonra 1 yıldan fazla süredir işsizim. Tabii öğretmen olarak çalışmak için KPSS denen sınava girmemiz ve yeterli puanı almamız gerekiyor. Bu kadarı yeterli mi, değil! Aldığınız puan aslında çok önemli değil. Önemli olan sizin bölümünüze ne kadar kontenjan verildiği ve sizin o sıralamaya sahip olup olmadığınız. Sıralamanız yetmeyince bir sonraki atama dönemine kadar işsiz olarak beklemek gerek.

Özel okullar zaten düşük maaşla sizden üst düzey performans bekliyorlar. Ücretli öğretmenlik denen insanı aşağılayan ve modern çağın kölesi olarak nitelendirebileceğimiz bir alternatifimiz daha var ama o da çok düşük ücretlerle tam performans demek. Anlayacağınız ya az paraya çok iş yapacağız ya da her yıl KPSS’ye çalışıp atanmayı bekleyeceğiz. 120 bin öğretmen ihtiyacımız var diyorlar ama al(a)mıyorlar. Yeterli kaynak yokmuş.

Öğretmenlik dışında özel sektörde bilişim alanında çalışmak istedim, iş ilanlarına baktım hepsinde en az 2 yıllık tecrübe isteniyordu. Ben yeni mezun olmuş ve hiçbir kurum işe almıyor iken 2 yıllık tecrübeyi nerden edineceğim? Ya da sundukları bir diğer teklif çok düşük ücretle seni deneriz memnun kalmazsak istediğimiz zaman işine son veririz diyorlar. Yani anlayacağınız özelde de tutunamıyoruz.

Bilişim sektöründe işverenler öyle şeyler bekliyorlar ki bunu mizah ile anlatırsak: “Yerçekimsiz ortamda muz yiyelim ama çilek tadı versin”.  Bazen istedikleri şeylerin mümkün olmadığını anlatmak çok zor.

Aslında gençlerin ve yeni mezunların gelişimi için şirketler biraz sabırlı olabilseler ve geleceğe yatırım olarak insan yetiştirmeye önem verseler problem kalmayacak ama şirketler genelde insan yetiştirmek değil satın almak istiyorlar. Üniversitede her şey öğrenilmiyor hatta iş hayatına başlayınca üniversite derslerinizi unutacaksınız diyen kariyer uzmanları var.

İşsiz kalmak ve işsiz kalmaya devam etmek hayattan zevk alamaz duruma getiriyor bizi. Neredeyse hiçbir şey yapmadan sadece KPSS ve atama bekleyerek hayatımız geçmeye başladı. Atanamayınca hayaller ve hayatlar hep daha sonra hatırlat butonu (bilişimci esprisi) ile geçiliyor. En kötüsü de iş bulamadığımız için umutsuzluk duygusu gittikçe büyüyor içimizde.

*Takma isim kullanılmıştır. 

İşverenler çok katı
Fatma Gizem Savaş (25, Kayseri)

Uludağ Üniversitesi Ekonometri’den 2013 yılında mezun oldum. KPSS’ye girdim ve çok çabaladım. İş bulamıyorum demek yanlış olur; daha çok aklıma yatan iş bulamıyorum. Asgari maaş ve çok uzun çalışma saatleri yüzünden özel sektör yerine kamuyu düşünüyorum. Özel sektörde iş ilanlarında esneklik söz konusu değil, işten çıkmanız gereken saatte çıkamıyorsunuz. En başta nasıl konuşulduysa öyle çalışmak isterim. Mesai ücreti de verilmiyor; işverenler de nasılsa bana mahkum diye çok katı.

Devlet tercih ediyorum ama kadromuzun paylaşılmasına tahammül edemiyorum. İİBF mezunuyum. Bizim kadromuz 2013 yılından beri mühendislik, eğitim, fen ve edebiyat fakülteleri tarafından dolduruluyor.

Müfettişi mühendisten seçerseniz sorun yaşarsınız. 1750 kişilik kadro açılınca çok sevindik arkadaşlarla. Ama üç seviye sınavından geçsek de mülakatlarda eleniyoruz. Mülakatlar için bir kriter yok.

Bu süreç beni inanılmaz etkiledi. Son dönemde saçlarım dökülmeye ve sivilcelerim çıkmaya başladı. Sosyal çevrem yok; bir süre sonra arkadaşlarınızın sizi anlamadığını düşünüyorsunuz. Psikolojik olarak çok etkilendim.

Yukarı

Business HT×