BIST 100 9.885,11 % 1,73
USD/TRY 32,5733 % 0,11
EUR/TRY 34,9838 % 0,03
Piyasalar
9.887,21
% 1,75
32,5733
% 0,11
34,9804
% 0,02
1,0729
% -0,01
44,89
0,00
2.346,96
% 0,62
89,37
% 0,40
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Küresel büyüme sancıları sürüyor

Hükümetlerin reformlardaki gönülsüzlüğü küresel büyümenin yavaşa seyretmesine sebep oluyor

Merkez bankalarına ders: Kolay para büyümeye yetmiyor
IAN TALLEY - WSJ* 18 09 2015, 10:13

Finansal krizden bu yana merkez bankaları piyasaya yaklaşık 8 trilyon dolar enjekte etmesine rağmen dünya düşük büyüme döngüsünden çıkamadı.

Dün ABD Merkez Bankası Fed de piyasalarda yaşanan sarsıntı ve zayıf ekonomik görünüm sebebiyle son yılların en agresif para politikalarından birinden vazgeçmemeye karar verdiğini söyledi. Ancak Fed faizleri ne zaman artırmaya karar verirse versin dünya şu dersi aldı: Ucuz para tek başına dünyanın ekonomik sorunlarını çözmeye yetmiyor.

Fed dünkü kararında artan hanehalkı harcamaları ve yatırımlar gibi içerideki olumlu gelişmelere dikkat çekse de, yurt dışındaki endişe verici koşulların ABD ekonomik büyümesini ve yakın vadeli enflasyonu sınırlandırabileceğini söyledi.

Fed'in bu tedirginliği gevşek para politikasının ekonomik zayıflığa karşı verilen cevap olarak nasıl sınırlı kaldığını gösteriyor. Bir dizi demografik ve benzeri zorlukla baş etmeye çalışan hükümetler, ekonomilerini canlandırmak için düşük faiz oranlarının sağladığı nefes alma şansını kullanmak yerine, uzun vadeli reformları uygulamakta başarısız oldu. 

Hindistan Merkez Bankası Raghuram Rajan, "Finans, özellikle de merkez bankaları politikaları, büyüme için sadece bir kayganlaştırıcı. Büyümenin temel öncüsü olamaz" demişti.

2007'de finansal kriz başladığından bu yana gösterge faizlerin ortalaması gelişmiş ülkelerde 4, gelişmekte olan ülkelerde 2 puan düşüş gösterdi. Kriz sonrası dönemde büyümeyi canlandırmak isteyen merkez bankaları ayrıca küresel üretimin yüzde 10'u kadar tahvil ve varlık satın aldı.

Ancak küresel büyüme buna rağmen ısrarla beklentilerin altında kaldı. Nisan 2010'da IMF dünya ekonomisinin 2011-2014 yılları arasında yılda yüzde 4,5 büyüyeceğini tahmin etmişti. Ancak o dönem büyüme yılda yüzde 3,6 olarak gerçekleşti. Fon dünya ekonomisinin bu sene ise yüzde 3,3 büyümesini bekliyor.

Sorun gittikçe sadece talep olmaktan çıkıyor; ekonomistlerin "potansiyel büyüme" olarak adlandırdığı, varolan sermaye ve işgücüyle sağlanabilen mal ve hizmet arzı kapasitesi de zayıflıyor. Bunda büyük oranda çalışan nüfustaki büyümenin azalması ve verimlilik (işçi başına üretim) artışındaki zayıflama etkili.

Borç yükünün altında kalan Euro Bölgesi ülkeleri işsizliği azaltmakta ve yatırım ve kredileri canlandırmakta zorlanıyor. Japonya, ekonomisini gerileten verimlilik sorunlarını bir türlü çözemiyor. Çin, Brezilya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ise radikal reformları gerçekleştirmeden büyüme sınırlarına ulaşmış durumda.

---

*Wall Street Journal'da yayınlanan haberin kısaltılmış halidir. Haberin orijinali için

Yukarı

Business HT×