Dolar geçen haftayı 3 TL'nin üzerinde rekor seviyede kapattı. Önemli bir psikolojik eşik olan 3 TL'yi aşan doların yükselişine devam edip etmeyeceği başka bir haberimizin konusu olacak. Bu haberde ise yılbaşından bu yana yüzde 22 değer kaybeden TL'den neden endişe etmemiz gerektiğini 5 grafikte özetlemeye çalışacağız.
Hızla yükselen döviz kurunun elbette birçok yan etkisi olabilir. Ancak bunlardan ilk akla gelenler şunlar oluyor:
ENFLASYON
Yükselen dolar zam demektir! İthal malların daha da pahalanacak olması Türkiye gibi ara ve yatırım mallarında dışa bağımlı olan ülkelerde fiyatları olumsuz etkiler. Son dönemde yükselen dövizin fiyatlardaki yan etkisini görüyoruz. Dövizin yükselişi gıdadan akaryakıta birçok mal grubunda zam gelmesine neden oluyor.
Aşağıdaki grafik çekirdek enflasyon (gıda ve tütün ürünleri dışarıda tutulduğunda) ile döviz sepeti arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Grafik çok açık bir şekilde dövizin yükselmesinden kısa bir süre enflasyonun artışa geçtiğini ortaya koyuyor.
DOLARİZASYON
Doların yükselmesi ya da daha yükselecek olmasına ilişkin beklentilerin ilk etkilerinden biri de dolarizasyon oluyor. Hanehalkı ve şirketler hızla ellerinde tuttukları döviz miktarını artırmaya çalışıyor. 2013'ün ortalarından itibaren yükselen döviz karşısında döviz mevduat hesaplarının da hızla arttığı ortada. 2013 ortalarında yaklaşık 110 milyar dolar düzeyinde olan döviz mevduat hesapları 2015 Ağustos sonu itibariyle 153 milyar doları aştı.
ERİYEN REZERVLER
Sermaye çıkışı sonrası yükselen kura karşı Merkez Bankası düzenli olarak döviz satıyor. Bu yolla döviz kurundaki oynaklığı azaltmaya çalışan Merkez Bankası'nın rezervleri düşüşe geçiyor. Grafikte görüldüğü gibi brüt rezervler hızla gerilerken 100 milyar dolar sınırına dayandı. Net rezervler ise (yani her an satılmaya hazır döviz rezervi) 31 milyar dolar inmiş durumda.
TÜKETİCİ GÜVENİ
Türkiye'de tüketiciler döviz hareketlerine karşı çok duyarlıdır. İlişki oldukça basit: dolar yükseldiğinde tüketici güveni hızla düşer. Bu aynı zamanda harcamaların azalması, yani iç talebin ve büyümenin yavaşlaması anlamına geliyor. Tüketici güveni halihazırda 2008 krizinden bu yana en düşük seviyede. Grafik, döviz yükselirken tüketici güveninin gerilediğini gösteriyor.
REEL SEKTÖR
Hanehalkı gibi şirketler de dövizin yükselişinden olumsuz etkileniyor. Bir taraftan talep tarafının yavaşlaması ile satışları olumsuz etkilenen şirketler, diğer yandan döviz cinsi borçlarının maliyet artışı ile karşı karşıya kalıyor. Özel sektörün yurt dışı borçlarını aylık detaylı bir şekilde vermek yerine daha uzun vadeli durumunu gösteren bir grafikle durumu anlatmak istedik. Özel sektörün dış borcunun milli gelire oranı son yıllarda yükselerek yüzde 36 düzeyine ulaştı.