'Herif'in işlem yaptığı kurum borsada ne bekliyor?
Kim bu "herif"? Nasıl geri döndü? İşlem yaptığı kurum borsada ne bekliyor?
Borsa İstanbul ne zaman hızlı yükselse, düşse ya da yerinde saysa İstinye kulislerinde 'Herif' konuşulmaya başlıyor.
Son rallide de böyle oldu.
Geçtiğimiz haftayı 88 bin 497'den kapatan BIST100 endeksi, Pazartesi günü bankalarda yüzde 5'i aşan değer kazancıyla 91 bin 343'e kadar yükseldi ve 91 bin 240'tan günü tamamladı.
"HERİF" GERİ DÖNDÜ
Gün sonunda borsacılar, işlem hacmi ekranlarında Herif'in işlem yaptığı kurum olarak bilinen Yatırım Finansman'ın 208 milyon liralık alımda olduğunu gördü ki bu da en iyi İkinci alıcının bile yaklaşık üç kat üzerinde bir rakamdı.
Ekrandan geriye dönüp birbirilerine söyledikleri söz ise neredyse her yer de aynı oldu: "Herif geri döndü"
ALGORİTMALAR DÖNEMİ
2015 yılında birincil veri merkezinde kolokasyon hizmetine başlayarak Türk hisse senedi piyasasında algoritmalar üzerinden yüksek frekanslı işlemler (HFT) için altyapıyı hayata geçiren Borsa İstanbul'da Yatırım Finansman 2016 başlarından bu yana Herif'le birlikte anılıyor.
O günden beri de "Herif"in var olup olmadığı varsa da kim veya kimler olduğu tartışması devam ediyor.
KİM BU HERİF?
Konuya ilişkin Yatırım Finansman Menkul Değerler'in eski Genel Müdürü Şeniz Yarcan tarafından yapılan açıklamada “Bir yatırımcı değil. Daha önce Türkiye piyasalarına yatırım yapmayan, algoritmik işlem yapan, BISTECH dönüşümüyle Türkiye’yi ajandasına dahil eden, çok büyük, birden fazla, çok yeni bir ‘fon’ yatırımcı profili” denilmişti.
"O KURUM" BORSADA NE BEKLİYOR?
2017'nin ilk üç ayında borsanın yüzde 1 yükseldiği veya düştüğü 12 günün üçte ikisinde en büyük işlemci çıkan Yatırım Finansman, traderların yakın takibinde kalmaya devam ederken kurumun şu anki Genel Müdürü Ömer Eryılmaz, Dünya'da yer alan açıklamalarında borsaya ilişkin değerlendirmelerini şu ifadelerle paylaştı:
*Özellikle yabancı yatırımcı için referandum bir milat olabilir. Yansımasını da görüyoruz. 2 aydır endeks çok dar bir bantta hareket ediyor. Yüksek risk alma iştahının olmadığını görüyoruz. Referandum öncesi 2 haftada da bekle-gör havasında geçecek. Sonuç ne olursa olsun Borsa'da hareketlenme referandumdan sonra başlayacaktır. Belirsizliklerin ortadan kalkması onlar için en büyük kriter; referandumun geçilmesi oldu.
*Borsa İstanbul'a kote şirketler aslında Türkiye'nin genel panoramasından biraz farklı. Borsa şirketleri ağırlıklı ihracat odaklı şirketler. TL'nin değer kaybı özellikle sanayi şirketleri tarafında pozitif etki yarattı. Şirketlerin ilk çeyrek sonuçlarında da ihracatın yarattığı pozitif katkıyı göreceğiz. Borsada şimdiye kadar ihracatçı şirketlerle ivmeyi yakaladı. 2016 yılında karlarda ihracatın katkısını gördük. İlk çeyrekte de bunun devamını öngörüyoruz.
*Yılın ikinci yarısında referandumun da geçilmesi ile iç talebin daha canlı seyretmesini bekliyoruz. Özellikle hükümetin açıkladığı teşviklerin yansımalarının devamı olarak, tüketici güvenindeki artışla beraber perakende sektörünün iç talepte oluşacak canlılıktan olumlu etkilenmesini bekliyoruz. Beyaz eşyadan otomotive, tekstile kadar gıda dışı tüm sektörlerde bu etkinin görüleceğini tahmin ediyoruz.
*ABD'de Trump'ın seçilmesinden görevi devralmasına kadar olan süreçte Fed'in daha agresif bir faiz artırımına gideceği beklentilerinden şimdi hızlı bir şekilde uzaklaşıldığını görüyoruz. Trump'ın taahhütleri etkileyici ama bu vaatlerinin uygulanabilme olasılığının zorlaştığını görüyoruz. Muhtemelen Trump ekim ayına kadar vaatlerinin hiçbirini ABD Kongresi'nden destek bulamadığı için yapamayacak. Trump'ı Kongrede kendi partisi de desteklememeye devam ederse bu bölünmüşlük 2018'e kadar da sarkabilir. Bu görünüm altında Fed yıl sonuna kadar muhtemelen 2 faiz artışından fazla hareket yapamayacak. Bu faiz artırımlarından biri haziran da diğeri ise aralıkta olabilir. Biz 3 faiz artırımını artık olası görmüyoruz. Hatta haziran ayını Fed pas geçerse belki de tek faiz artırımını konuşur olacağız. Artık ABD kaynaklı Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeleri sarsıcı bir gelişme beklemiyoruz.
*Trump'ın piyasaları etkileme olasılığının zayıf olacağı bir ortamda doların daha fazla değer kazanmayacağını varsayıyoruz. Bu nedenle doların global olarak kuvvetlenme ihtimalini zayıf görürken içeride daha canlı bir ekonomi beklentimize paralel yıl sonu dolar/TL parite beklentimizi 3,72 TL seviyesinde tutuyoruz. Yıl sonu enfl asyon tahminiz yüzde 9,7, büyüme tahminimiz ise yüzde 3,6 düzeyinde. Yabancı yatırım bankalarından büyüme revizyonları geldi. Bu adımları yerli yatırım bankalarının da izlemesini bekliyoruz. İlk çeyrek genel beklentilerden daha iyi gelecek. Ekstra sıkılaştırma gelebilir
*İlk çeyrekte PMI verileri de ihracat verileri de iyimser taraftaa kalmamıza destek olacak. Bu makro görünümde sadece enfl asyon beklentilerden kötü. Bu da Merkez Bankası'nın elinin önümüzdeki dönemde bir parça daha sıkılaşmasını gerektirebilir. Yüksek ihtimalle bir dahaki ay enflasyonu yüzde 12'ler seviyesinde de görebiliriz. Merkez Bankası sıkı duruşunu gevşetmeyecek gibi duruyor. Baz etkilerinin ortadan kalkması ile yılın ikinci yarısında yüzde 12'lerden yüzde 9.5'lara doğru gevşeyecek.
*Merkez Bankası TL likiditesini kısarak ağırlıklı ortalama fonlama faizini 320 baz puan yükseltti. Bu sıkılaşmanın enfl asyonun seyrine de bağlı olarak 350 baz puana gittiğini de görebiliriz. İşler enfl asyon tarafında tahminlerin çok ötesinde kötüleşirse bir ihtimal 400 baz puan sıkılaştırmayı da görebiliriz. Nisan ayında ki PPK'da faiz artırımı söz konusu olabilir. Ama bu, bu yıl içinde göreceğimizde son faiz artırımı olabilir. Yüzde 11,75'te olan GLP'nin geleceği son noktada yüzde 12.50 olur.
*MB faizi senenin ikinci yarısında enflasyon aşağı gelirkken gevşetmeyi de düşünebilir. Hükümet tarafından getirilen teşviklerin pozitif yansımalarını görüyoruz. Faizlerdeki olası bir gerileme de görünüme katkı verecektir. Bu da krediler kanalından canlanmaya destek verecektir.