Musk’ın Tesla rüyasına Türkiye ev sahipliği yapacak mı?
Enerji üretiminin kademeli olarak fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru kayması yerli otomobili nasıl etkileyecek
Geçtiğimiz haftalarda içten yanmalı motor devrinin artık miadını doldurmak üzere olduğunu açıklayan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü yerli otomobilin elektrikle çalışacağını ve yaratılacak markanın tüm dünyaya satılmasının hedeflendiğini belirtti.
Ulaşım sektörü fosil yakıtlardan hibrit motorlu ve elektrikli araçlara doğru hızla kayarken, üretimde tecrübeli ve elinde ki pazarı kaybetmek istemeyen Türkiye’nin Tesla ile kuracağı işbirliklerinin esasen birkaç alanda olabileceği düşünülebilir.
Her ne kadar elektrikli araçlarda kullanılan batarya teknolojisinin pahalılığı ve bunun seri üretimde yaşatacağı aksaklıklar gündemi meşgul etse de kendi üreteceği otomobil için yıllardır uğraş veren Türkiye’nin böyle bir kooperasyon ile henüz bakir sayılabilecek olan bu piyasaya doğrudan girmesi dengeleri değiştirecek türden olabilir.
Bu minvalde, General Motors Co.’un batarya maliyetlerini önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde 100 dolar kilowatt saat’ın altına çekmek için çalışmalarını sürdürdüğünü açıklaması umut vericidir. Ama esas önemli gelişme Tesla ve Panasonic’ın Ocak 2017 itibariyle yıllık 35 gigawat saat lityum-iyon batarya hücresi üretmek üzere (ki bu tüm dünya batarya üretiminin 2 katı büyüklüğü demektir) başlattıkları işbirliği ve hızla gelişen bu know-how’ın ülkeye girişiyle yaratılması muhtemel diğer katma değerli istihdam alanları Türkiye açısından belirleyici olabilir.
Tesla-Panasonic işbirliğinden doğacak bu gelişmiş bataryaların araçlar haricinde Türkiye’de ki yenilenebilir enerji ve akıllı şehirlerde oynayacağı rollerde düşünüldüğünde yaratacağı etkinin sınırları oldukça genişlemektedir. Yine, Tesla ile başlatılacak olan bu işbirliği sürecinin gerekli altyapıların sağlanmasıyla birlikte LG Chem, Samsung SDI, Lishen ve CATL gibi diğer üreticilere genişletilmesi ve batarya kullanımının zamanla binek otolardan diğer ulaşım araçlarına yayılması da beklenen olasılıklar arasında. Aslında bu kapsamda ilham alınabilecek bir süreci 1 milyar sterlin bütçe ayırarak ‘Faraday Challenge’ programını başlatan Birleşik Krallık bize sunmakta.
Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla birlikte önümüzde ki 4 yıl da düşük karbonlu ekonomiye geçme sürecini de tamamlamak isteyen ve geliştirilmesi için hedef koydugu 4 ana teknoloji/merkez[1]ile 2021 yılında bu sektör de dünya liderliğine soyunmak isteyen Birleşik Krallık Türkiye için bu teknolojik sürecin nasıl başlatılacağı ve ilerletileceği konusunda önemli bir örnek teşkil etmekte.
Yine 2018 için üretim hedefini 500 bin olarak belirleyen Tesla’nın artan taleplere cevap verebilmek için kıtalar arası servis/üretim sağlayıcılarla işbirlikleri de hızla devam etmekte. Bu konuda da en iyilerle çalışmayı kendine düstur edinen Elon Musk’ın Kasım 2016’da Almanya’nın ünlü mühendislik firması Grohmann Engineering’i bünyesine katarak ‘Tesla Grohmann Automation’ olarak Avrupa’nın otomotiv merkezine yerleşmesi Tesla’nın gelişmiş otomasyon methodlarıyla üretim yapan tesislerle gerek ortaklık gerekse satın almalar yoluyla işbirliğine sıcak baktığının da kanıtı.
Sırf bu işbirliğinin bile Almanya’ya geri dönüşünün sadece 2 yıl içerisinde yaratılacak olan 1.000’in üzerinde kalifiye mühendis/teknisyen istihdamı olması, Türkiye’de ki potansiyele birde bu açıdan bakmak konusunda yön gösterici olabilir.
Bir diğer konu, Tesla işbirliğiyle Türkiye’de üretilecek elektrikli araçların şarj sorununu çözmek için ülke çapında yaratılması muhtemel şarj istasyonu ağı. Üstelik bu servis noktaları alışılagelmişin dışında daha az maliyetli hatta otel, AVM, restaurant ve cafe gibi var olan işletmelere kolayca adapte edilebilecek türden.
Şarj işlemlerini ana kazanç noktası olarak konumlandırmayan ve esasen ‘home charging’ mantığını merkeze oturtan Tesla’nın hali hazırda Asya, Avrupa, Batı Amerika ve Ortadoğu’da 1.032 Tesla istasyonu ve 7.496 şarj noktası mevcut.
Türkiye’nin, sürücülerine dünyanın her noktasında kesintisiz sürüş hizmeti sunmak isteyen Tesla’nın bu uluslararası ağına 81 iliyle zamanlı bir şekilde dâhil olması onu dalga dalga yayılan bu küresel oluşumda ki önemli lokasyonlardan biri haline getirecektir.
Araç teknolojilerinin önümüzde ki 10 yıl icinde kaçınılmaz olarak değişeceği bu yarışın gerisinde kalmak istemeyen dünya enerji devlerinden Shell’in geçtiğimiz ay Hollanda’nın ünlü elektrikli araç şarj istasyonu filosu NewMotion’u 30 bin servis noktasıyla bünyesine katması, yine Engie SA’nın 40 bin istasyonuyla EVBox’u ve Enel SpA’nın da eMotorWerks’ı satın alması böyle bir altyapıya zamanlıca sahip olmanın uluslararası önemini bir kez daha vurgulamakta.
Yine Bakan Özlü’nün enerji depolama, batarya ve şarj istasyonlarının yerli otomobil projesinin en önemli ayakları olduğunu belirterek özellikle şarj istasyonları için Bakanlar Kurulu kararı çıkarmak üzere olduklarının altını çizmesi ve Türkiye’de enerji sektörünün farklı alanlarında hizmet sunan Zorlu Enerji Grubu’nun 14 Aralık’da açıkladığı yurt içi elektrik dağıtım ve üretim alanlarını kapsayan700 milyon dolarlık eylem planında İstanbul ile başlayarak orta vade de 3.000 Tesla aracıyla tüm ülkeye yayılacak elektrikli otomobillerden oluşan araç paylaşım filosu kurma hedefleri bunun en önemli örnekleri arasında gösterilebilir.
2018 yılı itibariyle bu proje için grubun önemli markalarından biri olan Vestel’in geliştirdiği ve aralarında Silver A' Design Award ve Red Dot 2017’nin de olduğu dünyaca ünlü birçok tasarım ödülüne layık görülen Envo Elektrikli Araç Şarj Cihazı ile ticari başarı getireceğine inanılan DC Charger denilenhızlı şarj istasyonları kurma hedefleri Zorlu grubunun otomotiv sektörüne de değer katmak için atakta olduğunun bir göstergesidir.
Tabi ki büyük resme bakıldığında konu aslında sürdürülebilir enerji, bunun ekonomik yollarla yaratılması ve dahası bir yaşam şekli haline getirilmesidir. Bu çerçeve de yukarıda saydığımız tüm bu gelişmeler ancak enerji üretiminin kademeli olarak fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru kaydığını varsaydığımız zaman bir anlam ifade etmekte. Özellikle güneş enerjisinin bu sisteme dâhil oluşu ve Elon Musk’ın yenilenebilir enerji alanında ki çözümlerinin Türkiye için sunduğu fırsatlar da ayrıca değerlendirilmesi gereken konular arasında.
[1]Elektrikli araçlar için yenilikçi batarya teknolojileri geliştirilmesi; ulusal batarya üretme/geliştirme merkezi kurulması; batarya ve diger düşük karbon teknolojileri AR-GE’si icin sanal araştırma enstitüsü’nün hayata geçirilmesi; ve otonom yani kendi kendini süren araçların günlük yaşama uyarlanması için proje geliştirilmesi.
*Yükseklisans eğitimini 2006 yılında Yeditepe Üniversitesi’nde tamamlayan Onur Demir, Türkiye doğalgaz sektörü ve Avrupa Birliği kapsamındaki liberalleşme sürecini konu alan doktora çalışmasını Cambridge’de tamamlamıştır. Akademik çalışmalarının yanı sıra 2010 yılından itibaren direktörü olduğu OED Marketing & Consultancy Services şirketinde Güney Asya ülkeleri başta olmak üzere çeşitli şirketlere danışmanlık hizmeti vermektedir.
** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.