BIST 100 9.056,22 % 2,83
USD/TRY 32,3192 % 0,08
EUR/TRY 35,1212 % 0,14
Piyasalar
9.053,55
% 2,80
32,3219
% 0,09
35,1172
% 0,13
1,0808
% -0,19
47,68
-0,25
2.212,20
% 0,79
87,28
% 1,38
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Trump ve “Anlaşamamanın” Sanatı

Anlaşmalarıyla ünlü Trump neden tüm ortaklıkları feshetmeye çalışıyor?

Trump ve “Anlaşamamanın” Sanatı
DİLARA SARI 20 10 2017, 17:34

Verdiği ilk kararlardan biri Paris Anlaşması’ndan çekilmek olan ABD Başkanı Donald Trump ilk senesini tamamlamaya yaklaştığı bu günlerde feshetmekle tehdit ettiği anlaşmalarla gündemde.

Büyük yankı uyandıran ve Amerika’nın İran nükleer anlaşmasından çıkacağını vurgulayan açıklamaları beklenen kadar kötü bir sonuç vermemiş olsa da bu Trump’ın ne ilk, ne son fesih çabası. Bugüne dek feshetmekle tehdit ettiği ortaklıklar içinde Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması (NAFTA) ve Trans-Pasifik Anlaşması gibi önemli ticari anlaşmaları da mevcut.

Bunların dışında kendi ülkesinde Cumhuriyetçi Parti üyelerini ikna edemediği için geçiremediği yasalar 45. Amerikan başkanı zorlamaya devam ediyor. Üstelik her geçen gün Cumhuriyetçi Parti üyeleri arasındaki uçurumlar derinleşiyor ve Alabama gibi kilit eyaletlerdeki yerel seçimler Trump yanlısı, Bannon destekli, ağır muhafazakarla daha ılımlı üyeleri karşı karşıya getiriyor. Bu tarz kutuplaşmalar hayal ettiği yasaları geçirmek için Kongre’de 52 kişilik bir Cumhuriyetçi çoğunluğa ihtiyaç duyan Trump için problem yaratabilecek bir aksaklık oluşturuyor.

Peki Anlaşma Sanatı isimli kitabı 13 hafta The New York Times çoksatanlar listesinde kalmış bir figür neden yapmak değil de, bozmak istediği anlaşmalarla gündemde? Trump’ın 1987’de yazdığı kitabı incelerseniz ABD başkanının aldığı kararların o kadar da açıklanamaz olmadığı ortaya çıkıyor.

BÜYÜK ANLAŞMALAR

O zamanın emlak zengini, şimdinin Amerikan başkanını yazdığı ilk cümlelerden biri “Anlaşma yapmak benim sanatım.” Trump daha sonra ekliyor: “Bazı insanlar güzel resim yapar, ya da harika şiir yazarlar. Ben anlaşma yapmayı severim, tercihen büyük anlaşmaları.” 

Trump’ın kitap boyunca vurguladığı derslerden biri “agresif” yaklaşımlar. “Beni endişelendiren kimsenin yeteri kadar kuvvetli geri itiyor olmaması,” diye yazıyor. İyi bir anlaşmanın temellerini açıklarken de şu sözlere yer veriyor: “Benim anlaşmaya varma tarzım oldukça net ve basit. Çok yükseği hedef alıyorum, daha sonra da istediğimi alana kadar itiyorum, itiyorum ve itiyorum. Bazen istediğimden daha azına razı oluyorum, ama çoğunlukla istediğimi almış oluyorum.”

NAFTA ve Trans-Pasifik gibi büyük anlaşmaları feshetme tehdidinin altında da bu agresif yaklaşım yatıyor. Öyle ki Trump söylemleriyle NAFTA’dan çekilme durumunda üye ülkeler Meksika ve Kanada ile ikili anlaşmalara açık olduğunu belirtti. “Bir anlaşma sürecinde yapacağınız en kötü şey çaresiz görünmek,” diyor Trump ve ekliyor, “Diğer adam kan kokusu alır ve sonra ölürsünüz.” Yani tamamen fes etme tehdidiyle başlayan bir anlaşma Trump için daha karlı sonuçlanabilme potansiyeli taşıyor. Bir nevi elini güçlendiren Amerikan başkanı, ani çıkışlarını takip eden süreçlerde her istediğini elde etmeyecek olsa da en azından başladığından fazlasını elde etmek peşinde. 

İç politikada da benzer stratejiler takip eden Trump, iptal edemediği “Obamacare” sağlık sisteminde yenilgiyi kabul etmedi; sistemin ana damarlarını kesmeye karar verdi. Sigorta şirketlerinin devlet desteği almasını efektif olarak engelleyen Trump’ın amacı partisinde yeteri çoğunluğu yaratamamış olmanın verdiği yenildi hissiyatını yıkıp, kazanan taraf gibi gözükmek.

GÜRÜLTÜ YAP

Trump’ın Anlaşma Sanatı’nda sıklıkla tekrar ettiği noktalardan biri basınla olan ilişkisi. “Komik olan şu ki bazen eleştiri getiren bir haber bile işiniz için çok iyi olabilir,” diyen Trump, bir de şunları söylüyor: “Basın hakkında öğrendiğim şey şu ki her zaman yeni bir hikaye için açlar ve bu hikaye ne kadar sansasyonelse o kadar iyi. Bu işlerin doğasında var ve ben bunu anlıyorum. Eğer biraz farklıysanız, biraz olay çıkarıyorsanız, biraz tartışmalı bir yapınız varsa, basın her zaman sizin hakkında yazacaktır.” 

Trump’ın her attığı adımın özellikle iç basında olay yarattığı inkar edilemez gerçeklerden. Kuzey Kore tartışması yavaşlarken yarattığı Ulusal Futbol Ligi kaosu, tam sular burada durulmuşken peş peşe yaptığı İran ve NAFTA açıklamaları Amerikan başkanının neredeyse 7/24 haberlerde kalmasını sağladı. Sonlanmayan haber sirkülasyonu bahsedilen çoğu adım istenilen sonuçlara varmasa da aktif, saldırgan bir başkan imajı çiziyor. Bu da her şeyi yapabilecek, her köprüyü yakabilecek bir oyuncuyla masaya oturulmuş illüzyonu yaratıyor ve masaya gelen diğer isimlere net bir mesaj göndermiş oluyor.

Başkanlık seçiminin Trump lehine sonuçlanmasındaki büyük etkenlerden biri Trump’ın “başarılı” ve “aktif” iş adamı görüntüsü. Ama bununla birlikte abartılı söylemlerinin de Amerikan halkı üzerindeki etkisi küçümsenmeyecek halde. Üstelik başkanlık koltuğuna geldiğinden beri büyük, hatta bazen gerçekleşmesi neredeyse imkansız plan ve fikirler öne sürmeye devam ediyor.

Sıklıkla “en iyi”, “en mükemmel”, “harika”, “bugüne dek yapılmışların en iyisi” sıfatlarını kullanan Trump’ın bunu neden yaptığı da yine Anlaşma Sanatı sayfalarında netleşiyor: “İnsanların fantezileri üzerine oynuyorum. Herkes her zaman büyük düşünmez, ama herkes büyük düşünenler hakkında çok heyecanlanırlar. O yüzden biraz abartının kimseye zarar vermez. İnsanlar bir şeyin en büyük ve en harika şey olduğuna inanmak isterler. Ben bunu gerçekçi abartı olarak isimlendiriyorum. Masum bir abartı çeşidi—ve de çok başarılı bir reklam yöntemi.”

Yukarı

Business HT×