BUSINESSHT
12 05 2016, 12:59 Güncelleme: 13:07
“72 beklenti bir matematik denklemi değil, siyasi açıdan değerlendirilmesi gerekir. Her bir beklenti muğlak ifadeler içermektedir. Biz Türkiye olarak yoğun bir çaba sarfettikk. Sabahlara kadar vekillerimiz çalıştı. Biz 72 beklentiyi karşıladığımızı kesin olarak düşünüyoruz. Terörle mücadele maddesi süreci kritik noktaya getirdi. Vizenin gerekirse kalkmaması pahasına Terörle Mücadele Kanunu'nda bir değişiklik yapmayacağız”
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’a ait bu sözler, pasaportu elinde gözleri AB kapısında bekleyen binlerce insanın hevesini şimdilik kursağında bırakacak gibi.
AB Komisyonu’nun 4 Mayıs’ta verdiği “Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılması tavsiyesini” ucuz uçak bileti sitelerine akın ederek kutlayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için rüzgârın yönü bir haftada nasıl değişti?
Türkiye, 2 Mayıs haftasına vizesiz Avrupa için gerekli 72 kriterin 67’sini tamamlamış olarak başladı. Hatta Bozkır, AP kararı öncesi "Kolluk Gözetim Yasası'nın kalan 10 küsür maddesi de inşallah pazartesi günü çıkacak. Ama artık çıktı diye addedebiliriz. Ondan sonra bizim bakımımızdan 72 beklenti karşılanmış oluyor" diye konuşmuştu.
4 Mayıs günü ise AB Komisyonu, Schengen ülkelerine yapılacak seyahatlerde Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılması yönünde tavsiye kararı almış ancak “Yolsuzluğa karşı mücadele”, “Verilerin korunması”, “Üye ülkelerle yasal işbirliği”, “EUROPOL ile gelişmiş işbilriği” ve “Terörizm ile ilgili yasama ve uygulamaların gözden geçirilmesi” maddelerinin tamamlanmasının beklendiğini açıklamıştı.
“VİZEDEN VAZGEÇERİZ, TERÖR KANUNUNDAN VAZGEÇMEYİZ”
Avrupa Birliği’ne doğru giden tren tam olarak bu son maddeden sonra raydan çıktı. Çünkü Komisyon’un hazırladığı “Temel Haklar” başlıklı bölümde yer alan “Terör” şartına göre terör tanımının daraltılması gerekiyor. Raporda şu ifadeler yer alıyor:
“Türkiye, organize suç ve terörizmle ilgili yasal çerçevesini AİHM kararları, AB yasaları ve AB ülkelerinin pratikleri çerçevesinde gözden geçirmelidir. Bu bağlamda Türkiye, organize suç ve terörizm ile ilgili yargı süreçlerini ve güvenlik güçlerinin faaliyetlerini yeniden yorumlamalıdır. Yeniden yorumlama, özgürlük ve güvenlik hakkını, adil yargılanma hakkını, ifade, yürüyüş ve toplantı özgürlüğünü pratikte güvence altına almalıdır.”
Avrupa Konseyi'ndeki temaslarını değerlendirmek üzere Strazburg'da bugün bir basın toplantısı düzenleyen Bozkır ise “Vizenin gerekirse kalkmaması pahasına Terörle Mücadele Kanunu'nda bir değişiklik yapmayacağız” şeklindeki açıklamasının nedenini şöyle açıkladı:
"Şehitler verdiğimiz ortamda canlı bombaların birçok ilimizde saldırılar gerçekleştirerek yüzlerce masum inasının canına kıydığı ortamda terörle mücadele kanunundaki bir değişiklik için adım atamayız”
ERDOĞAN’DAN AVRUPA’YA: SEN YOLUNA BİZ YOLUMUZA
Dün de BBC’ye yaptığı açıklamada Türkiye vatandaşlarına Avrupa seyahatlerinde vize serbestisi tanınmasına dair umudunu kaybetmeye başladığını söyleyen Bozkır’dan önce en sert açıklama ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan gelmişti.
6 Mayıs’ta Eyüp Belediyesi’nin toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, Avrupa Birliği’ne "AB vize için terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz diyor. Siz önce Avrupa Parlamentosu yanına çadır kuran teröristlere izin veren zihniyetinizi niye değiştirmiyorsunuz? Biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git. Kiminle anlaşabiliyorsan onlarla anlaş" restini çekti.
“50 YILDIR AB KAPISINDA BEKLETİLİYORUZ”
9 Mayıs Avrupa Günü ise Türkiye ile Avrupa Birliği karşılıklı mesajlaşmalara sahne oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Günü sebebiyle yayınladığı mesajda “ Yürürlüğe girmesi hususunda anlaşılmış olan vize muafiyetinin, Türkiye'nin 50 yılı aşkın bir süredir AB kapısında bekletilmesiyle oluşan bıkkınlığı bir nebze olsun gidermesini, verilen sözlerin tutulması yönünde olumlu bir adım olmasını, katılım sürecini hızlandırmasını ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın bu açıklamalarıyla ilgili olarak Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Haber, "İşbirliği için hukuki dayanaklar arasında uyum olmak zorunda" diye konuştu.
“B PLANI YOK SADECE A PLANI VAR”
Avrupa Günü’nden bir gün sonra açıklama yapan AB Komisyonu Sözcü Yardımcısı Alexander Winterstein’dan başka bir “Top bizde değil onlarda” açıklaması geldi:
"Biz işimizi yaptık, teklifimizi sunduk. Şimdi top onlarda. Şu olursa bu olur gibi spekülasyonlara girmeyeceğiz. Bekleyip ne olacağını göreceğiz. Türk hükümeti ile bir anlaşmamız var. Türk hükümetinin verdiği söz var ve Tük hükümeti ile çalışmaya devam edeceğiz."
Winterstein, eğer Türkiye'yle uzlaşı bozulursa sığınmacıların Yunan adalarında tutulması öngören yeni bir planın hazırlandığı iddialarına ilişkin olarak da, "B planı yok, sadece A planı var" ifadesini kullandı.
“3 MİLYAR EURO GELSİN ARTIK”
Aynı gün Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı'nda düzenlenen bir toplantıya katılan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da Türkiye-AB ilişkilerine stratejik olarak önem verdiklerini ancak mülteci krizinde dört yıldır kimsenin elini taşın altına koymadığını söyledi. Akdoğan, 10 milyar dolar harcandığını ve bunun 10’da biri oranında dış yardım geldiğini hatırlatarak AB’nin vermeyi taahhüt ettiği yardımla ilgili “3 milyar euro gelsin artık" diye konuştu.
VİZE SÜRECİ OLURSA EKİME
Bugüne tekrar dönüldüğünde Volkan Bozkır’la görüşmesinin ardından bir açıklama yapan Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Türk Parlamentosu’nun şartları henüz tamamen yerine getirmediği için süreci durdurduğunu söyledi.
AP Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Elmar Brok ise vize muafiyetinin haziran ayına yetişmesinin imkânsız hale geldiğini söyleyerek, sürecin ekim ayına ertelenebileceğini açıkladı.
ERDOĞAN: NE ZAMANDIR TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEYE BAŞLADINIZ?
Yedi gün içerisinde heyecanını geri yutmak zorunda kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için son sözü yine Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün katıldığı Yerli ve Milli İrade programında söyledi:
“AB'nin tavrını görüyorsunuz. Terörle mücadelede tavrımızı yumuşatmalıymışız. Ne zamandır Türkiye'yi idare etmeye başladınız. Kim size bu yetkiyi verdi? Bunlar nasıl demokrat? Eğer Avrupa Birliği Türkiye yerine terör örgütünü muhatap alacak kadar küçülmeye razıysa bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Biz iki tane gülücüğünüze bu vatanın değerlerini değişmeyiz. "Bu işten vazgeç, terör tavrını yumuşat demek terörün yanında yer almaktan başka bir şey değildir.
Önümüzdeki dönemde ya Avrupa Birliği ile ilişkileri nihayete kavuşturacağız ya da kendimize yeni bir yol çizeceğiz. Bizim tercihimiz yeni Türkiye'yi Avrupalı dostlarımızla çizmekten yana.”
