BIST 100 9.798,60 % 0,79
USD/TRY 32,5077 % -0,18
EUR/TRY 34,9298 % 0,22
Piyasalar
9.796,78
% 0,77
32,5083
% -0,18
34,9349
% 0,23
1,0718
% 0,18
44,79
-0,56
2.327,36
% 0,48
88,30
% 0,32
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Körfez'de taht oyunları

Arap ülkelerinin yeni tehdit ve modernleşmeye çağrılarıyla karşılaştığı bu dönemde Körfez ülkeleri hâlâ eski bulanık ve yüzyıllarca yıl önce kurulmuş iktidar değişim teknikleriyle idare ediliyor

Körfez'de taht oyunları
BLOOMBERG NEWS - DAN EL BALTAJI 13 04 2015, 12:47

Dünya üzerinde ardındakilerin bütün dediklerini harfiyen yerine getiren eski tarz kral sayısı bugünlerde bir elin parmaklarını geçmiyor. Avrupalı krallar anayasaya yolu açarak uzun bir zaman önce seçilmiş hükümetlerin kurulmasını sağlarken, Japonya ve Tayland da benzeri bir yol izledi.

Geriye kalan tam güçlü krallıkların neredeyse tamamı dünyanın en çalkantılı ve aynı zamanda petrol bakımından en zengin bölgelerinden birisi olan Körfez Bölgesi’nde bulunuyor.

Aşırı gruplarla mücadele eden ülkeler gibi bazı ülkelerde kralların yerine kimin geçeceği konusu ülkenin istikrarına yönelik bir tehdit oluşturabiliyor.

Arap ülkelerinin yeni tehditlerle ve modernleşmeye yönelik yeni çağrılarla karşılaştığı bu dönemde Körfez ülkeleri hâlâ eski bulanık ve yüzyıllarca yıl önce kurulmuş iktidar değişim teknikleriyle idare ediyor.

Suudi Arabistan’ın 90 yaşındaki kralı Abdullah 23 Ocak’ta hayatını kaybederken, yerine yarı kardeşi olan 79 yaşındaki Salman geçti. Ülkenin kurucusu Abdülaziz el Suud’un 1953 yılında hayatını kaybetmesinin ardından iktidarı en yaşlı oğluna devretmesinden bu yana Suudi Arabistan’da krallık kardeşten kardeşe geçiyor.

El Suud’un hayatta olan en genç oğlu ve annesi Yemenli 69 yaşındaki Prens Mukrin şimdi bir sonraki krallık sırasını elinde tutarken, Salman göreve gelmesinin ardından hemen kuzeni Prens Muhammed bin Nayef’i taht sırasındaki ikinci isim yaparak El Suud’un torunlarından başlayacak yeni bir krallık sırasının temellerini attı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’da da yaşlanan krallar konusunda endişeler hakim. Birleşik Arap Emirlikleri’nde 67 yaşındaki Başkan Şeyh Halife Bin Sayid el Nahyan 2014 yılının Ocak ayında bir kalp krizi geçirdi.

El Nahyan’ın ülkeyi oluşturan 7 emirliğin en zengini olan Abu Dhabi’nin başında olmasından dolayı siyasi analistler diğer 6 emirin bir araya gelerek taht için sıradaki kişiyi Abu Dhabi’nin başına geçireceğini konuşuyor.

Oman’ın 74 yaşındaki sultanı Kabus bin Said Temmuz 2014’te sağlık nedenlerinden dolayı Almanya’ya seyahat edip ancak Mart ayında geri dönmüştü. Kabus’un evli olmaması ve herhangi bir çocuğu veya kardeşinin bulunmamasından dolayı kendisi öldükten sonra tahta kimin geçeceği bilinmiyor.

KADINLAR TAMAMEN RESİM DIŞINDA 

Kadınların tamamen resim dışında kalması bir yana, Arap ülkelerinde tahta geçme konusu yalnızca en büyük erkek çocuk olmanın da ötesinde bir mesele. Taht için seçimler bazen kapalı kapılar ardında aşiretler ve dini liderlerden alınan sadakat sözleriyle de gerçekleştiriliyor.

Abdülaziz etkili aşiretlerden kadınlarla evlenerek bağlarını güçlendirmesinin ardından Suudi Arabistan’ı kurarken, 40’ın üzerinde erkek çocuğunun olduğu söyleniyor.

Umman ve Suudi Arabistan aile üyelerinden oluşan bir meclisi göreve getirerek süreci kurumsallaştırmaya çalıştıysa da Saray'daki oyunlar son dönemlerde bu süreci bozdu.

Umman lideri Kabus 1970 yılında babasına karşı bir darbe gerçekleştirerek eski kralı Londra’daki Dorchester Hotel’de sürgüne gönderdi, babası buna dayanamayarak 2 yıl sonra hayatını kaybetti.

Katar’da kuzenini 1972 yılında darbeyle görevden alan kral daha sonra 1995 yılında kendi oğlu tarafından zorla görevden uzaklaştırılmıştı.

Suudi Arabistan Kralı Faysal 1975 yılında yeğeni tarafından suikasta kurban gitmişti. Dünyanın diğer yerlerindeki büyük monarşiler arasında Bahreyn ve Swaziland gibi yerler bulunuyor.

SİSTEMİ MODERNİZE ETME İHTİYACI DOĞUYOR

Kraliyet aileleri dünyanın petrol rezervinin yarısından çoğunu barındıran Ortadoğu’nun en büyük endişe kaynağı istikrara ilaç olabilir.

Siyasi vakumlar tehlikelidir. Arap ülkeleri Suriye savaşının ardından ortaya çıkan IŞİD’i yok etmek için güçlerini birleştirmeye başlarken, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ABD’nin bölgeye yönelik operasyonlarını destekliyor.

Umman dünyanın en önemli enerji koridorlarından bir tanesinin hemen yanında önemli bir stratejik yer tutarken, İran’daki Şii iktidarla da yakın ilişkiler içerisinde.

Arap Baharı’nın başladığı 2011 yılında Ortadoğu diktatörleri tahtlarından birer birer indirilirken, Bahreyn ve daha küçük ölçekte Oman’da değişim talepleri ortaya çıktı.

Ortaya çıkan zorlukların başında sistemin zayıflıkları ve liderlerin petrolden elde edilen geliri kendilerine yönelik tehditleri uzaklaştırabilmek için kullanmaları en önde yer aldı.

Liderler artık sistemlerini modernize etme ihtiyacını kabul etmeye başlarken, bazıları ise sınırlı yetkileri olan seçilmiş meclisleri göreve getirmeye başladı.

Bütün bunlara rağmen bölgenin güvenliğine dair endişeler bu monarşilerin görevde kalmasını sağladı.

Yukarı

Business HT×