BIST 100 9.067,06 % -0,14
USD/TRY 32,3756 % 0,10
EUR/TRY 34,9748 % -0,12
Piyasalar
9.069,23
% -0,12
32,3733
% 0,09
34,9678
% -0,14
1,0774
% -0,13
47,77
0,12
2.229,87
% 1,60
87,00
% 1,86
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Negatif düşünmenin gücü

Hem eski hem de modern felsefe, karanlık düşüncelerin mutlu olmamıza katkıda bulunabileceğini söylüyor

Negatif düşünmenin gücü
WSJ - OLİVER BURKEMAN 21 03 2015, 10:01

Tatil dönemleri genelde psikolojik ikilemlerin yaşandığı bir dönem oluyor. Bu dönemi tanımlayan şey ise tabii ki zevk almak, fakat zevk almak için sürekli harcanan çaba birçoğumuzun enerjisini tüketiyor. Kalabalık havalimanları veya akrabalarla beraberken sürekli 'düzgün' davranmak durumunda kalmak birçoğumuzun sabrını test ediyor.

Dolayısıyla tatillerle başa çıkabilmek için dergiler ve uzmanlar bizlere 'pozitif düşünmemizi' söylüyor. Fakat sonuç hep aynı oluyor; ne kadar negatif düşünmemeye çalışırsanız o kadar çok negatif düşünüyorsunuz.

Yaklaşık 60 yıl önce 'Pozitif Düşünmenin Gücü' isimli kitabı yazan Norman Vincent Peale'in felsefesi ABD'de yalnızca tatil zamanında değil, iş yeri, siyaset ve bunların da ötesinde kendisine yer buluyor. Fakat buna rağmen araştırmalar gösteriyor ki gelecekte başarıyı artırmaya ve ruh halini iyileştirmeye yönelik bilinçli denemeler genelde ters etki yaratıyor.

Neyse ki hem antik felsefe hem de modern psikoloji bir alternatif öneriyor:  "Mutluluğa giden negatif yol"

Bu yaklaşım bazı anlaşılmaz şeylerin de daha iyi anlaşılmasına yardımcı oluyor. Bunun bir örneği ekonomik olarak daha az güvende olan ülke vatandaşlarının daha yüksek mutluluk oranı bildirmesi. Veya başarılı birçok insanın sağlam hedeflerinin olmadığını söylemesi.

'Negatif yolun' araştırmasında en başta gelen isimlerden birisi olan ve 2007 yılında ölen Albert Ellis, eski Yunan ve Roma dönemleri düşünürlerinin anlaştığı bir noktayı yeniden gün ışığına çıkardı: Sonunun ne olacağı belli olmayan bazı durumlarda en iyi senaryoya değil de en kötü senaryoya odaklanmak olaya en iyi yaklaşım olabilir.

Bu dönemin düşünürlerinden Seneca, radikal fikirleriyle öne çıkıyor. Seneca'ya göre eğer zenginliğinizi kaybetmekten korkuyorsanız, "kendinize birkaç gün belirleyin ve o günlerde en ucuz yolculuğu yapın ve en basit ve en kötü elbiseleri giyin. Sonra da kendinize deyin ki 'Ben bundan mı korkuyormuşum?'"

Bir keresinde Ellis bana utangaçlık korkusunu yenmek için kendisine gelen müşterilerine New York metrosunda seyahat etmelerini ve her geçtikleri istasyonun ismini sesli bir şekilde tekrar etmelerini söylediğini anlattı. Ben de utangaç bir insanım ve dolayısıyla Ellis'in tavsiyesini dinleyip Londra metrosunda gerçekleştirdim. Çok tuhaftı fakat benim kocaman korkularım artık biraz daha azalmıştı: Kimse bana fiziksel olarak veya kelimelerle sataşmadı. Yalnızca birkaç insan bana tuhaf tuhaf baktı.

Psikolojist Julie Norem, ABD nüfusunun üçte birinin bunu bilinçaltında zaten yaptığını söyleyerek bir nevi "savunmacı kötümserlik" oluşturduğunu belirtiyor. Pozitif düşüncede kendinizi her şeyin iyi bir şekilde sonuçlanacağına ikna etmeye çalışırsınız ve bu da tersi olursa çok kötü şeyler olabileceğini bilinçaltınıza sokar.  

Ne kadar Woody Allen'in ölüm konusundaki fikirlerine katılsak da ("Ölüme kesinlikle karşıyım"), görmezden gelmektense ölümle yüzleşmek bize daha çok yardımcı olabilir. Bazı durumlar vardır ki en pozitif düşünce bile üstesinden gelemez.

Yukarı

Business HT×