İstanbul'un yeni belediye başkanını bekleyen 7 sorun
İşte Yeditepe’nin 7 önemli problemi
Dünyanın en kalabalık metropollerinden İstanbul, tarihi ve turistik kimliğinin yanında ülkenin eğitim, sağlık, ulaşım sektörünü ve sosyal yaşamını da sırtlıyor.
Engellenemeyen göçle birlikte sınırları büyüdükçe büyüyen, 145 ülkenin nüfusundan fazla olan İstanbul, bu büyüme ve özellikleriyle bazı sıkıntı ve sorunları da bünyesinde barındırıyor.
Topbaş’ın istifasıyla boşalan İBB Başkanlığı koltuğuna oturan Mevlüt Uysal’ı da ulaşımdan kentsel dönüşüme, yeşil alan krizlerinden silüet tartışmalarına bir dizi sorun bekliyor. İstanbulluların öncelikli çözüm beklediği sıkıntının başında elbette trafik geliyor. Toplu ulaşımdaki, özellikle de metrobüsteki problemler, 6 yıldır bitmeyen Üsküdar-Çekmeköy metrosu, yeşil alanlardan parklardan geçirilen inşaatlar, tarihi yarımada silüetinde yükseldikçe yükselen binalar, deprem hazırlığı, toplanma alanlarının yok edilmesi, sayıları gittikçe artan Suriyeli dilenciler, yeni başkanın ivedilikle eğilmesi gereken konular.
Yeni başkan Mevlüt Uysal, koltuğa oturduğu dakika itibarıyla İstanbul hakkında brifing almaya başladı. Kendisine bir brifing de HT İstanbul’dan.
İşte Yeditepe’nin 7 önemli problemi:
TRAFİK
2017 Mart ayı itibarıyla İstanbul’da, Türkiye’deki motorlu araç sayısının yüzde 18’i, yani 3 milyon 960 bin 640 motorlu araç bulunuyor. Araştırmalara göre; İstanbul trafikte durkalk ile dünya şampiyonu. Megakent, yılda 32 bin 880, günde de ortalama 90 dur-kalk ile 52 şehir arasında zirvede yer alıyor. Bir sürücü her gün trafikte fazladan bir saate yakın zaman geçiriyor. Akşam yoğun saatlerde bu oran yüzde 94’e kadar çıkıyor. Buna göre İstanbullu sürücüler, yılda toplam 178 saatlerini (7.5 gün) trafikte geçiriyor.
DENİZ ULAŞIMI NİYE YOK?
İstanbul’un iki ucunu birbirine bağlayan TEM Otoyolu ve E-5 Karayolu’nun alternatifsiz kalması ise başka bir problem yaratıyor. Saatlerini trafikte harcayan İstanbullular trafiği rahatlatmak için alternatif yolların bir an önce belirlenmesini istiyor. Trafik kâbusunun azaltılması için toplu taşıma kullanımının artırılması hedefleniyor.
Ancak orada da bazı sıkıntılar var. 2007 yılında hayata geçen metrobüs sistemi bu derde çare olmuş değil. Günlük 30 milyonluk bir hareketliliğin bulunduğu kentte 1 milyona yakın yolcuya hizmet verebiliyor. Talep o kadar fazla ki tıklım tıklım olan metrobüslere binmek neredeyse imkânsız. Bu hat üzerinde TÜYAP’a kadar yapılacağı açıklanan metro inşaatının ne zaman başlayacağı merak ediliyor. Üstelik bu metro hattı buradan da Silivri’ye uzanacak. 2015’te açılması planlanan ancak ertelenen test seferleri bir türlü bitirilemeyen Üsküdar- Ümraniye-Çekmeköy Metrosu’nun akıbeti de merak konusu. Devlet Demiryolları’nın inşaatını sürdürdüğü banliyö hattında çalışmaların yavaş ilerlemesinden yakınılıyor. İstanbul kentiçi toplu ulaşımda deniz ulaşımının payı ise sadece yüzde 4.3. Vatandaşların toplu ulaşım alternatifleri arasında kıyıya paralel tekne taşımacılığının artırılması için adımlar atılması şart.
SIĞINMACILAR
TÜİK verilerine göre İstanbul, hemen her yıl diğer illerden 400 binin üzerinde göç alıyor. Bu göçün üstüne son 6 yılda bir de Suriyeli sığınmacı eklendi. İstanbul Valisi Vasip Şahin’in birkaç ay önce HT İstanbul’a yaptığı açıklamaya göre, kentte yaşayan Suriyelilerin sayısı 600 bin civarında. Sığınmacılarla birlikte sokaklarda dilenci sayısı da giderek artmış durumda.
Vali Şahin’e göre Suriyeli dilencilerin sayısı yaklaşık 10 bin. Fakat İstanbullular her köşe başında bir Suriyeli dilenci görmekten yakınıyor. Özellikle de çocukların kullanılması yürekleri burkuyor. Bu işin bir sektöre dönüştüğü de aşikâr. Son günlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı operasyonlarla Suriyeli çocukları dilendiren çeteler yakalandı. Bu operasyonlar devam etse de özellikle metrobüs hattında Suriyeli çocuklar dilendiriliyor. İBB’nin de emniyetle bu soruna çözüm bulması bekleniyor.
TURİZM
Son yıllarda İstanbul’a Avrupa ülkelerinin toplamından gelen yabancı turist sayısında azalma gözleniyor. Aynı şekilde ABD’den gelen turist sayısında düşüş olduğu belirtiliyor. Avrupalı ve ABD’li turist sayısında gerileme görülürken, Arap turistteki büyüme dikkati çekiyor. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 303 bin 631 Arap turist İstanbul’u ziyaret ederken bu rakam bu yılın aynı döneminde 1 milyon 782 bin 536’ya ulaştı.
Son aylarda turist sayı- sında kımıldama görülse de turizmciler gelecekten endişeli. Özellikle Avrupalı turistleri tekrar İstanbul’a çekecek projelerin geliştirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
ALTYAPI
İstanbul, son dönemde afet boyutunda yağışlarla karşılaşıyor. Şiddetli yağış tüm kenti esir alıyor. Pek çok tünel ve metro istasyonunda su baskınları yaşanırken, yollar göle dönüyor. Yaşananlar İstanbul’un afet durumlarında kaldığı çaresiz durumu gözler önüne sererken kentsel risk yönetimi ve altyapı eksikliğini de gündeme getiriyor. Yıllardır süren kontrolsüz yapılaşma ve hızlı göçün bu sorunları tetiklediğini belirten uzmanlara göre, betonlaşmanın artması suyun toprakla buluşmasını engelliyor, suyun akacak alan aramasına neden oluyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Son 6-7 yıldır kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verilmiş durumda. İstanbul bir açık hava şantiyesi konumunda. Nereye baksanız bir kamyon, beton mikseri ve vinç görüyorsunuz. Geçen aylarda HT İstanbul’un yaptığı araştırmaya göre; kentte 4000-4500 vinç çalışıyor, her gün 8 bin ton ile 45 bin ton arasında inşaat malzemesi kaldırılıyor. İnşaatlar nedeniyle oluşan toz bulutları, gürültü kirliliği ve kamyon terörü, İstanbullunun yaşam kalitesini düşürüyor. Hatta can güvenliğini tehdit ediyor. Bu kamyonlar yüzünden son aylarda 5 kişinin can verdiğini unutmamak gerekiyor. Ayrıca, hızla yükselen bu beton binalar kentin tarihi silüeti açısından da tartışmaları beraberinde getiriyor.
DEPREM
Bilim insanlarının ortak görüşü olası bir İstanbul depreminden kaçış olmadığı. Bu depremin büyüklüğünün de 7’nin üzerinde olacağı söyleniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Ahmet Özhaseki’nin verdiği bilgilere göre, 1999 depremi öncesinde yapılan binaların en az yüzde 50’si riskli gözüküyor. İstanbul’da riskli bina sayısı 600 bin civarında. Deprem bu kadar yakınımızdayken kentteki toplanma alanlarının yüzde 84 azaldığı AVM ve gökdelene dönüştüğü gerçeğiyle karşı karşıyayız.
YEŞİL ALARM
Araştırmalar, İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan miktarının son 30 yılda büyük bir hızla azaldığını gösteriyor. Öyle ki bazı uzmanlara göre kişi başına düşen aktif yeşil alan 1 metrekareye kadar indi. İmar mevzuatına göre şehirde kişi başına en az 15 metrekare yeşil alan düşmesi gerekirken bu oran Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göre 7.5 metrekare, İBB’ye göre ise 8.41 metrekare. Elimizde kalan son yeşil alanlar ise birtakım projelere kurban gidiyor. Hatırlarsanız geçen aylarda Aşiyan Parkı’ndan geçen Rumelihisarüstü Finüküler Hattı nedeniyle ağaçlar işaretlenmiş, büyük bir tartışmanın fitili de böylece ateşlenmişti. Maçka Demokrasi Parkı’nda da benzer bir kriz yaşanmıştı. Dolmabahçe-Levazım Baltalimanı-Ayazağa Karayolu Tüneli parktan geçirilince 97 ağacın sökülmesi gündeme gelmişti. Fındıklı Parkı’nın bir bölümü de Kabataş Martı Projesi kapsamında kapatılmıştı. Son olarak da Göztepe-Ataşehir-Ümraniye Metro Hattı Projesi’nin Göztepe 60. Yıl Parkı içinden geçirileceği duyurulmuş ve konu kamuoyunda tepki yaratmıştı. İstanbullular son kalan yeşil alanlara sahip çıkılmasını istiyor.