BIST 100 9.724,50 % -0,42
USD/TRY 35,1939 % 0,30
EUR/TRY 36,7444 % 0,74
Piyasalar
9.724,50
% -0,42
35,1939
% 0,30
36,7444
% 0,74
1,0430
% 0,65
43,45
-0,05
2.622,91
% 1,11
72,94
% 0,08
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Dünya Ticaret Örgütü işlevini yitirdi

Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Dani Rodrik İngiliz Financial Times gazetesine yazdığı makalesinde küresel ticaret savaşları ile gündeme gelen Dünya Ticaret Örgütü'nün durumunu ele aldı. Rodrik'e göre örgüt işlevini yitirmiş durumda.

Dünya Ticaret Örgütü işlevini yitirdi
DANI RODRIK* 07 08 2018, 15:57

Mevcut dünya ticaret rejimi, Çin gibi geniş ve gittikçe güçlenen bir ülkenin küreselleşmedeki rolüne nasıl karşılık verecek? Bu soru ABD ve AB siyasetçilerini geceleri ayakta tutuyor. Trump yönetiminin, Çin’i ekonomik saldırganlık ile suçlaması ve “ticaret savaşı” ilan etmesiyle bu konu ABD’de en alevli zamanlarını yaşıyor. ABD Başkanı’nın yöntemleri belki de onaylanmayabilir ancak; politika elitleri arasında da Çin’in ticari ve endüstriyel faaliyetleri karşısında harekete geçilmesi gerektiği düşüncesi yaygın.

Avrupa daha yumuşak bir tutum sergilese de ABD ile aynı endişeleri paylaşıyor. AB Ticaretten Sorumlu Komiseri Cecilia Malmström, Financial Times’daki yazısında Çin’in kamu iktisadi işletmeleri modelinin küresel oyun alanı ile nasıl uzlaşma sağlayabileceğini sorusuna yanıt arıyor.

Ancak, ABD ve Avrupalı politikacılar yanlış soruyu tartışıyorlar. Sorun Çin’in politikalarından ziyade dünya ticaret rejimi ile ilgili. Yapılan tüm ticaret anlaşmalarında olduğu gibi Dünya Ticaret Örgütü de farklı ülkelerin ekonomik faaliyetlerinin bir noktada birleşeceği görüşüne sahip. Çin, bu birleşmenin hiçbir zaman gerçekleşmediğinin fazlasıyla bir göstergesi olmuştur. Daha da önemlisi, ulusal ekonomik modellerin birleşmesi için iyi bir neden de yok. Daha fazla ekonomik çeşitliliği içinde barındırabilmek için dünya ticaret kurallarının, Çin’in ne tür faaliyetler gerçekleştirdiği dikkate alınmaksızın değişmesi gerekiyor. 

 

Erken savaş sonrası dönemde yapılan ticaret anlaşmaları ülkelere kendi yollarını çizebilme imkânını yaratmıştı. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması altında yürürlülüğe sokulan ticaret turları sadece imalat ürünlerine sınırda uygulanan gümrük vergisi ve kotayı kapsıyordu. Hizmet ve tarım, bu anlaşmanın dışında tutulmaktaydı. Gelişmekte olan ülkeler neredeyse istediklerini yapabilmekteydi. 70’li yılların başındaki giysi ithalatındaki ani patlama, gelişmiş ülkelerde ekonomik bozulmaya neden olunca ülkelerin miktar kısıtlamalarını yeniden uygulamaya koymalarına izin veren özel bir rejim kurulmuştu.

DTÖ her şeyi değiştirdi. Neoliberal zaferciliğin hâkim olduğu bir zamanda müzakere edilmesi ile sübvansiyonları, sağlığı, güvenliği ve fikri mülkiyeti konu alan iç politikaların sınırlanmasına neden olan bir yapı oluşturulmuştur. DTÖ’ye göre, ithalat üzerinde olumsuz etkisi olabilecek tüm iç düzenlemeler ticaretin sınırlanması altında değerlendirilebilecekti. Ardından gelen ticari anlaşmalar bu yaptırımı daha da ileriye taşıyarak ticaret ve dış yatırımları, iç teşebbüslerin üstünde tutmuştur. 

 

Batılı politikacılar, günümüzdeki küresel ticaret kurallarının yansız ve tarafsız olduğunu, tüm katılımcılarına eşit davrandığını düşünmektedir. Fakat ticari anlaşmalar egemen koalisyonların çıkarlarını yansıtan siyasi belgelerdir. Çokuluslu kurumlar, uluslararası bankalar ve büyük ilaç şirketleri bu anlaşmaların şekillenmesinde özellikle önemli bir role sahip. Büyüme, işçi hakları ve çevre hakkındaki endişelerin neredeyse yok sayılması hiç de şaşırtıcı değil.

Çin’in, DTÖ’nün fikri mülkiyet ve sübvansiyonlar ile ilgili kurallarını ihlal ettiğine şüphe yok; ancak ABD’nin ve Avrupa’nın, Çin’in “küresel normlara ve kurallara” karşı geldiğini ileri sürerken kendi ekonomik tarihlerini de unutmamaları gerek. Çin’in politikaları, ABD ve Avrupa’nın teknolojik gelişimlerini sürdürürken yürüttükleri politikalardan pek de farklı değil. Örneğin, ABD’de patent kuralları 18. ve 19. yüzyıllarda fazlasıyla esnekti ve Amerikan tekstil endüstrisi İngiltere’den “çalınan” teknolojik sırlar olmadan asla yükselemezdi. Avrupa’daki uçak, çelik, araba ve benzeri çoğu sanayi ise devletin yardımı olmadan gelişemezdi.

ABD ve Avrupa, Çin’in heterodoks politikalarının kayda değer bir iç ekonomik büyüme sağladığını, yoksulluğun azaltılmasında etkili olduğunu ve de Batı için geniş bir ihracat ve yatırım pazarı oluşturduğunu göz ardı ediyor. Eğer Çin, Batı’nın alışılagelmiş ekonomik politikalarını uygulasaydı, pazar bu genişliğine kesinlikle ulaşamazdı. 

 

Yerel gerçekliklere daha uygun oldukları takdirde, ekonomik ayrışma stratejisi ticaret ortaklıkları için yararlı olabilir. Tabii ki devletin müdahalesi fazla ileriye gidebilir… Ancak, yine de acısını yerel ekonomi çekiyor. AB Ortak Tarım Politikası’nın ziyankâr işlevi ile bu örneği yaşadık. Çin’e gelince, Çin de ülkelerin kendi sosyal ve ekonomik stratejilerini geliştirme hakkına sahip olduğunu kabul etmeli. Ticaret, iç çalışma standartlarını, maliye sistemlerini veya üst düzey teknolojik yatırımları sarsıyor ise zengin ülkeler bu sorunları ithalat ve yabancı yatırımların üstünde tutma lüksüne sahip olmalı.

Eğer DTÖ işlevsiz hale geldiyse bunun sebebi güncel ticaret kurallarının amaçlarının ötesine geçmiş olmasıdır. Adil bir dünya ticaret rejiminde, ekonomik modellerdeki çeşitliliğe değer verilirdi. DTÖ, kuralları sıkılaştırmak yerine, bu farklı ekonomik modeller arasında geçici anlaşmalar sağlamaya çalışmalıdır.

*Dani Rodrik, Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Yönetim Okulu’nda ekonomi profesörüdür. Rodrik'in bu yazısı Financial Times gazetesinden alınmıştır. Çeviren: Elif Kesikbaş 

**Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Yukarı

Business HT×