Bütçe’nin ilk iki aylık dönemini kapsayan 2018Şubat Gerçekleşme Raporu yakın zamanda yayımlandı. Açıklanan verilerin,son yıllarda alıştıklarımızdan -olumsuz anlamda- farklı olduğunu belirtmemiz lazım. Başlarken bütçe performansımıza ve mali disipline ilişkin bir iki noktayı paylaşalım.
Bütçe; 2016 sonunda 29,9 milyar TL “açık” vermişti. 2017’de ise “bütçe açık” rakamı -sene başındaki hedefe çok yakın bir şekilde- 47,4 milyar TL olarak gerçekleşti.2017 yılsonunda gördüğümüz açığınson derece olumlu olduğunu belirtmemiz lazım; bu durumda bütçe gelirlerindeki iyi performans başrolü oynadığının da altını çizelim. Yıllardır bütçe açığının bu düzeylerde ve AB’nin ilgili Maastricht Kriteri’ne uygun şekilde GSYH’nın %1 - 2’si civarında tutturulması mali disiplini ülkemiz için kıymetli bir “ekonomik çıpa” haline getirdi.
Özellikle 2017 bütçe uygulamalarıyla birlikte, ibrenin katı mali disiplinden, genişletici bir maliye politikasına doğru kaydığının çok kuvvetli işaretlerini gördük. Şimdi, en son açıklanan bazı bütçe verilerinive 2018’deki gidişatı inceleyelim.
GELİRLER
Ocak-Şubat 2018’da “bütçe gelirleri” 2017’nin aynı dönemine kıyasla %12,8 artışla 119,2 milyar TL gerçekleşmiş.Yılın ilk iki aylık dönemi için gelir performansının bir miktar zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Uygulanan önemli istihdam teşviklerinin, vergisel indirim ve teşviklerin de bu durum üzerinde ciddi etkisi olduğunu not düşelim.
Ocak-Şubat döneminde “vergi gelirleri”ise %18,3’lük bir artışla 104,6 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Vergi gelirlerindeki performans henüz alarm vermiyor diyebiliriz. Ancak Mart sonuçlarını da yakından izlemek gerekiyor.
Dolaylı vergiler kanalındaki gidişat ise istendiği ve beklendiği gibi değil. Dâhilde alınan KDV (%9,9 artış) ve ÖTV (%9,5 artış) kanallarındaki gerçekleşmeler, geçen yıllara kıyasla bir miktar zayıf. Bu iki veri, iç ekonomik dinamizm için tehlike çanları çalıyor anlamına gelebilirler; ancak bu iki verginin performans düşüklüğünün arkasında uygulanan ciddi maliye politikalarının etkisi de seziliyor. 2018’de de bu politikaların devam ettirileceği ve yaklaşan büyük KDV reformunun da yürürlüğe gireceği varsayımı altında, önümüzdeki aylarda vergi gelir hedeflerinde sıkıntı yaşama ihtimalinin kuvvetleneceğini söyleyebiliriz.
GİDERLER
“Bütçe giderleri” Ocak-Şubat döneminde %18,1 oranında artmış ve 119,4milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu durum, önceki bütçe dönemlerine kıyasla oldukça dikkat çekici. Burada da kuvvetli bir maliye politikası etkisi seziliyor.
Faiz giderlerindeki %8,7’lik artış dikkatle izlenmeli. Faiz dışı fazla da bu nedenle %23,2 azalarak 12,5 milyar TLdüzeyine gerilemiş. Bütçe matematiği açısından bu durumun da olumsuz olduğunu vurgulamakla yetinelim.
Bütçe Dengesi’ne gelince…
Bütçe bu dönemde 201 milyon TL “açık” vermiş. Geçen yıl aynı dönemde bütçenin 4,6 milyar TL “fazla” verdiğini düşünürsek; yılın iki ayında verilen açık dikkat çekici. Uygulanan/uygulanacak etkili maliye politikaları dolayısıyla bütçe giderlerinin önümüzdeki dönemde de hızla artacağını tahmin etmek çok zor değil. Eğer, bütçe gelir performansı dagiderlere benzer bir artış ritmini tutturamazsa,sene sonu için hedeflenen 65,9 milyar TL bütçe açığı hedefi -AB’nin ilgili Maastricht Kriteri’ni de sağlayamayacak şekilde- aşılabilir.
MALİ DİSİPLİNE VEDA MI EDECEĞİZ?
Başlarken paylaştığımız veriler de gösteriyor ki, mali disiplin hala Türkiye’nin en kıymetli ekonomik parametresi. Uzun yıllar boyunca ciddi faiz yükleri ve büyük bütçe açıklarıyla boğuşan Türkiye, bütçe uygulamaları bakımından oldukça önemli bir yol kat etmiş görünüyor. Dış ve iç ekonomikstabiliteninhızla bozulduğu; iç ekonomik dengelerin ve dış ticaretin kaygı ile izlendiği bir ortamda, mali disiplin debu gidişattan nasibini alıyor diyebiliriz.
Ekonomik ve mali anlamda ciddi önlemlere ihtiyaç duyulan bu dönemde, bütçenin-kamu harcamaları ve vergiler kanalıyla- en önemli “maliye politikası aracı” olma vasfının daelbette unutulmaması gerekiyor.
Ulusal ve uluslararası yatırımcının,Türkiye ekonomisine güvenebilmesi için anahtar önemde olan mali disiplinin, herhangi bir siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa feda edilmemesi büyük önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde, etkili maliye politikası araçlarının, mali disiplini bir miktar daha tehdit edebileceğini öngörebiliriz. Şunun altını kalın çizgilerle çizelim, uygulanacak politikalar vasıtasıyla, “üretim, Ar-Ge faaliyetleri, yatırımlar, iç ekonomik dinamizm, ihracat ve dolayısıyla ekonomik büyüme” alanlarda olumlu adımlar atılacaksa; mali disiplinde-uzun dönemlere yayılmamasını umduğumuz- bir bozulma kimsenin canını sıkmayacaktır. Ancak, maliye politikası araçları, yapısal konular yerine, palyatif/geçici çözümlere odaklanırsa, hem kuvvetli bir ekonomik çıpayı hem de çok önemli bir ekonomik fırsatı kaybedeceğimizi de öngörmemiz gerekiyor.
*Emrah Akın, YMM, Şirket Ortağı, KPMG Türkiye Vergi Bölümü. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Kamu Yönetimi; yüksek lisansını ise Boston Üniversitesi’nde Finansal Ekonomi alanında tamamlamış; aynı dönemde, Harvard Üniversitesi’nde İşletme Ekonomisi alanında da öğrenim görmüştür. İş hayatına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak başlamış, 2006-2008 yılları arasında Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığında Grup Müdürlüğü görevini yürütmüştür. 2010 yılında Maliye Başmüfettişliğine atanmış, aynı dönemde “Maliye Bakanlığı Merkez Rapor Değerlendirme Komisyonu” ile “Maliye Teftiş Kurulu Rapor Değerlendirme Komisyonu” Üyeliklerinde de bulunmuştur. 2011’de Ekonomi Bakanlığı, Bakan Özel Danışmanlığı görevine atanan Akın, 2013 yılında kamudaki görevinden ayrılarak uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi KPMG’ye katılmıştır.
** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.