BIST 100 9.915,62 % 2,05
USD/TRY 32,5090 % -0,09
EUR/TRY 34,7760 % -0,56
Piyasalar
9.915,62
% 2,05
32,5090
% -0,09
34,7760
% -0,56
1,0693
% -0,34
44,70
-0,19
2.337,96
% 0,24
89,50
% 0,55
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Star Trek Ütopyası

Star Trek filminde tasvir edilen ekonomi ve toplum arasındaki ilişki, sistemin yeniden düzenlenerek gelecekte bir ütopya yaratılmasına ön ayak olabilir

Star Trek Ütopyası
BLOOMBERG VİEW-NOAH SMİTH 03 08 2015, 22:19

Star Trek: Yeni Nesil (Star Trek serisinin en iyisi) filmini izleyerek büyüdüm. Gelecekteki toplumun tasvir edildiği filmde büyük bir eksik vardı. Kimse ticaret yapmıyordu. Ticaretin geleneksel dini anlayış olduğunu savunan bazı türler dışında alım satım yapan kimse yoktu.Yemek ve lüks eşyalar bedavaydı ve salt enerjiden neredeyse herşeyi üretebilen “replicator” denen makineler tedarik ediyordu. Hakiki gerçeğin sunduğu yeniden yaratmanın bir limiti yoktu. Ekonomiyi tanımlayan “kıtlık” kavramının ise görünüşe göre çaresi bulunmuştu.

Bu gerçekten olacak mı? Böyle bir şey mümkün mü? İstediğimiz bir şey mi? Periodik olarak, ekonomistler ve ekonomi yazarları bu soruyla mücadele ediyorlar. 2013'te, Rick Webb ve Matt Yglesias, toplumun daha zengin olacağı, kapitalizm ve serbest piyasının hala var olacağını fakat geri plana çekileceği teorisinde bulundu. Diğerleri Star Trek'i sosyalist bir cennetten çok özgürlükçü olarak nitelendirdi. Hatta, Manu Saadia adında bir yazar konu hakkında bi kitap yazdı.

Bu yüzden, Star Trek ekonomisi üzerine düşünelim. Düşündüğümüz şey, ekonomik ütopyaya nasıl ulaşılacağı. Bu önemli bir soru.

Düşünülmesi gereken ilk şey, çokça meyvenin nasıl dağıtılacağı. Eğer fosil yakıtı tükentiğinde yenilenebilir enerjiyi büyük bir yıkımı önlemek için kontrol altında tutarsak, artan otomasyon, hakiki gerçeklik ve diğer teknolojik gelişmeler bize çokça tasavvur edilemezlerin olduğu bir dünya sunacaktır. Şu an dünyanın kişi başına düşen milli geliri, satın alma gücü paritesi üzerinden düşünüldüğünde yaklaşık 13,000 dolar. Bu masaya yemek koymak ve başının üzerinde bir çatı olması için yeterli bir miktar. Peki 100,000 ya da 200,000 dolar olursa?

Bu bolluğu az kişiyle limitlemek saçma olurdu. Dünya yeteri kadar zengin olduğunda, zenginlere konan önemsiz vergi, dünyada yaşayan herkese geçinebileceği bir gelir sağlayabilmeli. Böylece zenginler boş vakitlerinin tadını çıkarabilirler. Ya da, Yglesias'ı önerdiği gibi, zenginlerin yaptığı gönüllü yardım geri kalanı destekleyebilmeli. Ne kadar fedakar olursak, hayatımız o kadar rahat olur. Toplumda yeniden dağıtma konusunda bir cennet yaratabilirsek, robotların hepimizi işlerimizden ettiğini kim umursar ki?

Tabi, bu sınırlı sayıda insana bağlı. Ekonomist Thomas Malthus'un 19. yüzyılda vurguladığı gibi, artan nüfus büyümesi ne kadar zengin olursak olalım, eninde sonunda kıtlığı geri getirecek. Neyse ki, bu bir problem olmayacağa benziyor. Küresel doğurganlık oranları yenileme seviyesine yaklaşıyor. Diğer bir deyişle, dünya nüfusu düz bir seyir izliyor. Bir nüfüs patlaması boş vakti bol toplum için bir tehtid oluşturmuyor.

Bir de insanların ihtiyaç duyduğu iş ahlakı problemi var. Fakat, insani değerler zaman ilerledikçe değişiyor. İnsanların hobilerinden ya da kendilerini sanatsal yönleriyle ifade ederek onurlarını koruyamamaları için hiçbir neden yok.

Bu gelecekteki esas Star Trek geleceği. Fakat, aslında, geleceğin bizim için daha radikal değişiklikler sunacağını düşünüyorum. Teknolojik gelişmelerin insanın isteklerinin değiştirerek ekonominin sonunu getireceğini ve kıtlığı yok edeceğini öngörüyorum.

Ekonomide, en önemli varsayım, istekler ve motivasyonların değişmez olması ve hareketlerimizin tamamen bu istekleri gerçekleştirmek üzerine kurulu olduğu. 18. yüzyıl'da yaşamış filozof David Hume, “nedenler sadece tutkunun kölesidir,” diyor. Fakat istekler ve motivasyonlar insan beyninden geliyor ve beyin hacklenebilir ve teknolojiyle değiştirilebilir. Bir gün, belki düşündüğümüzden daha yakın bir zamanda, istediğimiz bir şeyi değiştirebileceğiz. Nedenler artık tutkunun kölesi olmayacak. Onun yerine, biz nasıl biri olmak istediğimize karar verirken ikisi uzlaşabilecek.

Bunun toplum için inanılmaz sonuçları olacak. Bazi insanlar şüphesizce her zaman mutlu ve tatminkar olmayı seçecekler. Tıpkı MDMA (Molly) kullanıcıları gibi, ama bağımlılık ve ilaç toleransı riskinden uzak olarak. Bu insanlar üretken olmayı seçenlerden olmayacak. Dışarda yıldızlara bakanlar, kaşif olmak isteyenlerden olacak. Onlar tatmin olmamayı seçenlerden olacaklar. Şayet bu gerekli motivasyonla doğmadılarsa, ileri teknolojiyi kendilerine yerleştirmek için kullanacaklar.

Diğer bir deyişle, yeni teknolojinin ilerlemesi, tüm ekonomi sorularının değişmesi demek. Kıtlıkla tanımlanan bir dünya yerine, kendi ifade etme ile tanımlanmış bir dünyada yaşayacağız. Dünyanın bizim yerimize karar vermesi yerine, biz olmak istediğimiz insan ve yaşamak istediğimiz hayata sahip olabileceğiz. Star Trek ütopyası bizi iç karartıcı bilimin zincirlerinden kurtaracak.



Yukarı

Business HT×