BIST 100 9.079,97 % 3,10
USD/TRY 32,3440 % 0,16
EUR/TRY 35,1056 % 0,10
Piyasalar
9.079,97
% 3,10
32,3438
% 0,16
35,1053
% 0,10
1,0798
% -0,28
47,65
-0,28
2.218,22
% 1,07
87,37
% 1,49
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Dolardaki yükselişin nedenleri

TL dolara karşı yılbaşından bu yana %6,5 değer kaybetti. Peki neden?

Kur neden 2,50'de?
CÜNEYT BAŞARAN 27 02 2015, 14:51

Yılbaşından beri Türk Lirası’nın dolara karşı değer kaybı % 6.5’i buldu. 2013 Aralık başındaki 2.20 seviyesini baz alırsanız ise 2.5 ayda TL’nin kaybı % 13’ü buluyor. Merkez Bankası’nın sadece 1 ay önce yıl sonu dolar/TL beklentisi olarak 2.40 seviyesini verdiği bir yerde gelinen seviye düşündürücü. Ama bu köşede her zaman yaptığımız gibi “kurun değer kaybı” konusunu sadece havada uçuşan tartışmalar yerine karşılaştırmalı analiz ve sonucunda doğru tespitlerle işleyelim.

‘2015, ABD DOLARI’NIN SENESİ OLACAK’ DEMİŞTİK

FED’in faiz artırım ihtimalinin veri setine girdiği andan itibaren ABD Doları küresel piyasalarda değer kazanıyor. Doların 6 gelişmiş ülke kuruna karşı değerini belirleyen Dolar Endeksi’nin geçen yıl yaz aylarında başlayan yükselişi hâlâ devam ediyor. Son 9 ayda endeks % 17 değer kazandı. Bunun % 8’i ise son 3 ayda gerçekleşti. Daha önceki yazılarımızda, ABD ekonomisinin toparlanıyor olduğu ve bunun FED faiz artışı ve güçlenen dolar anlamına geldiğini yazmıştık. Dolayısıyla yeniden detaya girmeye gerek yok. Bu yüzden konumuza dönelim ve soralım: Dolar/TL niye 2.50 seviyesinde?

Dolar Endeksi yukarıda bahsettiğim performansı gerçekleştirirken önüne geleni silip süpürdü. ABD Doları’nın iyice güçlendiği son 6 ayda, İngiliz Sterlini % 10, Euro % 15, Yen ise % 17 değer kaybetti. Yani gelişmiş ülke kurları, ABD Doları karşısında tepetaklak oldu. Gelin bir de diğer ülkelere bakalım. Yine son ayda dolara karşı Ruble % 45, Brezilya Reali % 20, Polonya Zloti’si % 15 ve Meksika Peso’su ise % 12 arttı. Türk Lirası’ndaki aynı dönemde kayıp ise % 13.

Bu çerçeveden baktığımızda sorun yok gibi gözüküyor. Yani TL’nin değer kaybı, diğer kurlarla uyumlu.

Ama hikâye maalesef bu kadar basit değil. Yukarıda saydığımız ülkelerin ABD Doları’na karşı değer kaybetme sebeplerini birkaç grupta toparlayabiliriz.

İlk sebep, FED’in faiz artıracak oluşu. Bu, dolara karşı değer kaybeden bütün kurlar için geçerli bir sebep.

İkinci sebep ise emtia üreticisi ülkelerin düşen fiyatlarla ekonomilerinin zora girmesi. Brezilya, G.Afrika, Meksika ve hatta S.Arabistan gibi ülkelerin kurlarının değer kaybında bu faktör önemli bir rol oynuyor.

Üçüncü sebep, deflasyon sürecine giren ya da çok düşük büyüme içinde olan ülkelerin, para basmaları, faizlerini “0”, hatta negatif oranlara çekmesi sonucu kurlarının ABD Doları’na karşı değer kaybı. Euro, yen, sterlindeki durumu da bu madde açıklayabilir.

Son madde ise kendi sorunları sebebiyle ciddi sıkıntı yaşayanlar. İlk akla gelenler Rusya ve Ukrayna’nın durumu.

Bu maddeleri daha fazlalaştırabiliriz. Ancak çok da detaya girmeye gerek yok. Resim ortada.Türk Lirası’nın değer kaybını açıklamak açısından sadece ilk maddeyi kullanabiliriz. Hatta ikinci sebep, yani düşen petrol fiyatları örneğinde olduğu gibi Türk Lirası’nı pozitif etkilemesi beklenir. Ancak bu olumlu senaryoya rağmen Türk Lirası’ndaki değer kaybının neredeyse diğerleri kadar olduğunu görüyoruz. Bir başka ifadeyle Hindistan, Kore ve Endonezya gibi ülkeler, Türkiye gibi yukarıda saydığım sebeplerden sadece “FED faiz artırımı” senaryosuna takılıp son 6 ayda % 3 - % 5 değer kaybederken, Türk Lirası % 13 değer kaybetmeyi başarmış durumda. Hem de cari açığını hızla aşağıya düşürürken!

FAİZ İNDİRİM TARTIŞMALARI CİDDİ EROZYON YARATTI

Yazının başından itibaren okuduğumuzda geldiğimiz nokta şu: Cari açık düşerken, petrol fiyatları hızla gerilerken, bütçe açığı % 3’lerin altında olan ve % 3’ler civarında büyümesiyle gelişen ülkeler arasında göreceli avantajlı Türkiye’de kurun değer kaybında bir abartı var. Türkiye CDS’leri 205 baz puan ile makul sayılabilecek, faizin % 8.50 ile yılbaşındaki seviyeye döndüğü bir noktada, niye ABD Doları, Türk Lirası’na karşı tüm zamanların en yükseğinde.

Benim cevabım, faiz tartışmaları sırasında uluslararası piyasalarda yarattığımız negatif algı. Merkez Bankası’nın aldığı ya da alacağı “faiz kararlarının” piyasalar tarafından kuşkuyla karşılanması, en likit piyasa olan döviz piyasasında yatırımcıların Türk Lirası satmasına ve döviz almasına neden oluyor. Yani kur, en likit piyasa olması sebebiyle endişelenen ve panikleyen yatırımcının ilk adresi oluyor. Orası yatışmadan da diğer piyasaların toparlanması pek mümkün değil.

 

Yukarı

Business HT×