YORUM

Lehman çöküşünün 10. yılında piyasaları bekleyen 4 risk

Yatırım bankacılığında 160 yılı geride bırakmaya hazırlanırken bir krizle dağılan Lehman Brothers'ın çöküşünden bu yana geçen 10 yılda piyasalar daha kritik risklerle karşı karşıya

Bir dönem Goldman Sachs, Morgan Stanley ve Merrill Lynch’ten sonra ABD'nin en büyük dördüncü yatırım bankası unvanını taşıyan Lehman Brothers'ın çöküşünden bu yana 10 yıl geçti. Piyasaların yeni bir "yaz sürprizini" konuştuğu şu dönemde, kırılganlığın nerede olduğunu bilmek daha iyi risk yönetimi açısından önemli.

Endişe yaratabilecek dört alandan birincisi, Uluslararası Ödemeler Bankası'nın da daha önce uyardığı üzere küresel ekonominin rekor seviyedeki borçluluğu. Sıkıntı yalnızca kamu ve özel borçların seviyesinde değil, aynı zamanda ortalama kalitedeki bozulmada da kendini gösteriyor. 63 trilyon doları kamu borçlarından oluşan 237 trilyon dolarlık toplam küresel borç, Lehman çöküşü öncesi seviyenin 70 trilyon dolar üzerinde.

Küresel krizin kaynağı ABD'nin 2007'deki bütçe açığı 161 milyar dolarken, yıl sonu için tahminler 804 milyar dolara çıkmış durumda. Ülkenin kamu borcunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2008'deki yüzde 65'lik seviyeyi katlayarak yüzde 105'in üzerine kadar çıktı.

Euro Bölgesi'nde borç oranı yüzde 20'ye yükselirken bu veri İspanya'da yüzde 60, İtalya'da ise yüzde 130. Akdeniz'in "çizmesinin" borçlarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2008'de ise yüzde 30'du.

Piyasaların dikkat etmesi gereken ikinci nokta ise merkez bankaları. Parasal genişleme politikalarının ve rekor seviyede düşük faizlerin bir sonucu olarak merkez bankalarının bilançolarında kalan varlıkların değeri 15 trilyon dolar seviyesinde. Dirençli bir para politikasının yeni bir şok dalgasına yanıt verecek çok yeri kalmamış durumda.

Lehman Brothers öncesi Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 4 ve yüzde 5 seviyelerinde tutarken, son üç resesyon sonrası ABD Merkez Bankası'nın faiz kesintisi yüzde 5'i buldu.  Parasal genişleme musluğunun hâlâ açık olduğu gerçeği masadayken, birçok G-10 ülkesinin merkez bankalarının nominal faizleri bile negatif seviyede. Yani, parasal genişlemeye son verilse ve faiz oranları normale dönse bile para politikaları, istikrarsızlığın kaynağı olabilir.

Üçüncü risk ise 2008'de güçlü olan siyasi merkezin, hemen hemen tüm büyük ekonomilerde aşırı yıpranmış olması. Hem aşırı solda hem de aşırı sağda, krize bir cevap niteliğinde olarak, popülizm yükselişte.

Küresel krizden bu yana yalnızca bir kısmı ücret artışı gören, ekonomik güvensizlik çeken, hatta kriz öncesi döneme kıyasla varlığının çoğunu kaybeden vatandaşlar memnuniyetsiz.

Uluslararası düzene olan güvenin çöküyor olması ise küresel piyasaların önündeki dördüncü büyük risk. ABD'nin uluslararası ortaklıkları harabeye döndüren bir başkanı var. Avrupa'daki "duyarlı" siyasi merkez, popülist politikalarla birlikte yok olmuş durumda. Doğu-Batı arasında özellikle göç konusunda büyüyen uçurum, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkması, yeni İtalyan hükümeti Avrupa Birliği politikalarındaki rahatsızlığın en belirgin örnekleri.

Elbette ki 2008'e kıyasla bankalar daha güçlü. Politika koyucular krizlere karşı daha büyük bir ilkyardım çantasına sahipler. Ancak daralan mâli ve para politikası alan, rekor seviyedeki borçluluk, yok olan siyasi merkez, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan liberal dünya düzeninin dağılması ve yeni doğan ticaret savaşlarının kombinasyonu, artık her şeyin daha kırılgan hâl geldiğinin bir göstergesi.


* Lisans eğitimini Hindistan Teknoloji Enstitüsü Kimya ve Polimer Mühendisliği Bölümü'nde tamamlayan Sony Kapoor, Harvard Üniversitesi'ndebir yıllık Küresel Liderlik ve Kamu Politikası eğitimi ile London School of Economics'te Uluslararası Finans yüksek lisans eğitimi aldı. İngiltere merkezli ekonomi, finans, çevre ve teknoloji üzerine düşünce kuruluşu Re-Define'ın Genel Müdürü Kapoor, aynı zamanda Dünya Ekonomik Forumu Genç Küresel Liderleri arasında yer alıyor.

** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Business HT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.