Doğu ve Batı Almanya'nın yatırım alışkanlıkları hâlâ birbirinden farklı
Avrupa'nın en güçlü ekonomisi Almanya'nın doğusu ve batısının yatırım alışkanlıkları hâlâ Nazi döneminin hatta daha da eskisinin etkisinde
İlk bakışta şunu söylemek oldukça gerekli görünüyor: Komünist rejimin düşüşünden uzun bir süre sonra bile komünist dönemde yaşayanlar, diğerlerinden hep farklı oldu. Bu bir yere kadar doğru ancak iki kesim arasındaki farkın tarihi kökenleri çok daha derin.
Frankfurt'taki Goethe Üniversitesi öğretim üyesi Christine Laudenbach, Kaliforniya Üniversitesi Ekonomi Bölümü Profesörü Ulrike Malmendier ve Mannheim Üniversitesi Profesörü Alexandra Niessen-Ruenzi'nin Alman aracılık verilerine dayandırarak hazırladıkları rapora göre ülkenin doğusundaki finansal alışkanlıklar, hâlen II. Dünya Savaşı sonrası Sovyet kontrolüyle yönetilen Alman Demokratik Cumhuriyeti (GDR) döneminin etkisinde.
Doğu Almanya'da yaşayanların yatırım çevresi ve finansal okur-yazarlığı Batı'yla aynı olsa da doğudakiler, hisse senedi piyasasına ve risk marjına para koyma konusunda daha isteksiz. Onun yerine, hem kendi ülkelerinin hem diğer ülkelerin eski kamu şirketlerine yatırım yapmayı tercih ediyorlar. ABD yerine GDR'nin eski müttefikleri Rusya, Çin ve Vietnam'daki fırsatlara daha açıklar.
Laudenbach, Malmendier ve Niessen-Ruenzi'nin raporuna göre bu alışkanlık, kişi Batı Almanya sınırından ne kadar uzakta yaşıyorsa ya da GDR'de ne kadar uzun vakit geçirmişse aynı oranda güçleniyor.
Doğu'nun "Yatırım Kimliği", Komünist dönemin milli kahramanlarının kendini gösterdiği Doğu Almanya Olimpiyatları'na ev sahipliği etmiş bölgelerde daha belirgin hâlde. Aynı durum, seçim zamanlarına da yansıyor.
Farklı araştırmalar, diğer bazı konulardaki davranışsal farklılıkları gözler önüne seriyor. Örneğin Duke Üniversitesi'nden Dan Ariely'in 2014 tarihli makalesine göre Batı Almanyadakiler "oyunda hile yapmaya daha meyilli".
NAZİLER VE AfD ARASI BENZERLİK
Bu farklılıkları komunizmin nüfuz eden etkisine bağlamak elbette ki ilk akla gelen olacaktır. Laudenbach ve arkadaşları, söz konusu ortamı "Örtülü propaganda" diyerek açıklarken, Ariely "planlanmış bir ekonominin ahlak üzerindeki bozucu etkisi" ifadesini kullanıyor. Ancak tüm hikâye bu değil. Komünizm öncesine uzanan tecrübeler de davranış durumlarını etkiliyor.
Münih Üniversitesi İktisat tarihi Profesörü Davide Cantoni'nin meslektaşları Felix Hagemeister ve Mark Westcott ile geçen yıl yazdığı bir makaleye göre 2013'te kurulan aşırı sağcı "Almanya için Alternatif" (Alternative for Germany /AfD) partisi euro karşıtı söylemi bir kenara bırakıp milliyetçi retoriğe geçtiği zaman, 1928,1930 ve 1933'teki Nazi yanlısı kesimin desteğinden daha çok oy aldı. O dönem yaşayanların hiçbiri hayatta olmasa da davranış örnekleri yaşamaya devam ediyor.
Benzer şekilde, Birinci Dünya Savaşı sonrası sona eren imparatorlukların sınırlarını modern Avrupa haritasındaki sınırların üzerine koyduğunuzda, modern oy verme alışkanlıklarının bu sınırları takip ettiği de görülüyor.
Batı Polonya'nın 1918 öncesi Alman İmparatorluğu'nun topraklarında yer alan bölgeleri genellikle merkezci adayları desteklerken, ülkenin eskiden Rus İmparatorluğu'na bağlı doğu bölgesi, milliyetçi ve popülist adaylara oy veriyor. Romanya'nın 2014 Başkanlık Seçimleri'nde, bir dönem Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun bağlı bölgeler, liberal Klaus Iohannis'i; diğerleri ise Sosyal Demokrat Viktor Ponta'yı destekledi.
OSMANLI DA DAHİL ÜÇ BÜYÜK İMPARATORLUKTAKİ FARKLILIKLAR
İngiltere'nin Warwick Üniversitesi'nde Ekonomi Profesörü olarak görev yapan Sascha Becker ve Münih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Luger Woessmann'ın 2011'de kaleme aldığı makaleye göre Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun mirası, Rus ve Osmanlı İmparatorluğu'nun hükmettiği bölgelere kıyasla , devlet kurumlarına aşırı güven ve düşük yolsuzluk seviyesiyle kendini gösteriyor.
Komünist yaşam tecrübesi her ne kadar travmatik olsa da özellikle orta Avrupa'da, insan alışkanlıklarının temeli, en az bir tavşan deliği kadar derinlere uzanıyor. London School of Economics Öğretim Üyesi Simeon Djankov ve University College London Öğretim Üyesi Elena Nikolova'nın Dünya Bankası için hazırladığı rapora göre Hıristiyanlığın komüniter gerilimlerine maruz kalmış kesimler, yüzyıllar boyunca komünizme karşı daha duyarlı oldu.
Kimlikler, oldukça karmaşık bir tarihi etkileşim üzerine kuruluyor. Nispeten daha erken dönemler, "mantıklı açıklamalar" yapma konusunda daha çok kullanılıyor olabilir ancak söz konusu dönemler, geçmişte başlayan reaksiyonlar silsilesinin yalnızca bir halkası.
* Rus günlük gazete Vedomosti'nin ve internet sitesi Slon.ru'nun kurucusu, gazeteci Leonid Bershidsky'nin Bloomberg View için kaleme aldığı makalesinden çevrilmiştir.
** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.