Bitcoin, internet balonuna ne kadar benziyor?
Bitcoin'deki son hareketler, 1990'lı yıllarda piyasaları sarsan dot.com balonunu akla getirdi. Peki o yıllarla içinde bulunduğumuz günler arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir?
Fed’in yeni başkanı olması için önerilen Jerome Powell, ABD Senatosu’nda onay konuşmasını gerçekleştirdi. Senatörlerin farklı konularda endişelerini de ele alan Powell’a gelen sorulardan bir tanesi gündemin en sıcak maddelerinden birisiyle ilgiliydi: Bitcoin ve kripto para birimleri hakkında ne düşündüğü.
Bir Senatör, Powell’a yönelttiği sorusunda “Bitcoin gibi kripto para birimleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Geleneksel para politikalarınızın etkisini azaltacağını düşünüyor musunuz?” diye sorarak kripto paraların, dünyanın en büyük merkez bankasının politikalarını değiştirmesine yol açıp açmayacağını irdeledi.
Powell, Senatör’e verdiği cevapta Bitcoin gibi para birimlerinin “şu an için çok önemli olmadığını ve önemli olmaları gereken hacmin yakınına bile yaklaşmadıklarını” söyledi ve ekledi: “Belki de çok çok uzun vadede önemli olabilirler.”
Powell’ın sözünü kesen Senatör ise “90’lardaki dotcom balonu için de insanlar aynı şeyi düşünmüşlerdi ve değerlemeler çok hızlı artmıştı” hatırlatmasını yaptıktan sonra ne cevap veremeyeceğini bilemeyen Powell, “Evet, geçtiğimiz yıl boyunca değerlemelerin hızla arttığı şüphesiz ve uygun fiyat seviyesi nedir bilmiyorum” diyerek daha fazla yorumunun olmadığı sinyalini verdi.
Aslında gündemi son günlerde oldukça meşgul eden kripto para birimlerindeki fiyat artışı ile 1990’ların sonunda oluşan “dotcom balonu” arasında bazı benzerlikler bulunuyor.
İNTERNETİN YAYGINLAŞMASI VE ".COM" ÇILGINLIĞI
İnternete yönelik çalışmaların yoğunlaştığı 1980’lerin sonunda Avrupa ile ABD arasında ilk direkt internet bağlantısının sağlanması sonucu internet kullanımı hızla arttı. ABD Çalışma Bakanlığı’nın bir raporuna göre ABD’de bilgisayarı olan hane oranı 1990-1997 yılları arası yüzde 15’ten yüzde 35’e yükseldi.
İnternet kullanımındaki bu hızlı artış üzerine internete yatırım yapan şirketleri de hızla artmaya başladı ve bu yeni furya ile birlikte Wall Street parayı isminin sonunda “.com” uzantısı olan şirketlere yönlendirdi.
Şirketlerin herhangi bir kâr açıklamamalarına rağmen yalnızca kâr edecekleri beklentilerine dayalı olarak hisselerinde yüzde binlere varılan değer kazançları ortaya çıktı.
Teknoloji hisselerinin ağırlıklı olarak işlem gördüğü Nasdaq endeksi 1995-2000 arası yaklaşık 1,000 puandan 5,000 puanın üzerine yükselerek tam 5 katından fazla tırmandı. New York Times gazetesinde 2000 yılında yayınlanan bir makaleye göre, endekste işlem gören Qualcomm 1999 yılında yüzde 2,619 değer kazanırken, yıla 5 dolardan başlayan 12 diğer hisse de yüzde 1,000’in üzerinde değer kazandı.
BALON PATLADI FAKAT NE İNTERNET NE DE ".COM" FİRMALARI YOK OLDU
Yatırımcıların ellerinde somut bir veri olmadan şirketlere aşırı yatırım yapmaları, şirketlerin dikkatsiz harcamaları ve internetin henüz tam olarak oturmamış olması nedeniyle 2000-2002 yıllarında “dotcom balonu” patladı. Bazı şirketler bu balon sonrası tamamen kapanırken, Cisco ve Qualcomm gibi şirketler hisselerinde yüzde 86’ya varan değer kayıpları yaşadılar fakat pazarda kalmayı başardılar.
Balonun patlaması sonrasında internetin yoluna daha da güçlenerek devam etmesi ve bu sefer daha sağlam altyapıyı kullanan yeni “.com” firmalarının bizim paramızı alıp gönderecek kadar güvenimizi kazanması, yatırımcıların başlarda “.com” firmalarına “geleceğin işi” olarak bakışlarının çok haksız olmadığını gösteriyor.
Uzmanlar şimdi ise iki yılda yüzde 2,500 değer kazanan Bitcoin’in sırtığını dayadığı Blockchain teknolojisinin tıpkı internet gibi önümüzdeki yıllarda hayatımızın değişmez bir parçası olacağını söylüyorlar. Fakat Bitcoin’in bir balon olup olmadığı konusundaki tartışmalar artarak devam ediyor.
Dotcom balonu, kripto para birimlerinde de balon olduğu anlamına gelmiyor. Fakat bu tür çığır açıcı teknolojilerin ürünlerinin başlarda biraz sıkıntılı olabileceği sinyallerini vermiyor da değil.
* BloombergHT Editörü. ABD’nin Westminster College üniversitesinde ekonomi – siyasal bilimler eğitimi almasının ardından 2010 yılında Türkiye’ye dönerek gazetecilik yapmaya başladı. Daha önce the Wall Street Journal gazetesi ve Reuters haber ajansının İstanbul ofislerinde çalıştı.
** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.