Felaket senaryolarına itibar edelim mi?
Stratejist Arzu Toktay, küresel hisse senedi piyasalarında son durumu değerlendirdi
2016 senesinden bu yana başta ABD olmak üzere küresel hisse senedi piyasalarında ciddi bir düzeltme beklentisini istatistiki çalışmalara dayandıran pek çok analiz karşımıza çıktı. Bugüne kadar hem piyasalar hem biz bu ihtimali kulak arkası etmeyi tercih ettik. Ancak Ağustos ayında yaşanan ve şimdilik tehdit olarak görülmeyen düzeltme önümüzdeki üç-beş senelik dönemde yaşanacakların habercisi olabilir?
Bu nedenle konunun üzerine gitmek anlamlı görünüyor.
Son olarak karşımıza çıkan çalışma, 1837 yılından başlayarak yedi sekiz senelik dönemler ile ekonomi ve piyasaları etkisi altına alan olayları kronolojik sıraya dizmiş. Biz o kadar geriye gitmeden birkaç örnek verelim;
1987/1988 - Finansal Krizi “ Kara Pazartesi” olarak da bilinir,
1997/1998 - Asya Finansal ve Rus Ruble Krizi,
2007/2007 - Amerika ve Avrupa Finansal Krizi,
2017/2018 - Avrupa, Amerika Finansal Krizi ?? Çin Finansal Krizi ?? Negatif faiz oranı Krizi ??
Yukarıda sadece son otuz seneyi görüyoruz. Ayrıca, 1837’den bu yana küresel finansal piyasaların her on senede bir çalkantı yaşadığını biliyor muydunuz? Sebepler dönemsel, teknik, temel, jeopolitik, iklim ve fizik bilimsel, eko politik olarak değişmekle beraber aradaki etkileşimi unutmayalım.
Yine aynı çalışma Amerikan hisse senedi piyasalarında on yedi ve kırk yıllık döngüleri birleştirerek piyasalarda 2017 yılı içerisinde yakalanacak zirve seviye ardından beş sene boyunca sürebilecek “ayı piyasasına” ihtimal vermiş?
Biraz daha derin düşünme zamanı!
Tarihsel olarak, hisse senedi piyasalarının düzeltme aylarının Temmuz-Kasım döneminde olduğunu görüyoruz. Bu zirveye ulaştık mı sorusunu akla getiriyor? Diğer tarafta anti tezi savunmak için birden fazla nedenimiz var.
*2016 Kasım ayından bu yana S&P 500 endeksinde yaşanan düzeltmeler 50 en fazla 78 puan ile sınırlı kaldı. Bu kez de aynı durum söz konusu olabilir. Aynı zamanda S&P 500 endeksinde Fiyat/Kazanç oranı anlamında halen aşırıya kaçılmadığını görüyoruz. Aşağıdaki grafikte 1991 senesinden itibaren S&P 500 endeksi fiyat/kazanç oranı görülüyor. 1994 yılında başlayan yükselişte 2000 senesinde F/K oranı üç standart sapmaya (3SS) ulaşmış. Bugüne bakıldığında F/K medyan üzerinde ve bir standart sapma (1SS) seviyesine yakın seyrediyor. Daha açık bir ifade ile fiyat/kazanç oranı anlamında abartılı bir noktada değiliz.
*Bir diğer önemli nokta ekonomik beklentiler tam anlamı ile sona ermedi. Donald Trump’ın geçmiş iş hayatından gelen alışkanlıklarını hesaba katan piyasalar düşük faiz ortamı, yükselen hisse senedi piyasaları ve konut sektörünü destekleyici politikalara dair beklentilerini koruyor. Piyasalar ümidini kaybetmiş olsa idi 2017 yılının ilk altı ayında bu denli iyi bir performans gösteremezdi. (Kuşkusuz, soruşturma süreci ile bir anda mevcut koşullar yerini abartılı bir kötümserliğe bırakabilir)
*Ayrıca, Dünya sadece Amerika’dan ibaret değil, Avrupa nihayet kafasını çukurdan çıkardı, Çin’de ekonomik faaliyet canlılığını koruyor ve Japonya umut vaat ediyor. Teyit etmek için LME’de (London Metal Exchange) işlem gören ve tarihi zirvelerini zorlayan endüstriyel metal fiyatlarına bakmak yeterli olsa gerek.
Hepsinden önemlisi, kolay para politikalarından çıkmaya hazırlanan Merkez Bankaları derin bir düzeltme ile darbe alacak olan “Dünya ekonomisi iyiye gidiyor algısı” sonrasında anında bir basamak geriye düşmüş olacak.
Amerikan hisse senedi piyasalarına bu kadar önem vermemizin bir sebebi de gelişen ülke piyasaları etkisi;
Grafikte, S&P 500 Endeksi ve Morgan Stanley Gelişen Ülke Piyasaları Endeksi (MXEF) bir arada görülüyor. 2016 senesinden itibaren gelişen ülke hisse senedi piyasaları S&P 500 endeksindeki yükselişe ayak uydurarak iyi bir performans sergiledi. Dolayısı ile önümüzdeki dönem neler olabileceği konusunda yorum yapabilmek için bu taraftaki gelişmeleri inceleme yükümlülüğümüz var.
Özetleyecek olursak, küresel hisse senedi piyasalarında gelecek yıllara yayılacak bir düzeltme ihtimali “henüz” teyit edilmedi. Öte yanda şu on senelik döngüler ve kulak arkası edilen gerçekler ile 2017 yılının geri kalanı için tetikte olmakta fayda görüyoruz.
* Stratejist. İstanbul Üniversitesi İng. İşletme Fakültesi mezunu olan Toktay eğitim hayatını İşletme İktisadı Enstitüsü Finansal Kurumlar Yöneticiliği programı ile tamamlayarak 1993 yılında iş hayatına atıldı. O tarihten bu yana aracı kurum, portföy yönetimi, özel bankacılık, vadeli ve opsiyon piyasası ve araştırma bölüm yöneticiliği olmak üzere finans sektörünün çeşitli alanlarında çalıştı. 2017 Haziran ayından itibaren uzmanlığı olan döviz ve emtia piyasasında analiz ve danışmanlık faaliyetlerine lisanslı olarak devam etmektedir.
** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.