BUSINESSHT
02 06 2017, 17:45 Güncelleme: 18:05
ABD Başkanı Donald Trump'ın "Amerikalılar için kötü bir anlaşma" diyerek, iklim değişikliğini önlemek için hazırlanan Paris Anlaşması'ndan çekildiklerini açıklaması hem kamuoyunda hem de kendi ekibinde tartışmalara yol açtı.
İlk olarak Elektrikli ve sürücüsüz otomobil üreticisi Tesla ile Mars'a ilk yolculuğu gerçekleştirmeye ve Afrika'ya ücretsiz internet taşımaya hazırlanan SpaceX'in sahibi Elon Musk, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Trump'ın danışmanlık görevinden ayrıldığını duyurdu.
31 Mayıs'ta attığı twitte "Paris Anlaşması ne yöne gider bilmiyorum ama Beyaz Saray ve Saray'da kalan diğer danışmanlar üzerinden Başkan'a verilecek tüm tavsiyelerimi verdim" açıklamasını yapan Musk, Trump'ın kararından sonra "Başkanlık Divanı'ndan ayrılıyorum. İklim değişikliği gerçek ve Paris'ten çıkmak Amerika ve dünya için iyi değil" dedi.
Musk'ın ardından dünyanın en köklü medya şirketlerinden Walt Disney'in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Robert Iger da, Twitter hesabından yaptığı "Paris Anlaşması kararı üzerine prensip olarak Başkanlık danışmanlığı görevimden istifa ettim" açıklamayla görevinden ayrıldı.
Iger'ın 12 yıllık görev süresi boyunca Walt Disney, 7,4 milyar dolarlık anlaşmayla Pixar'ı, 4 milyar dolara Marvel Entertainment'ı, 4,06 milyar dolara da Lucasfilm'i satın aldı. Şirket, söz konusu dönemde Asya'daki varlığını da genişletti.
DÜNYAYI EN ÇOK KİRLETEN İKİNCİ ÜLKE
ABD Başkanı Donald Trump, perşembe günü Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada ülkesini Paris İklim Anlaşması'ndan çektiğini duyurdu. Trump'ın açıklamasının ardından bazı belediye başkanları anlaşmaya bağlı kalacaklarını ilan etti.
Aralık ayında imzalanan anlaşmaya göre katılımcı ülkeler, küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmak için çabalayacak. Asıl hedef ise küresel ısınmanın en çok etkilediği, sular altında kalma tehdidi yaşayan ada ülkeleri gibi toplumların talep ettiği gibi sıcaklık artışını 1,5 dereceye kadar çekebilmek.
Dünyada atmosferi en çok kirleten ikinci ülke ABD'nin anlaşmadan çıkması, 2025'e kadar karbon emisyonunu üçte biri kadar azaltma taahhüdünden vazgeçmesi ve daha "sıcak" bir gelecek anlamına geliyor.
