BIST 100 9.645,02 % -0,50
USD/TRY 32,5644 % 0,03
EUR/TRY 34,8965 % 0,10
Piyasalar
9.645,02
% -0,50
32,5644
% 0,03
34,8965
% 0,10
1,0704
% 0,02
45,35
0,00
2.324,99
% 0,13
88,47
% 0,06
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Carrefoursa 2018'de e-ticaret atılımı yapacak

Carrefoursa CEO'su Hakan Ergin, şirketin 2018 yılında e-ticaret alanında daha iyi olacağını söyledi.

Carrefoursa 2018'de e-ticaret atılımı yapacak
SELÇUK OKTAY 14 12 2017, 09:46

Türkiye'nin önde gelen gıda perakendecilerinden biri olan Carrefoursa'nın 2018 planları içinde e-ticaret önemli yer tutuyor. 

Carrefoursa CEO'su Hakan Ergin, 2018 yılında e-ticarette daha iyi olacaklarını belirtti. 

İnternet medyası ekonomi editörleri ile bir araya gelen Ergin, "E-ticarette altyapımızı yeniledik. 2018’in başından itibaren e- ticarette daha iyi olacağız." diye konuştu. 

Ergin, satın alma konusuna açık olduklarını da söyledi. Ergin, "Kapalı değiliz satın almaya bu güne kadar olduğu gibi. İyi bir fırsat çıkarsa değerlendiririz." ifadelerini kullandı. 

Sektörün son zamanlarda internet satışlarına yoğunlaştığını görüyoruz. Bu alanda agresif olan rakipleriniz var. Sizin o taraftaki yaklaşımınız nedir?

E-ticarette altyapımızı yeniledik. Bunu yeni yaptık. Oturması çok önemli. Bu oturmadan yatırım yapmamız çok yanlış. 2018’in başından itibaren e ticaretten itibaren daha iyi olacağız. O tarafta omnichannel modeline de geçeceğiz. Şu an multi channel çalışıyoruz. 

E ticarette Wal Mart sonuçlarını açıkladı. E-ticarette gelişme gösterdiğini gördü. Kârına bakmıyorlar. Eğer bizim için de ciddi bir e-ticaret varsa firmanın değeri artıyor. Kârı hemen artmıyor ama verimliliğe bakınca denemeler var. Bu işi iyi yapacağımızı düşünüyoruz. Müşteri hayal kırıklığına uğramasın altyapı iyi olsun.

E-ticaretin istihdama nasıl bir etkisi olacak?

Sürücüsüz araçlar var şu an hayatımızda, bunlar bambaşka bir yere götürüyor. Azalacak istihdam. Kesin göreceğiz bunu. 

Son bir senede insanların gıda tüketimi alışkanlıklarında nasıl bir fark görüyorsunuz?

Sepetin enflasyon oranında büyümesi beklenirken, büyümüyor. Çünkü insanlar tasarrufa geçiyor. Enflasyonun arttığı oranda gelir artmadığı için doğal olarak daha tasarruflu ürün alıyor. Bir anda cebinden daha az para çıksın diye ya küçük boya gidiyor ya da gram başına maliyet düşsün diye büyük ambalaja gidiyor. 

Kişi başına düşen gelirin artmasıyla enflasyon sepetinde gıdanın ağırlığının düştüğüne yönelik bir tez var. Türkiye’de bunu gözlemliyor musunuz? 

Buna bir şey diyemem çünkü toplamı bilmiyorum. Ama Türkiye’de gıdanın fiyatları son yıllarda çok yükseldi. Tarım politikası ile ilgili bir şey. Tarım politikası ile ilgili çok büyük sorunlar var. 

 

Toplumda gıda fiyatlarının speküle edildiğine dair genel bir algı var. Buna ilişkin yorumunuz ne?

Hep bir eleştiri vardır. Dalında 1 lira markette 3 lira. Bu şuna benziyor… Kumaş şu kadar gömlek şu kadar gibi. Meyve-sebzede üretimden son tüketime kadar israf çok fazla. Kimi yüzde 35 diyor kimi yüzde 40. Bu konuda adımlar atılması lazım. Kayıp yüzde 10’ları bulmalı. Üreticinin tüketimi bilmeden dalda kalan ürünleri vardır 35-40 olur firede. Her adım düşünülmeli haksız rekabet olmamalı. 

Biz vergi veriyoruz. Fiş kesiyoruz. KDV veriyoruz. Başka bir tarafta hiç vergi ödemeyen bir grup var. Bunun sosyal yapısı olduğunu da anlıyorum. Makasın açılmaması lazım.

 

Şimdi meyve-sebzede soğuk rafların getirilmesi gündemde. Yasa çıktığı anda uyumlu olmak zorundayız. Bu yasada da şu olmamalı başlayacak deyip bir sene ertelememek lazım. Çünkü o anda yatırım yapanlar da var. Türkiye hep en üst yasayı istiyor. En üstünü istiyor. Uygulamada bize soruyorlar başkalarına sormuyorlar.

Mesele besi de pahalı Türkiye'de. Size ilginç bir şey söyleyeyim. Fenerbahçe’nin Uruguaylı eski oyuncusu Lugano beni birisi aracılığı ile buldu ve "Ben Uruguay’dan Türkiye'ye et getirmek istiyorum" dedi. Niye diye sordum. "Burada et çok pahalı ve iyi değil. Uruguay'da ucuz. Bizde hayvanı çok büyük araziye salarız ve hayvan büyüyünce toplarız dedi. Masrafı yok." dedi. Lugano et ithalatı için baya düşündü. Kolay değildi. Çünkü hayvanlar canlı geliyordu ve bir tane gemi vardı. Dolayısıyla yapamadı. Türkiye’de yeterli besi alanı yok. Bu sebeple biz yıllarca Uruguay’dan et ithal ettik. Türkiye’de mera kalmadı. Birçok şey söyleniyor ama ithal et bunun çözümü değil.

Kırmızı ette fiyat yenilemesi yaptınız mı?

Hayır yapmadık. Bizim kalitemize göre uygun fiyattır. Devam ettik.

Baskı hissettiniz mi?

Hayır. Tonajımızda düşüş olmadı. Kendi müşterimizin istediği kalitede eti temin ediyoruz. Müşterimiz bunu tercih ediyor. 

Hali hazırda 630 mağazanız var. Belli ölçekte mağaza satın alma niyetiniz var mı? Migros ve Kipa’dan mağazalar aldınız. O sürecin perde gerisinde neler yaşandı? İflas eden zincirler var. Oralara da bakıyor musunuz?

Spesifik olarak baktığımız bir yer yok. Radarımız açık. Gözlemliyoruz izliyoruz. Bu dönemde birçok sektörde olduğu gibi işi iyi giden de gitmeyen de var. Kapalı değiliz satın almaya bu güne kadar olduğu gibi. İyi bir fırsat çıkarsa değerlendiririz.

 

Satın alma için koşullar uygun mu?

Teklife bağlı. Birisi gelip yüksek fiyat isterse zaten ilgilenmeyiz. Alıcı olarak kendi cetvelimiz var, ona uyarsa alırız. Uymazsa teşekkür ederiz. Kapalı değiliz yani.

Mağazaların kaçı hipermarket? İnsanlar artık hipermarketlerden değil eve giderken yakınlarındaki küçük ölçekli mağazalardan alışveriş yaptığı belirtiliyor. Siz bunu gözlemliyor musunuz?

Bizim 30 tane hiperimiz var. Şöyle diyoruz. Hipermarketlerin rol tanımı değişti. Hiperlerin birçoğunu yeniledik. İstinye, Maltepe, Acıbadem mağazalarını yeniledik. Yeni hipermarketlerin rol tanımı farklı. İnsanların zaman geçirdiği yemek alanı çocuk alanı olan, büyük boy ambalajların yaygın olduğu tazenin güçlü olduğu bir market haline getirdik. Karşılığını alıyoruz. 2016 model dedik. 2017’de yaptıklarımız var. Seviyeleri yukarı çekiyoruz. Olumlu sonuçları var.

İnanılmaz bir AVM inşaatı var. Dünyada bir AVM yapıldığı zaman yanına AVM yaptırılmıyor. Bizde durum öyle değil, milli servet ziyan oluyor. Biri yepyeni model, biri 2001 biri 2011 model arada fark var. Eski AVM’ler gözden düşüyor yeni AVM’lere geçtik son zamanlarda faydasını görüyoruz.

Alışveriş sepetimiz büyüyor genelde. Sepetimiz için şunu da söylemek lazım. Sepet büyümesi enflasyon oranının altında, sepete giren ürüne bakıyoruz. Sepetteki ürün bedeli artıyor fakat artış enflasyon oranında olmuyor. İnsanların ekonomik gelirini kaybettiğinden dolayı pirinçten makarnaya kayma gibi bir durum var yani.

Gıda sektörünün daha sağlıklı yapıya kavuşması için yerel üreticilerin desteklenmesi kapsamında dağıtım kanallarına da önemli işler düşüyor. Sizin bu konudaki stratejiniz nedir? 

Hızlı bir şekilde o yolda gidiyoruz. Burada Türkiye’deki tarım arazilerinin bölünmemesi küçük üretici çok önemli. Ne üreteceklerini bilmiyorlar. Köy kahvesinde karar veriyor hangi ilacı kullanacağına. Üretici ile tüketim arasında bir bağ yok. Büyük firmalar bu bağlantıyı hesaplıyorlar. Bu böyle olmadığı için büyük bir kopukluk var. Şunu yapıyoruz. Küçük üretici için Tarım Kredi Kooperatifi ile çalışıyoruz. 7 yer var böyle. Bu bölgelerin ürünlerini küçük üreticiden alıyoruz. Yerli tohumu biz veriyoruz. Alma garantisi veriyoruz. Gelip bize veriyorlar. Mağazalarımıza yolluyoruz. Paraları yolluyoruz. En büyük iyilik bu yapabileceğimiz. Piyasa fiyatlarını birisi alacak. Ödeyecek. Adana’da büyük bahçe sahipleri bile parası eski tip, parasını alıp alamayacağını bilmiyor. Bizden alacaklarına eminler. 

Büyük katkıda bulunuyoruz bölgeye. Diğer zincirler de bunu yapmalı. Tarımın çıkış noktası budur. Bizim gibi bir grubun da bu malları dünya sistemine sokması konuşuyoruz. Rusya’yı konuşuyoruz ithal etti etmedi mi diye? Carrefour’un üretim merkezi olması Türkiye’nin radara girmesi çok önemli. 100 milyar Euro cirosu var. Tedarik sistemine sokması çok önemli altyapı problemi var Türkiye’nin soğuk zincirdir, iyi üretimdi, sorunları var. 

 

Bunlar çözüldüğü zaman da Türk tarımı Avrupa’ya da hizmet verecek. Malı toplayıp alabilecek olanlar bizim gibi zincirlerdir. 3 tane merkezimiz var bu konuda gurur duyuyoruz.

Müşterilerin evine gitme deneyiminden bahsetmiştiniz birkaç ay önce gerçekleşen bir toplantıda. Buradan nasıl sonuçlar aldınız?

Ben de gittim. Bir gece de müşterinin evinde kaldım. Bağcılar’da bir ailenin yanında kaldım. 9 kişi yaşıyorlardı. Biz iki kişi gittik 11 kişi kaldık. Evin hanımı iş bulursa gündelik işe gidiyor. Büyükanne yaşıyor. Yanlış hatırlamıyorsam 5 çocukları var. Aylık harcamaları 600-650 lira arası. Bazı şeyler memleketten geliyor. Bilmediğim bir zincir öğrendim. Bütün dolapları inceledik, su arıtma cihazı kullanıyorlardı. Bulaşık makinası, buzdolabı gibi beyaz eşyalar hepsi ünlü bir markaydı. "Nasıl aldınız?" diye sordum. "İnternetten fiyatlara baktık sonra gidip aldık?" dedi.

Biz bu evi araştırma firmasıyla ayarladık. Evin sahibi benim kim olduğu mu bilmiyordu. Çok ilginçti benim için çok şey öğrendim.

Böyle bir ihtiyacı neden hissettiniz?

O bölgelerde zayıfız. Şirkette de bu mesajı vermek için insanlar bunu anlasın diye bunu yaptık. O kesimin ihtiyaçları farklı. "Carrefour'dan alışveriş yaptın mı?" diye sordum. "Evet, geçenlerde soğana 25 kuruş indirim yapmışlar gidip 5 kilo aldım" dedi. Sonra gidip tekrar 5 kilo aldım dedi. Parası olmadığı zaman Makbul adında bir alışveriş zincirinden alışveriş yapıyor. Burada bakliyat açık bir şekilde satılıyor. Artık o bölgelerde açık bakliyata ağırlık veriyoruz, onu öğrendik. Çünkü istedikleri miktarda alabiliyorlar; 250gr, 300gr alma şansları oluyor. 

Yukarı

Business HT×