BIST 100 9.915,62 % 2,05
USD/TRY 32,4654 % -0,22
EUR/TRY 34,7064 % -0,76
Piyasalar
9.915,62
% 2,05
32,4669
% -0,22
34,7041
% -0,77
1,0681
% -0,45
44,70
-0,19
2.333,24
% 0,03
89,21
% 0,22
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Desa'nın patronu: Perakendeci ayda 1 milyar euro kira ödüyor, el insaf!

Desa'nın patronu Melih Çelet, "AVM'lere 1 milyar Euro ayda kira ödüyoruz. En azından bu konuda uzlaşsak, müşteriye yansıyacak olan maliyetleri uygun bir seviyeye getirebiliriz" dedi.

Desa'nın patronu: Perakendeci ayda 1 milyar euro kira ödüyor, el insaf!
BUSINESSHT 17 08 2018, 15:24

Kurda yaşanan gelişmeler perakende tarafında da dikkatle izleniyor. 

Bloomberg HT'de yayınlanan Üst Düzey programında Arzu Maliki'nin sorularını yanıtlayan Desa patronu Melih Çelet, perakendecilerin ayda yaklaşık 1 milyar euro kira ödediklerini belirtti ve bu konuda AVM işletmecileriyle uzlaşmaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. 

Çelet'in söyleşisinde öne çıkan bölümler şunlar oldu:

2018 yılı sizin için nasıl geçiyor?

6. Ay bilançomuzu yeni verdik. 2018, 2017’ye göre yüzde 90 bir büyüme gösteriyor rakamlarımız. Bunda ihracatın payı çok büyük. Biz kendini hedge edebilen bir firma olmaktan dolayı çok şükür memnunuz. Yüzde 90 büyüme FAVÖK'te yüzde 11'lik büyümeyi getirdi. 20 milyon TL gibi bir vergi öncesi ve amortisman ve faiz öncesi bir kar yarattık. Memnunuz gidişattan. Biz 2018’den çok şikayetçi değiliz.

Biraz pazarlardan da konuşalım...Yabancı markalara üretim yapıyorsunuz. İhracat hedeflerinizden nasıl?

Desa 46 yaşında bir firma kurulduğundan beri hep ihracat öncelikli çalıştık. 90'lardan sonra da iç piyasadaki bu değişim, gelişim yani insanların seyahat anlayışının gelişmesi, tatil anlayışının gelişmesi, turizme açılmamız gibi gelişmeler bizi perakendeye de yönlendirdi ve aynı zamanda da perakendeci olduk ama her şeyden önce üreticiyiz, hiç üretimi bırakmadık. Biz başından beri kendimiz ürettik ve entegrasyonumuzu tamamlayarak nihai tüketiciye kadar kendimizi ulaşır halde tuttuk.

Gücümüzün de buradan geldiğini düşünüyorum. Yurt dışındaki üst segmentteki markalarla da iç içeyiz, beraberce iş birlikleri yaptık beraberce çalışmalar yaptık. Ancak Desa hiçbir zaman ürün satıcısı olmadı. Biz proje ortağı olduk. Hep dedik ki biz çözüm odaklı, çözüm ortağıyız. Hiçbir müşterimizle beş yılın altında çalışmayız. Bize biri gelip dese ki ben sizden şu kadar adet çanta ve ayakkabı alacağım, biz orada yokuz. Bize bir programla gelecek, genel prensibimiz bu. Beraber know-how transferi yaparak yürüyen bir düzen içindeyiz. 

 

Katma değerli üretimin öneminin farkına varıyoruz bu günlerde. Siz ne kadarlık bir üretim kapasitesine sahipsiniz? Nerede yapıyorsunuz ve nerelere gönderiyorsunuz? 

Bizim üç tane fabrikamız var. Bir tanesi 2005 depreminden sonra yaptığımız Düzce’deki tesisimiz. Sefaköy’deki tesisimiz 1990'dan beri var. Bir de hammaddeyi ürettiğimiz kendi tabakhanemiz Çorlu'da. Biz hayvanın sırtından mezbahadan düştükten sonra bütün ürünü son nihai ürün haline taşıyacak tüm safhaları kendi bünyemizde yapıyoruz. Bugün artık lüks segment bütün fabrikalar entegrasyona dönüyor. Prada, Limoj da gidip tabakhane açıyor, Luis Vuitton tabakhane satın alıyor, Hermes tabakhane yapmaya başladı. Çünkü farklılaşmanın yeri ürün yapısını kontrol altında tutmaktan geçiyor. Bunun önemini görmeye başladılar. Tekrar insanlar entegrasyona döndü ve önemi ortaya çıktı. Biz bu testlerde ürettiğimiz ürünlerde 200 noktada Desa markasıyla satıyoruz dünyada, bu bizim için çok önemli.

Hangi markalara üretim yapıyorsunuz buradan?

Şimdi bazı markaları telaffuz etmemiz onların büyüklüğünden faydalanıyor gibi oluyoruz ama şunu söyleyebilirim ki Desa’nın mesela Türkiye’nin genel olarak bir kilogram ihracatının fiyatı 3 dolar civarında veya 2 dolar civarında, Desa’nınki 120 dolar civarında. Yani bununla neyi anlatmak istiyorum? Katma değeri çok yüksek, çok kaliteli insanları özendirici markaların bulunduğu noktada satış yapabiliyoruz, mal yapıyoruz. Şimdi bu önemli bir know-how birikiminden sonra oldu. Şimdi Desa olarak da biz kendi markamızla Turquality desteğini on yıl kullanmış olan bir firmayız. İtalya’nın en önemli butiklerinde bugün Desa kendi markasıyla bulunmakta. Bugün Harvey Nichols, Hong Kong’da Desa kendi markasıyla çalışıyor. Takashima'ya da Desa satılıyor. Bunlar insana kıvanç veriyor, hedefe ulaşıyoruz gibi duruyor. 

 

Kaç mağazaya ulaşmayı planlıyorsunuz 2018 içinde?

Biz şimdi Dünya’nın en önemli en sofistike mağazalarında kendi markamızla satış yaparak bir yere vardığımızı düşünüyorum. En son Sardunya adasında, Porto Cervo'da bir mağaza açtık. Ben görmedim ama Hermes’in yanında dediler o da ayrı bir şey oluyor. Demek ki kirası ondan yüksek diye düşünüyorum. Evet, öyle bir bakalım nereye varıcaz.

İç piyasada da Antalya olsun, turizm bölgesi olsun, bir patlama yaşanıyor. Satışlar nerelerde daha iyi? 

Şimdi 2018’in en pozitif gelişmelerinden bir tanesi turizm oldu. Turizm hakikaten yaraya merhem oldu. Nispeten hem oteller, hem gıda endüstrisi hem de bizler gibi turizme bağlı satış yapan markaların yüzü güldü. Antalya son derece verimli gidiyor. Sahil kesimi gayet iyi gidiyor. Hatta şu son 10-15 gündür de inanılmaz bir yağma ile karşı karşıyayız. Ciddi satış var. Bunun sebeplerinden bir tanesi de tabii dövizin geldiği şu pozisyon. Çok hızlı bir atak oldu dövizde. Desa’nın Samsonite mağazalarındaki fiyatla havaalanındaki fiyatının arasında yüzde 35 fark bulunmuş baktık ki, çünkü havaalanında euro bazında satıyor. Burda biz Türk Lirası bazında satıyoruz. Turist de var ülkede, şehirde. Hatta gazetelere de konu oldu bu.

Peki sektöre olumlu mu oldu bu ilgi?

Bence olumlu oldu tabii ki, insanlar stoklarını likide etti. Çünkü bir nakit eksikliği başladı piyasada, bunu da hissediyoruz. Bu da bilinçli yapılıyor bunu da anlıyoruz ve yapılması gerektiğine inanıyorum çünkü spekülatif hareketlerden ülkeyi ve ekonomiyi korumamız gerekiyor. Çok aktif ve çok güzel hareketler yaptılar son sırada, gerek Hazine Bakanlığı'mız gerek Merkez Bankası. Doğru gidiyorlar, artık biz şu tüketim toplumu olmaktan ziyade üretim toplumu olma yolunda çok daha kararlı adımlarla yürümemiz gerekiyor. Türkiye’yi ne olur artık hep beraber üreten bir toplum haline getirelim. Bunun gereksinimine ihtiyacımız var öyle görüyorum.

2018'de önümüzdeki sıkıntılar bu çerçevede neler olur? Sizin de tekstil sektöründe çok çevreniz var, kulağınıza neler geliyor? Ne tür düşünceler var? 

Tabii büyük yatırımları herkes özkaynaktan yapamazdı ve herkes kredi kullandı; bazılarımız piyasa kredisi bazılarımız banka kredileri kullandık. Fakat esas problem ne biliyor musunuz; bugün iç piyasada bu hızlı büyümenin getirdiği sancıları yaşıyoruz. Şimdi AVM'ciler diyor ki biz bunu dövizle fonladık, yatırımı dövizle borçlanarak yaptık, biz de diyoruz ki, biz TL ile satıyoruz, Yılbaşı'ndan bu yana neredeyse yüzde 50-55 bir devalüasyon oldu, bu kiraları karşılama imkanı yok, tüketicinin bunu ödeme imkanı çok zor, gelin elimizi taşın altına koyalım ve anlaşalım, inşallah anlaşacağımıza inanıyorum, Türkiye bunu aşar. 270 milyar dolara yakın özel sektörün borcu var, bir yandan da AVM'lere 1 milyar euro ayda kira ödüyoruz. En azından bu konuda uzlaşsak, müşteriye yansıyacak olan maliyetleri uygun bir seviyeye getirebiliriz. 

 

2018 için sektörde dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? 

Maliyetlerle ilgili çok önemli bir sorunla karşı karşıyayız; kurların maliyetlere getirdiği bu demaj, tüketicimizin alım gücünün artacağını düşünmemeliyiz; yani bunu makul seviyede tutan firmalarımızın başarılarını devam ettireceği düşüncesindeyim. Sermaye yapılarının güçlendirilmesini öneriyorum, piyasa kredisi kullanma dönemi bitti. Güçleri birleştirerek mesela ortaklıklar ve satın almalarla bir yere gelinebilineceğini düşünüyorum. Son olarakta AVM'cilere el insaf gel bu sorunu çözelim diyorum. 

Yukarı

Business HT×