Ünlü Menkul Değerler Strateji ve Ürün Geliştirmeden Sorumlu Yönetici Direktörü Murat Gülkan, 12 Temmuz sabah rekorunu tazeleyerek 4,97'yi aşan dolar/TL kuru, döviz piyasasındaki volatilite, yüksek borç seviyelerini katıldığı Bloomberg HT canlı yayında değerlendirdi.
Sadece yeni bir hükümetin kurulmasının değil, yeni bir sistem ve bu sistemin içerisindeki ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceğinin henüz netleşmemesiyle piyasaların yön aradığına vurgu yapan Gülkan, kurun stabilize edilmesi için Türkiye'nin ucuzlayarak, yani enflasyonu düşürerek tekrar yurt dışından sermaye çeker hâle gelinmesi gerektiğini söyledi.
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin altı yılın en düşük seviyeye gerilediği bir ortamda Gülkan, "Rezerv satışını konuşacak durumda değiliz" dedi ve konunun rezervlerle değil akut olarak alınması gereken önlemlerle alakalı olduğunu söyledi.
"Rezervlerimize, cari açığımıza ve arzu ettiğimiz büyüme temposuna baktığımızda bizim dövize satış müdahalesi yaparak bu problemi çözebileceğimiz noktadan çok uzağız" ifadelerini kullanan Gülkan, volatiliteyi düşürecek iki önlemi şöyle açıkladı:
1) Enflasyon konusunda, acilen tekrar kredibilite oluşturacak açıklamalar yapılmalı. Enflasyon probleminin sahibinin kim olduğu, bu problemin nasıl çözüleceği konusunda net bir açıklama ortaya koymak lazım.
Enflasyon, Türkiye gibi nispeten zayıf hukuki ve idari sistemi olan bir ülkede gerçekten çok toksik bir olgu. Yüksek enflasyonla beraber ticaret ahlâkının hemen düştüğünü görüyoruz. Ödeme yapabilecek durumda olan kurumlar bile birbirine ödeme yapmamaya başlıyor. Dürüst, namuslu çalışan kesimler mağdur olmaya başlıyor.
Bu nedenle birincil öncelik olarak enflasyonla ilgili net bir duruş ortaya konulmalı.
2) Henüz çok sarih şekilde ortaya konmuş olmasa da bankacılık gibi kredi yoğunlaşması olan sektörlerde sıkıntı olabileceği gözüküyor. Bunun daha acı verici bir hâl almasını beklemeden, önleyici tedbirler alınmasında büyük fayda var.
Mesela enerji sektörünün durumu ortada. İnşaat sektöründe sıkıntı olduğu aşikâr. Bunlar problemli kredi ve panik havasına dönüşmeden bu konuları masaya yatırıp, rasyonel bir yapılandırma görüşmelerine başlanmalı.
Geciktikçe problem daha akut bir hâl alıyor. Daha sonra geliştirilecek önlemlerin, acele ve panik ortamında daha az etkin olma ihtimali yüksek. Borçlular ve alacaklılar ne kadar çabuk yüzleşirlerse o kadar iyi. Burada hükümetin ve düzenleyicilerin, yol gösterici bir rol oynaması lazım.
Gülkan, piyasalarda güveni tesis etmek için geçici çözümlerden kaçınılması gerektiğini ve kamu maliyesine aşırı yük getirecek yöntemlerden kaçınılması gerektiğini vurguladı.
İspanya örneğini veren Gülkan, özel sektör riskinin önemli bir kısmının kamu bilançosuna geçtiğini hatılatarak "2007'de problemler başladığında kamu borcunun, gayrisafi milli hasılaya oranı yüzde 30'du. Kabaca bizimki civarı... Bugün yüzde 110. 10-11 senede nereden nereye gelinmiş? Ekonomi yönetiminin bu tuzağa düşülmeyeceğinin sinyalini vermesi lazım" dedi ve ekledi:
"Şu anda kamu maliyesinin güçlü olmasıyla övünüyoruz fakat 2000-2001'den beri borç modellerimizi güncellemedik. Bunları tozlu raflardan çıkarıp güncelleyip, yüksek faiz oranlarıyla kamu borcunun çevrileceğini modellemeye başladığınız zaman hâlâ güçlü bir dayanak olan kamu borcu/ garyisafi milli hasıla oranın da bozulabileceğini görüyoruz. "
24 Haziran seçimlerinin ardından çıktığı ilk yurt dışı seyahati Azerbaycan'dan dönüşte " Doların kısa zamanda düştüğünü göreceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunun yalnızca devlet bankaları ile değil özel bankalar aracılığıyla da gerçekleşebileceğine vurgu yaparak "Gerektiğinde özel bankalarımız da taşın altına elini koyacaktır. Bu işi sadece devlet bankalarının sırtına yükleyemeyiz" demişti.
Bank of America Merrill Lynch'in 68 gelişen piyasayı kapsayan raporuna göre Türkiye, "ekonomik temelleriyle gelişmekte olan piyasalarda" en kötü performansı gösteren ikinci ülke. Bu performansın sebepleri ise yüksek enflasyon ve yüksek cari açık. Dış likidite ve borç göstergeleri de endişe yaratan seviyelerde.
Söz konusu listenin son sırasında ise stagflasyon, ikiz açık ve yüksek bütçe açığı çeken Güney Afrika var.