Para politikası ile ilgili endişelerin büyük ölçüde giderildiğini belirten Şimşek, Londra'da yatırımcılarla yapılan toplantıların ardından kaynak akışının da başladığını söyledi.
Kanal 7'de konuşan Şimşek, şunları söyledi:
Popülizm aslında bir tuzak. Herkes bilir beni prensip olarak ülkenin kendi imkanları içinde yoluna devam etmesini tercih etmişimdir. 2015'te olay sadece anamuhalefetin emekli konusu değildi. O gün bütün beyannameleri incelemiştik 180 milyara yakın bir vaat vardı. O günün şartlarına büyük rakamdı.
Bizim hükümet 27-30 milyar arası bir paket açıkladı, milli gelirin yüzde biri bile değil.
Vergiyi artırmadan tabana yayarak reform tasarısı Meclis'te.
Yapılandırma ve imar barışı para getirecek tek seferlik şeyler. Benim söylediklerim kalıcı düzeltmeler.
Muhalefetin vaatleri milli gelire yüzde 8-9'a denk gelirken, Ak Parti'nin vaatleri ise yüzde bire bile denk gelmiyor.
Türkiye'de yaşayan 81 milyon hane halkının borçları milli gelire oranı yüzde 18. Özel sektörün borcu milli gelire oranı yüzde 68.
Dolar şu anda kontrol altında. TL'de kayıplar oldu. Bunun bir iç, bir de dış boyutu var. Değer kaybının dış boyutunda 3 temel trend var. ABD doları yılbaşından bu yana tüm para birimlerine karşı değer kazandı. İkincisi, küresel olarak faizlerin arttığı bir dönemdeyiz. Üçüncü faktör ise petrol ithal eden ülkelerle ilgili. Petrolün bir anda 80 dolara çıkması TL'nin değer kaybına neden oldu.
Devlet borcunun milli gelire oranı dünya genelinde yüzde 80 civarında iken Türkiye'de bu oran yüzde 28 civarında. Bu oran 2002'de Türkiye'de yüzde 78'idi.