Reza Zarrab mahkeme salonuna cezaevi kıyafetiyle, elleri ve ayakları kelepçeli getirildi. Zarrab, savcının sorularını yanıtladı.
Zarrab, dünkü duruşmada Hakan Atilla’nın avukatlarının cezaevinde infaz koruma memuruna rüşvet vererek alkol ve cep telefonu temin ettiği iddialarını doğruladı. Zarrab, rüşvet karşılığı infaz koruma memurunun cep telefonunu kullandığını söyledi.
Zarrab ayrıca otel odasında olduğu iddialarını reddederken, FBI gözetiminde olduğunu belirtti. Zarrab, ifadesini Türkçe verdi.
Zarrab, 2016 yılında tutuklanmasıyla ilgili soruya, “Ailemle birlikte çocuğumu Disneyland’e götürmek için ABD’ye gelmiştim. Uzun uçak yolculuğunun ardından ilk gözaltına alındığımda neyle karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Şok olmuştum. Bu nedenle sorulara korkup doğru yanıt vermemiş olabilirim” yanıtını verdi.
Zarrab hükümetle yaptığı anlaşma karşılığında kendisine ne kadar ceza alacağına dair bir söz verilmediğini söyledi.
Zarrab ayrıca "İşbirliği yapmak, sorumluluk üstlenmenin ve cezaevinden çıkmanın en hızlı yolu" ifadelerini kullandı.
İfadesinde İranlıların uluslararası ödemelerde para kullanamadığını söyleyen Zarrab, aynı şekilde üretilen petrol ve gazdan elde edilen geliri de kullanamadığı belirtti.
Zarrab, İran eski Merkez Bankası Başkanı Mahmud Bahmani ile 2010-2011 tarihlerinde doğrudan görüşmeler yaptığını, Bahmani’nin elinde bulunan nakit paranın bankaya yatırılması konusunda iyi bir fiyat teklifi verdiğini fakat sonrasında Bahmani ile iletişiminin koptuğunu söyledi. Zarrab, İran’ın eski Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ile ilişkisini de doğruladı.
Zarrab, İran Merkez Bankası ile anlaşmasının sona ermesinin ardından Bank Mellat ailesiyle ve Hüseyin Necefzade ile tanıştığını söyledi.
Bank Mellat ile çalıştığı dönemde Aktifbank ile ilişkiler geliştirdiğini fakat Aktifbank’la ilk çalışma girişiminin başarısız olduğunu söyleyen Zarrab, kendisine “İran’la iş yapanların hesap açmak için özel bir izin almaya ihtiyacı olduğu”nun söylendiğini belirtti. Daha sonra bankanın genel müdürüyle yaptığı görüşmenin ardından hesap açabildiğini, ilk hesabının 5-10 milyon Euro olduğunu belirtti. Zarrab, Aktifbank’ta hesap açması için dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’ın aracılık ettiğini söyledi.
Fakat Aktifbank ile ilişkisinin de Aktifbank’ın İran ile doğrudan çalışmaya başlaması ve kendisinin safdışı kalması nedeniyle sona erdiğini, 2012 yılında ise Halkbank ile çalışmaya başladığını ifadesinde söyledi.
Zarrab ifadesinde, “Halkbank başlarda Türkiye'de eşim Ebru Gündeş’in şöhreti nedeniyle benimle çalışmak istemedi” dedi.
Aslan’ın kendisini geri çevirmesi üzerine Zarrab, ekonomi bakanına gittiğini ifade etti.
Zarrab, ifadesinde dönemin ekonomi bakanı Çağlayan’a 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini öne sürerek bunun 30 milyon Euro’su için mahkemeye bir şirket içi muhasebe kaydı sundu.
Zarrab, Çağlayan’a yapılan ödemelerin ne şekilde yapıldığı sorusu üzerine, “Nakit para, değerli eşyalar ve banka havaleleri şeklinde” yanıtını verdi. Çağlayan’ın aile fertlerinden birine ödeme yapılıp yapılmadığı sorusuna ise “Evet yapıldı” şeklinde cevap verdi.
Savcının mahkemeye Çağlayan’ın kardeşine ait olduğunu iddia ettiği 2.4 milyon TL’lik banka dekontunu ibraz etme talebine, savunma avukatları rivayet ve kulaktan dolma olduğu gerekçesiyle itiraz etmesine rağmen Yargıç Berman ibrazına izin veriyor.
Zarrab, altın ticaretinin nasıl çalıştığını gösteren bir şema çizmek için tanık kürsüsünden aşağıya indi. Savcı dünkü açılış konuşmasında bu prosedürle ilgili de bilgi vermişti.
Bu arada Hakan Atilla davasında Rıza Zarrab’ın ifadeleri sırasında ufak bir çevirmen krizi yaşanıyor. Zarrab, çevirmenin yaptığı bir çeviriyi düzeltti. Salonda davayı izleyen gazeteciler de çevirmenle ilgili sıkıntıyı sıkça dile getirdi.
Zarrab şemayı çizdikten sonra tanık sandalyesine geri döndü. Savcı şemayı kanıt dosyasına ekledi. Bu, şemanın halka ve basına açık olacağı anlamına geliyor.
Duruşmaya verilen 5 dakika aranın ardından duruşma salonunda Süleyman Aslan’ın asistanı ile Rıza Zarrab arasındaki bir telefon konuşmasının ses kaydı dinlendi.