BIST 100 9.693,46 % 1,77
USD/TRY 32,5355 % 0,02
EUR/TRY 34,7190 % 0,09
Piyasalar
9.693,46
% 1,77
32,5355
% 0,02
34,7190
% 0,09
1,0656
% 0,12
45,44
-0,05
2.391,93
% 0,54
87,29
% 0,21
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Kılıçdaroğlu: OHAL bugün kaldırılsa faiz yarıya iner

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan açıklamalar

Kılıçdaroğlu: OHAL bugün kaldırılsa faiz yarıya iner
DÜNYA 20 11 2017, 08:17

Türkiye'de faiz ve enflasyon tartışmaları devam ederken son açıklama Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi.

OHAL'in yerli ve yabancı yatırımcıları ürküttüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "OHAL bugün kaldırılsa 3 ay içinde faiz, 1 yıl içinde enflasyon yarıya iner" dedi.

Dünya'ya konuşan Kılıçdaroğlu, enflasyon ve faiz için çözüm önerisini şu şekilde ifade etti:

"İlk adım olarak hemen şimdi OHAL kaldırılmalı. OHAL bugün kaldırılsa 3 ay içinde faizler, bir yıl içinde de enflasyon yarıya iner. Bizim ekonomi birimimizin yaptığı hesaplamalara göre OHAL'in yarattığı korku ve dehşet ortamı kalktığında geçmiş trendler analiz edilerek bir yıl içinde enflasyonun kayda değer bir şekilde azaltılabileceği, dar tanımlı işsizliğin tek haneli rakamlara ineceği hesaplandı. Ayrıca dış politikanın ekonomik maliyetleri üzerine de çalışıyoruz. Kısa vadede değiştirebileceğimiz bütün değişkenlerin maliyet ve getirilerini hesaplayarak bir yol haritası hazırlıyoruz. Aslında bunları 4 temel ilke şeklinde özetleyebiliriz. Bunların başında demokrasi geliyor. İkincisi ekonominin tutarlı ve sağlıklı programla yeniden yapılandırılması, üçüncüsü hukukun üstünlüğü. Bakın yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülkede can ve mal güvenliğinden söz edilemez. Bir kararnameyle hükümet kızıp mal varlığınıza el koyabiliyorsa ve siz hiçbir hak arama merci yeri bulamıyorsanız yatırım yapamazsınız, yabancı da gelmez. Son olarak da tüketen Türkiye yerine üreten Türkiye'nin önünün açılmasıdır."

"GELEN SADECE YÜKSEK FAİZE GELİYOR"

Kılıçdaroğlu, değerlendirmelerinde mevcut durumda Türkiye'nin yabancıyı cezbeden tek tarafının yüksek faiz olduğuna işaret ederek şöyle dedi:

Ekonominin yapısal sorunları iyice kangrenleşiyor. Temel ekonomik göstergelere baktığınızda dünyadan kopuk bir şekilde bir türbülansın içinde olduğumuz ve bir fırtınaya doğru sürüklendiğimiz görüntüsü var. Enflasyon oranı, bize benzeyen ülkelerin 4 katı. Türk Liramız dünyanın en çok değer kaybeden paraları arasında. Döviz kurunun fırlaması ve yüksek enflasyon faizleri yukarı çekiyor. Çifte açık sorunu ile karşı karşıyayız. Hem cari açık hem bütçe açığı veriyoruz. 2017 yılında ilk dokuz ayda cari açık 31 milyar doları geçti, on aylık bütçe açığı 34 milyar TL'ye ulaştı. Kurlar bu kadar yükselmiş olmasına rağmen cari açık artmaya devam ediyor. Buna bir de yüksek dış borç ödemelerini ekleyin; ekonominin ayakta kalabilmesi için yüklü miktarda dış kaynağa ihtiyacı var. Ama Türkiye'yi dünyanın en kırılgan, en riskli ülkelerinden birisi yaptıkları için yeterli dış kaynak da gelmiyor. Gelen de sadece yüksek faize geliyor.

 

"BÜYÜME RAKAMLARI NE KADAR DOĞRU?"

Bununla birlikte Kılıçdaroğlu, TÜİK'in yeni milli gelir hesaplama yöntemi konusunda ikna edici bir performans sergilemediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Evet Türkiye'nin büyümesi görünürde sevindirici bir gelişme. Ancak burada birkaç konuyu hatırlatmakta fayda var. Öncelikle büyüme rakamları ne kadar doğru? TÜİK verilerine sadece biz değil saygın hiçbir ekonomist güvenmiyor. Bu konuda çok ciddi tartışmalar var. Biz de bu tartışmaları yakından izliyoruz." dedi. Kılıçdaroğlu'nun büyüme verilerine dair değerlendirmeleri şu ifadelerle devam etti:

"TÜİK yeni milli gelir hesaplama yöntemleri konusunda ikna edici bir performans sergilemedi. İnşaat ile büyüdük diyorlar. İnşaat büyüdüyse inşaat sektörü girdilerinin büyümesi gerekir. Bu büyümeyi göremiyoruz. Girdi çıktı tablolarını açıklayamıyorlar. Sanayi endeksi rakamları ile büyüme rakamları arasında kopukluk var. Sanayi rakamları hala eski seriyle takip ediliyor. TÜİK tasarrufların arttığını iddia ediyor ancak borçlanmalarda kırılan rekorlar bu iddiayı tartışmalı hale getiriyor.

Büyüme rakamı tartışmalarını bir tarafa bırakıp büyüme kalitesini tartışalım. Hatırlarsanız referandum öncesi çıkarılan bir dizi kanunla Kredi Garanti Fonu (KGF) uygulaması ile birlikte vergi ve SGK teşvikleri sağlandı. Bu tek seferlik çözümler ekonomide geçici bir rahatlama yarattı. Ancak bu pansuman tedavi sorunu ötelerken büyüttü. Sonuçta ekonomide sınırlı bir büyüme sağlandı ancak bu defa kamu maliyesi çöktü. Artan bütçe açığı ile birlikte bütçe açığını da aşan yetkisiz borçlanma faizleri sıçrattı. Kanunlara göre 2017'de en fazla 52 milyar TL borçlanma yetkileri varken TBMM'nin bütçe ile ilgili anayasal yetkilerini gasp ederek on ayda 73 milyar TL borçlandılar. Piyasada faizleri yükseltmek uğruna yapılan yetkisiz borçlanma sonucunda elde edilen tutar Merkez Bankası'nda tutuluyor. Bir felakete hazırlandıkları belli. KGF kaynaklı kredilerin hem bankacılık sektörü hem Hazine için yarattığı riskler de ayrı. Kredi mevduat dengesi hızla bozuluyor."

 

Yukarı

Business HT×