AKIN AYTEKİN
23 10 2017, 10:48 Güncelleme: 10:49
Gün geçmiyor ki ABD Başkanı Donald Trump’ın verdiği, vereceği ve vermesi gereken fakat bir türlü veremediği kararlar dünyanın diline dolaşmasın. Piyasaların belki de en son isteyeceği karakteristik olan öngörülemezlik rozetini göğsünü gere gere takan Trump’ın yaklaşık bir haftalık bir süre içerisinde dünyanın en büyük merkez bankası Fed’in yeni başkanını açıklaması bekleniyor. Trump’ın bugüne kadar yaptığı açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla ise iki aday öne çıkıyor: 2028’e kadar Fed’de görev dönemi bulunan Jerome Powell ve kendi ismiyle ürettiği teoriyle bilinen John Taylor.
Bu iki isimden Jerome Powell aynı zamanda piyasalarda göreve gelmesine en az tepki verilecek isimlerden birisi olarak da gösteriliyor. Öyle ki ABD basınında geçtiğimiz hafta Powell’ın isminin öne çıktığına dair haberlerin yer almasının ardından 10 yıllık gösterge tahvil faizleri yüzde 1.57’den yüzde 1.53’e gerileyerek bir günde dört baz puanlık bir düşüş kaydetti.
Göreve 2012 yılında başlayan ve Janet Yellen’ın başkan seçildiği 2014 yılında görev süresi 14 yıl genişletilerek 2028’e kadar uzatılan Powell, bu dönemde Yellen ve Fischer’ın öncülük ettiği kademeli faiz artışları politikasını dikkatli bir biçimde desteklemeye özen gösterdi. Powell’ın halihazırda devam eden bu politika tutumundan dolayı başkanlık görevine getirilmesinin uzmanlar tarafından piyasalarda en az ters tepkiyi yaratması bekleniyor.
CUMHURİYETÇİ POWELL
Daha önce George W. Bush iktidarı döneminde Hazine’de resmi görevlerde bulunan Jerome Powell, Fed’in üst düzey üyeleri arasında tek Cumhuriyetçi Parti destekçisi olarak öne çıkıyor. Powell’ın bu yönü özellikle dikkate alınmalı, zira 2016 başkanlık seçimi kampanyası sürecinde Trump birkaç kez yaptığı “Fed başkanı bizim partiden olsa fena olmaz” açıklamaları ile dikkat çekmişti. Powell’ın düşük faizleri yeğleyen güvercin tutumu Trump’ın iş yanlısı perspektifine de daha uygun gelebilir.
Trump tarafından Kongre’ye önerilebilecek diğer isim olarak öne çıkan John Taylor ise bazı analistler tarafından gündemdeki beş aday arasında en şahini olarak değerlendiriliyor. Fed’de herhangi bir tecrübesi bulunmayan ve Powell gibi yine bir Cumhuriyetçi Parti destekçisi olan Taylor’ın kendi adına ürettiği bir teori de bulunuyor. Dünya genelinde Merkez Bankası yetkililerinin büyüme, enflasyon ve doğal işsizlik oranı gibi faktörleri göz önüne alarak faiz politikası oluşturmak için başvurdukları “Taylor Kuralı”nın uygulanması durumunda ABD’de bugün yüzde 1.25 civarında olan Fed faiz oranlarının yüzde 3’ün üzerinde olması gerekiyor.
TAYLOR GELECEĞİN NOBEL FAVORİLERİNDEN
Bunlarla birlikte 2012 yılında Bloomberg Markets tarafından “piyasaları yönlendirme gücüne sahip en etkili 50 isim” arasında gösterilen Taylor, Thomson Reuters tarafından da gelecekte Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanması muhtemel isimler arasında gösteriliyor.
Trump’ın yeni Fed başkanını 3 Kasım’da başlayacağı Asya gezisi öncesinde açıklaması bekleniyor. Fakat hem Taylor hem de Powell’ın Fed’e beraber atanması muhtemel. Zira Şubat 2018’de görev süresi dolacak olan Başkan Janet Yellen ile beraber istifa etmiş olan Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’ın da koltuğu boş bulunuyor olacak. Dolayısıyla iddialar bu haftadan sonra Powell ile Taylor arasında kimin başkan ve kimin başkan yardımcısı olacağı üzerinde yoğunlaşabilir.
