Davranışsal ekonomi alanındaki çalışmalarından dolayı hafta başında Nobel Ekonomi Ödülü'ne layık görülen Chicago Üniversitesi Profesörü Richard Thaler, Bloomberg International'a konuştu.
Mevcut durumda hiçbir kaygı belirtisi göstermeyen hisse senedi piyasalarının kendisini endişelendirdiğini vurgulayan Thaler, "Hayatımızın en riskli döneminde yaşıyoruz ve piyasalar şekerleme yapıyor gibi görünüyor. Bu durumu gerçekten anlamıyorum" dedi.
ABD'de ekonomi ve işgücü piyasası büyümeye devam ederken, S&P 500 endeksi Başkanlık Seçimleri'nden bu yana en yüksek seviyelere erişmek üzere. Daha düşük vergiler beklenirken Washington'ın politika hamlesi sınırlı.
Bütün kariyeri boyunca ekonomik aktörlerin karar alırken bağlı kaldığı irrasyonel ve dürtüsel etkenler üzerine çalışan Thaler, piyasadaki düşük volatilite ve yatırımcılar arasında devam eden iyimserliğe şüpheyle yaklaştığını söyledi:
"Sizi bilmem ama ben biraz gerginim. Yatırımcılar da gerilirse, korku yaratmaya en yatkın isimler onlar olacak. Ancak şu anda piyasayı hiçbir şey korkutmuyor gibi görünüyor. Eğer kazançlar vergi reformu beklentilerine bağlıysa, yatırımcılar, bu reformun gerçekleşeceğine dair güvenini kaybetmiş durumda."
"Cumhuriyetçi yönetim çift partili olabilecek hiçbir şeye ilgi duymuyor gibi görünüyor. Hatta parti içinde de oy birliğine ihtiyaçları var ancak buna sahip değiller. Ayrıca Başkan'ın ihtiyacı olan oyları sürekli aşağılaması, hiçbir şeyi optimize edecek gibi değil."
Davranışsal ekonomi ve finansın yanı sıra karar verme mekanizmaları üzerine yaptığı çalışmalar ile tanınan 72 yaşındaki Thaler, çalışmalarında, ekonomide yaygın olarak kullanılan "herkesin rasyonel ve bencil olduğu" varsayımı yerine daha "insani" olabileceği varsayımına yer veriyor.
Thaler'in "adalet" üzerine çalışması ise tüketici endişelerinin şirketlerin yüksek talep dönemlerinde fiyat yükseltmesini durdurabileceğini savunuyor. Ancak bu, maliyetlerin yükseldiği dönemlerde geçerli değil. 72 yaşındaki profesörün araştırmaları, insanların kısa vadeli dürtülerine nasıl yenik düştüklerini, bu nedenle yaşlılık dönemleri için plan yapamadıklarına ışık tutuyor.